Silahları susturma iradesine sahibiz
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2007 00:00
Parti liderlerini demokrasi zirvesi yapmaya davet eden DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş "Silahları susturma iradesini ve inisiyatifini gösterebilecek durumdayız. Bizim projemizin Türkiye’nin geleceğini kurtaracağını açıkça belirtiyoruz" dedi.
DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, siyasi partilere çağrıda bulunarak "Bizim akan kanı durduracak projemiz var. Tüm parti liderleri bir araya gelelim. Terör zirvesi değil demokrasi zirvesi yapalım. Halklarımıza 100 yılın barışını hediye edelim" dedi.
Demirtaş, DTP 2. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde seçilen Parti Meclisi’nin (PM) dün yapılan ilk toplantısında açılış konuşması yaptı. Demirtaş sunacakları yeni projeyi şöyle anlattı:
ÖZGÜRLEŞTİRECEK PROJE
"Nasıl 8 askeri getirme iradesini gösterdiysek silahları susturma, tek bir silahlı insanı kalmamasını sağlama iradesini ve insiyatifini gösterebilecek durumdayız. Bunu başarmak için bizim projemiz var. Bunun Türkiye’nin geleceğini kurtaracak, hiçbir kesimde infial yaratmayacak, böldürmeyecek aksine bütünleştirecek, üniter ama tek devlet kalarak, devletçiklere bölünmeden ve bu emelleri olanlarında önüne geçerek fakat tüm kültürleri de özgürleştirecek bir proje olduğunu açıkça belirtiyoruz. Hükümetin de acilen kendi açılımını geliştirmesini bekliyoruz. Bunları basın önünde kamuoyunda tartışmayabiliriz.
HEDEF YAPILDIK
Parti yöneticilerimiz ve milletvekillerimiz hedef haline getirilmektedir. Bu tehlikeli gidişata karşı, ne hükümetten, ne başbakandan ne diğer partilerden sağduyulu bir yaklaşım maalesef gelmemektedir. Dolayısıyla, saldırıların hedefine konulan partimiz ve yöneticilerimiz bugünden sonra herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmaları durumda bunun vebali doğrudan doğruya hükümetin ve başbakanın boyunda olacaktır.
TOPLUMA DÖNECEĞİZ
Meclisi siyaseti çözüm merkezi haline getirmek istiyoruz. Ancak buna kapalı olan partilerin Meclis’i adeta tıkadığı ortamda, orada güçlü kararlar alınamayacağını gördük. Dolayısıyla yeni yönetim olarak toplumsal çalışmalara çok daha fazla ağırlık vereceğiz. Ama bu meclisin hiçe sayılması değil. DTP’nin meclisten çıkarılarak tamamen bir kaos ortamına sürüklendiğini görüyoruz. Bunun karşısında yapacağımız, demokrasi güçleri ve halkımızla tartışarak bu saldırılara karşı demokratik hakkımızı kullanmak ve halkımıza dönüp ne yapmak gerektiğini kendileri ile tartışmak olacaktır.
Demirtaş, DTP 2. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde seçilen Parti Meclisi’nin (PM) dün yapılan ilk toplantısında açılış konuşması yaptı. Demirtaş sunacakları yeni projeyi şöyle anlattı:
ÖZGÜRLEŞTİRECEK PROJE
"Nasıl 8 askeri getirme iradesini gösterdiysek silahları susturma, tek bir silahlı insanı kalmamasını sağlama iradesini ve insiyatifini gösterebilecek durumdayız. Bunu başarmak için bizim projemiz var. Bunun Türkiye’nin geleceğini kurtaracak, hiçbir kesimde infial yaratmayacak, böldürmeyecek aksine bütünleştirecek, üniter ama tek devlet kalarak, devletçiklere bölünmeden ve bu emelleri olanlarında önüne geçerek fakat tüm kültürleri de özgürleştirecek bir proje olduğunu açıkça belirtiyoruz. Hükümetin de acilen kendi açılımını geliştirmesini bekliyoruz. Bunları basın önünde kamuoyunda tartışmayabiliriz.
HEDEF YAPILDIK
Parti yöneticilerimiz ve milletvekillerimiz hedef haline getirilmektedir. Bu tehlikeli gidişata karşı, ne hükümetten, ne başbakandan ne diğer partilerden sağduyulu bir yaklaşım maalesef gelmemektedir. Dolayısıyla, saldırıların hedefine konulan partimiz ve yöneticilerimiz bugünden sonra herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmaları durumda bunun vebali doğrudan doğruya hükümetin ve başbakanın boyunda olacaktır.
TOPLUMA DÖNECEĞİZ
Meclisi siyaseti çözüm merkezi haline getirmek istiyoruz. Ancak buna kapalı olan partilerin Meclis’i adeta tıkadığı ortamda, orada güçlü kararlar alınamayacağını gördük. Dolayısıyla yeni yönetim olarak toplumsal çalışmalara çok daha fazla ağırlık vereceğiz. Ama bu meclisin hiçe sayılması değil. DTP’nin meclisten çıkarılarak tamamen bir kaos ortamına sürüklendiğini görüyoruz. Bunun karşısında yapacağımız, demokrasi güçleri ve halkımızla tartışarak bu saldırılara karşı demokratik hakkımızı kullanmak ve halkımıza dönüp ne yapmak gerektiğini kendileri ile tartışmak olacaktır.