Güncelleme Tarihi:
Üsküdar Fethipaşa Korusu'nda kimliği belirsiz bir magandanın açtığı ateş sonucu yaralanan 17 yaşındaki Reşit Rıdvan Durur, ölüm tehlikesini atlattı. Academic Hospital'da tedavisi süren ve günden güne iyileşen Durur, ömür boyu beynindeki kurşunla yaşayacak. Durur’un yakınları ve arkadaşları, devletin önüne gelene silah vermemesi ve toplumun silahlardan arıdrılması için bir kampanya başlattılar.
Silah ve şiddetin topluma sinsice egemen olmasının son kurbanlarından biri olan 17 yaşındaki Reşit Rıdvan durur'n sağlık durumu hızla iyileşiyor. Ama genç, bundan sonra beynindeki kurşunu ömür boyu taşıyacak. Durur, ‘‘Artık yaşamımı kafamdaki kurşunla birlikte sürdüreceğim. Bundan böyle kapılardaki dedektörler ben geçtiğim zaman ötecek’’ diye konuştu.
Ameliyatı yapan Beyin Cerrahı Uzman Operatör Doktor Hakan Karabağlı, Durur'un sağlık durumunun son derece iyi olduğunu, görme, işitme gibi bir bozukluğu bulunmadığını belirtti. Karabağlı,‘‘Hasta ömür boyu bir santimetre çapındaki kurşunla yaşayacak. Biz bunu sürekli kontrol edeceğiz. Beyine bir zarar söz konusu olacaksa, ileride ameliyat ederek almaya çalışacağız’’ dedi. Hastane odasında olay hakkında bilgi veren Durur, ilk önce kendisini kaybettiğini ve gözlerinin karardığını belirterek şunları söyledi:
‘‘Kafama taş isabet ettiğini zannettim, sonrasını hatırlamıyorum. Vurulmadan önce, birlikte yürüyüş yaptığım kuzenlerimle cin ve perileri konuşuyorduk. Ben yere düşünce, şaka yaptığımı sanmışlar. Ancak kan görünce beni hastaneye götürmüşler. Bu tür olayların olmaması için devletin önlem almasını istiyorum. Silahlara karşıyım.’’
Bu arada, Reşit Rıdvan Durur'un kızkardeşi Dilara ile kuzenleri Çilem, Murat, Kader ve Zeynep Kazancıoğlu, yetkilileri harekete geçirmek için imza kampanyası başlattı. Çilem Kazancıoğlu, Rıdvan Durur'un hastanede kendine geldikten sonraki ilk sözleri olan, ‘‘Ben silahları sevmiyorum, hiç kimse sevmesin. Devlet her önüne gelene silah vermesin. Ben bir insanım’’ sözlerinden çok etkilendiklerini belirterek, böyle bir kampanya başlattıklarını söyledi. Çilem Kazancıoğlu ve kardeşlerinin hazırladığı bildiri şöyle: ‘‘Sokaklarda, parklarda, piknik alanlarında korku içinde olmak istemiyoruz. Toprağımızda kendimizi rahat hissetmek istiyoruz. Her an yanımızdan bir kurşunun geçmesi, oturduğumuz bankın altında bomba olması tedirginliğini yaşayarak 'korkaklar ordusu' olmak, gözyaşı dökmek istemiyoruz. Rıdvan'ın durumu iyiye gittiği için biz şanslıyız. Ama bir dahaki kurşun, kim bilir nerede kimi hedef alacak, kimlerin canını yakacak. Devletimiz bu kendini bilmezlere daha ne kadar silah dağıtacak? Başka Fatma'lar ölmesin, başka Rıdvan'lar, ömür boyu kafalarında kurşunla gezmesin.’’