Güncelleme Tarihi:
Kızıl’ın ifadesinde dikkat çeken bölümler şöyle:
‘Sıla Hanım’ın asistanı ve stil danışmayım. Sıla’nın o gün Ahmet Kural ile görüşeceğini biliyordum. Kendisinin o gün giyeceği kıyafetleri ben seçtim. Kendisine beyaz gömlek, deri bir pantolon, siyah bir trençkot ve siyah ayakkabı tercih etmiştim. Bunları giyerek Ahmet Kural ile buluşacaktı. Ben Beşiktaş’taki kendi evimde kaldım. Sabaha karşı 05.00 gibi beni aradı. ‘Geliyorum’ diyerek telefonu kapattı. Merak ederek tekrar aradım. ‘Mahmutlayım, geliyorum’ diyerek tekrar kapattı. 15-20 dakika sonra evime geldi. ‘
‘Düğmeleri kopmuş, deri pantolonu yırtılmıştı’
‘Eve geldiğinde üzerindeki beyaz gömleğin düğmeleri kopuk, yakasında yırtık ve kan izi vardı. Deri pantolonunda yırtılma vardı. Trençkotta da yırtık vardı. Kapıda iken yüzünün sol tarafındaki şişliği gördüm. Deri pantolonundaki yırtık kalça kısmına doğru idi. Trençkottaki yırtık Sıla’nın arka tarafında, kalça bölgesinde idi. Gömleğin kopan düğmeleri de Sıla’nın göğüs bölgelerine denk geliyordu.'
'Küpe kulağına batmış'
'Sıla’yı evin salon kısmına davet ettim. Neler olduğunu sordum. Yüzünün sol göz çevresinde şişlik, kızarıklık ve morluk vardı. Kulağının arkasında küpenin batması ile oluşan küçük kanamalar vardı. Yüzündeki ödem için buz getirdim. Bu sırada Sıla, Ahmet Kural ile yaşadıklarını anlatıyordu. Sıla, kulaklarının uğuldadığını, Ahmet Kural’ın kulağına ve yüzüne vurduğunu, saçından tutup başını duvara vurduğunu, kollarına ve omuzlarına vurduğunu, birkaç kere evden çıkmaya çalıştığını ama Ahmet Kural’ın kendisini çekiştirip engel olduğunu, yerde iken de tekme vurduğunu söyledi. Kendisine gri bir tişört ve eşofman altı verdim.’