Güncelleme Tarihi:
Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, "Türk biber gazı marşı" başlıklı bugünkü yazısında notalarıyla, hikayesiyle "Sık bakalım"ı anlattı.
Yetkin, "Sık bakalım"ı "İtalyan partizanların 'Bella Ciao'ı kadar vatansever, İsraillilerin 'Hava Nagila'sı kadar geleneksel, 'La Marseillaise' kadar devrimci, 'Enternasyonal' kadar siyasi, Queen'in 'We are the champions'ı kadar popüler değil" diye anlattı ve şöyle devam etti:
"Ama Taksim protestolarının sembolü haline geldi ve protestocular ne zaman polis tarafından gazlansalar söylenmeye başladı. Öksürükleri ve gözyaşları kesilir kesilmez birka dakika içinde toplanığ bu marşı polise karşı bir slogan olarak söylemeye başladılar."
"Sık bakalım, sık bakalım / Biber gazı sık bakalım / Kaskını çıkar, copunu bırak / Delikanlı kim, bakalım" şeklindeki sözleriyle dillere pelesenk olan "Sık Bakalım"ın 2006-207 sezonunda polis futbol tribünlerinde biber gazı kullanmaya başladığı dönemde ortaya çıkan marşın neden sembolleştiğini de anlatan Yetkin, "Hayır, sadece Türk polisinin, artık devlet yetkililerince de kabul edilip özür dilendiği üzere, polisin aşırı gaz ve güç kullanmasına tepki olarak değil. Aynı zamanda, protestocuların doğasına, profiline uygun olduğu için de..." dedi.
Taraftar gruplarının sert ve küfürlü sloganlarının "Taksim’i doldurmaya başlayan 1990’larda doğmuş, bilgisayar oyunlarıyla büyümüş, eğitimli genç kız ve erkeklerine" ağır geldiğini ama "Sık bakalım"ın sahiplenilebilir olduğunu ifade eden Yetkin’in paylaştığı notalar da şöyle: