Güncelleme Tarihi:
Olay, geçen yıl 2 Aralık günü Gemlik’e bağlı Umurbey Mahallesi’nde meydana geldi. Tülay ve Özden Uludağ çiftinin iki çocuğundan büyüğü Tuğçe, Pamukkale Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı Bölümü’nü bitirdikten sonra ailesinin yanına geldi. İş buluncaya kadar Gemlik Halk Eğitim Müdürlüğü’nün açtığı Bilgisayar Kursu’na devam eden genç kız, kendisini platonik aşk ile seven çiftçi Aykut Ertunç’un arkadaşlık teklifini kabul etmedi.
REDDEDİLMEYİ KABULLENEMEDİ
İddiaya göre reddedilmeyi kabullenemeyen Ertunç, cep telefon numarasını öğrendiği Tuğçe Ertunç’u rahatsız etmeye başladı. Şikayet üzerine savcılık, Aykut Ertunç hakkında genç kıza yaklaşmaması konusunda koruma tedbirli uzaklaştırma kararı verdi. Uzaklaştırma kararına rağmen Tuğçe Uludağ’ın oturduğu binanın önüne kadar gelen Aykut Ertunç, yanında getirdiği av tüfeği ile Tuğçe’ye ateş ederek öldürdü. Kendisi de aynı tüfekle intihara kalkışan Ertunç, yaralı halde otomobiline binerek hastaneye gitti. Tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Aykut Ertunçun Bursa 5'nci Ağır Ceza Mahkemesinde ’Tasarlayarak adam öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
Duruşmaya öldürülen Tuğçe Uludağ'ın annesi Tülay ile babası Özden Uludağ katıldı. Duruşmayı CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri izledi. Anne Tülay Uludağ, mahkemede sanıkla yüz yüze gelince "Allah belanı versin, şerefsiz. Bu caniye en ağır cezayı verin" diye bağırdı.
Mahkeme karşısında ifade veren Aykut Ertunç, Tuğçe Uludağ ile 1,5 yıldır arkadaş olduklarını, arkadaşlarını resmileştirmek için ailelerin görüştüğünü öne sürerek kendini şöyle savundu:
"Ailelerimizin görüşmesinden iki hafta sonra benimle görüşmek istemediğini söyledi. Yine iki defa oturup konuştuk. Tekrar bir gün karşılaştığımızda bu işin olmayacağını belirtti. Olay günü Gemlikte ayak üstü görüştük. Yine olmayacağını tekrarladı. Ben de iki kutu bira aldım. Biraları içerek Umurbey Mahallesi'ne arkadaşlarımı görmeye gittim. Gemlik Avcılar Kulübüne üye olduğum için sürekli arabamda tüfek bulunuyordu. Tuğçe'nin evinin yakınına park ettim.Tuğçe'nin gece saat 21.00 sıralarında otobüs durağından evine doğru geldiğini gördüm. Arabadan indi yeniden konuşmak istedim. 'Babam öldü, sen ayrılınca psikolojim bozuldu' dedim. 'Bana ne' diyerek hakaret etti. Arabaya gidip tüfeği aldım. Evine doğru yürürken Tuğçe diye seslenerek üç el ateş ettim. Yüzünün bana dönük olup olmadığını bilmiyorum. Karşılaşmamız tesadüfen oldu. Sonra zeytinlikte kendi göğsüme tüfeği dayayıp ateş ettim."
Olay günü zeytin bahçesinden eve döndüklerini belirten anne Tülay Uludağ ise ifadesinde şunları anlattı:
"Eşim, kahveye gidip bir çay içip geleceğini söylemişti. Ben de oğlumla evde kahve içecektik. Bir patlama sesi duydum. Önce doğalgaz patlaması zannettim. Daha önceden Aykut'un kızımı tehdit ettiğini, mesajlar attığını bildiğimden 'Ah Tuğçem gitti' dedim. Balkona çıktığımda sanıkla göz göze geldik. Evin önünden uzaklaştı. Aşağıya indiğimde kızım yerde kanlar içinde yatıyordu.Bu caniye en ağır cezayı verin."
Kızının Gemlikde Halk Eğitim Müdürlüğü'ne kursa gittiğini, her akşam saat 21.00 sıralarında döndüğünü, geç gelecekse telefon ettiğini söyleyen baba Özden Uludağ da, "Kahvede otururken, bir genç gelerek 'Tuğçeyi vurmuşlar' dedi. Koşa koşa eve gittiğimde kızımı yerde gördüm. Sanık kızımı tasarlayarak öldürdü. Ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, diğer tanıkların dinlenmesi ve eksik evrakların tamamlanması için duruşmayı erteledi.