Güncelleme Tarihi:
Wall Street Journal’da yayımlanan bir haber analizde, ABD'de faiz oranları rekor seviyede düşük tutulurken, kredi bulma konusunda halen sıkıntı yaşanmasına neden olan sıkı para politikalarının ekonomik iyileşmeye köstek olabileceğine dikkat çekildi.
ABD’de otomobil kredileri ve kredi kartı borcuyla desteklenen menkullerin ihracı, 2009’un ikinci ve üçüncü çeyreklerinde 50 milyar dolar seviyesindeyken, dördüncü çeyrekte 27 milyar dolara geriledi. Diğer yandan, birçok şirketin finansman desteği almak için kullandığı kısa vadeli kredilerde büyük bir artışın olmadığı görüldü. 2009’un Eylül ayında 1.3 trilyon dolar olan kredi seviyesi, Ocak’ta 1.1 trilyon dolara geriledi.
Goldman Sachs ve Deutsche Bank gibi küresel bankalar ve Princeton, Columbia, New York gibi üniversiteler, “finansal şartlar endeksi” hazırlanması için bir ekip oluşturdu. Haber analizde, bu endeksin önemli bir gelişme olduğuna dikkat çekildi.
Kredi bolluğu ve kredinin maliyeti ekonomik büyümeyi, enflasyonu ve varlık fiyatlarını tetikleyen faktörlerden biridir. Para ucuz ve erişilebilir olduğunda, ekonomi kısa vadede daha hızlı büyür ancak bu sırada enflasyonun yükselme ve varlık fiyatlarının şişme ihtimali de belirir. Piyasada paraya rahat bir şekilde ulaşılamadığında ise ekonomik büyüme can damarlarından birini kaybeder.
FED ETKİSİ
Diğer yandan ABD’de büyüme Fed’in piyasaya aktardığı paralar sayesinde 2009’un ilk yarısında iyi bir seyir izlese de yılın ikinci yarısında para politikaları yine sıkılaştırıldı.
Chicago Üniversitesi Booth İşletme Okulu’nda düzenlenen bir konferansta konuşan Deutsche Bank baş ekonomisti Peter Hooper, “ABD finans sektörü halen kendine gelebilmiş değil. Normale dönmesi zaman alacak” dedi.
Haber analizde özellikle varlık destekli menkul sektöründe herhangi bir canlanmanın görülmediğine dikkat çekildi. Ticari gayrimenkul kredileri, otomobil kredileri ve bankaların verdiği diğer kredilerde bir azalma görüldü.
Fed ise piyasaları canlandırmak için elinden geleni yaptı. Varlığa Dayalı Menkul Borçlanma Kolaylığı (TALF) sistemini geliştirdi. Bu program yatırımcıların geri ödemesiz krediler almasını sağlayarak piyasaları hareketlendirdi. Ancak ekonomistler TALF’a rağmen, kredi piyasasının yaralarının sarılamadığına dikkat çekti.