Siirt’te tek gitar kalmadı

Güncelleme Tarihi:

Siirt’te tek gitar kalmadı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 1997 00:00

Haberin Devamı

Yıllar sonra Siirt'teyim. Doğduğum topraklarda. Başbakan Mesut Yılmaz, iki kez ertelenen Siirt gezisini, yanına Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ile bir düzineyi aşkın bakanı da alarak, dün gerçekleştirdi. Bu bir bakıma özürdü.

‘‘Muhalefetteyken gelemedim, iktidarda geldim’’ sözleriyle başladığı konuşmasında, bölgeye yapılacak yatırımları sıralarken, bir bakıma bu özrü dile getiriyordu.

Bölge insanı işsiz, yaşam zorluğu içinde. Köyden göç, tarımı da vurmuş, hayvancılığı da. Bu yüzden bütün gözler devlette. Ama devletin gözü, nedense buraları sadece polis ve jandarma önlemleriyle görüyor. Yazık ki, 1997 kamu yatırımlarında GAP illeri içinde Siirt'in payı yüzde 0. Yazıyla sıfır, rakamla sıfır.

Siirtli işadamı Suat Kayhan, bölgede yatırıma hazır. ‘‘Avantajlı bölgelerdeki yatırımcılarla rekabet edebilmemizi sağlayacak önlemleri alsınlar. Hangi yatırımı isterlerse yaparım. Para benden, huzuru sağlamak ve ekonomik tebdirleri almak onlardan’’ diyor. Ama halen kurulu un fabrikasını, yıllardır faaliyete geçiremiyor. Trilyonluk yatırım neredeyse çürümeye terk edilmiş. Günde 100 ton buğdaydan, 80 ton un çıkaracak kapasiteye sahip fabrikayı, elemansızlıktan çalıştıramıyor. Bir yanda binlerce kişi ‘iş’ diye çırpınıyor, bir yanda trilyonluk yatırım elemansızlıktan çalıştırılamıyor. Eleman, ama kalifiye eleman arıyor. İşletme bilen eleman arıyor. Sorunun temelinde, bir de eğitim var demek ki... Siirt'in mücadeleci, usta gazetecisi Cumhur Kılıççıoğlu, Suat Kayhan'ın bu sözlerinden habersiz, sanki bu olguya işaret ediyor:

‘‘1960'lı yıllarda Siirt'te 30 gitar vardı. Şimdi bir tane yok. Bir piyano vardı, şimdi hiç yok. Her yıl onlarca tiyatro eseri sahnelenirdi, şimdi sahne yok. 3 sinema vardı, şimdi yok.’’

Anlaşılıyor ki, Siirt 30-40 yıl öncesinden bile geride. Aslında tüm bölge aynı durumda. Diyarbakır'ı, Batman'ı, Hakkâri'si, Bitlis'i, Muş'u, Şanlıurfa'sı bundan farklı değil.

Ve şimdi, herkes gözlerini devlete dikmiş. Devlet karşılarında. Yılmaz'ı, Ecevit'i, Salih Yıldırım'ı, Erez'i, Taşar'ı, Topçu'su, Uluğbay'ı ve diğer bakanlarıyla, devlet karşılarında.

Çok şey istiyorlar, ama çok umutlu olduklarını söylemek de zor.

Şöyle diyor bir esnaf:

‘‘Başbakan ve bakanlar gelecek diye, hiç değilse yollarımız asfaltlandı. Ona da şükür.’’

Evet, yollar asfaltlanmış, bakanlar gelecek diye. Ama aynı gerekçeyle okulların açılışı bir hafta ertelenmiş.

Buyrun bakalım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!