Güncelleme Tarihi:
En zarif insan oturuşlarından birini ilk onda görmüştüm. Sezai Karakoç’un bürosuna gelmişti bazı arkadaşlarıyla. Hukuk Fakültesi’nde öğrenciydi ve başta Andırın Postası olmak üzere farklı dergilerde şiirler yayımlamaya başlamıştı. O şiirleri ilk okuduğunuz zaman yine o zarif insanı hatırlıyordunuz. Taptaze bir duyarlık. İnceliklerle örülmüş bir şiir vaadi. Bir güzellik düşüncesi erek olmak üzereydi âdeta onda.
Bir gün “Sen, Mevlana, Mehmet Erdoğan, Hüseyin Atlansoy derginin (Diriliş) şiir sayfasını gözetin, orada bir buluşma olsun” dedi Sezai Karakoç. Birkaç sayı ömrü olsa da bu buluşmanın bir ‘işaret’ değeri vardı.
DURU, SÜZÜLMÜŞ, GERÇEKÇİ METİNLER
Şaşırtıcı, temiz, duyarlığı hasbi fakat yaratıcı bir hamle taşıyordu yazdıkları. Sadece şiirinde değil kısa öykülerinde, anlatılarında, denemelerinde de vardı bu özellik. Jest, kültürel göndermelerle yüklenmiş bir söz tasarrufuydu onda. Duru, süzülmüş, gerçekçi ve uyarıcıydı metinleri. Çalışmaya değil yaşamaya açık mizacı uzun sürede çıkmaz arayışlara sürüklemedi onu. Adım adım çocuk edebiyatına, çocuklar için yazmaya ve düşünmeye yöneltti. Ben ondan, kuşağımın lokomotif şairlerinden birisini bekledim daima. O, çocuk dergileri çıkardı. Mavi Kuş mesela unutulacak dergilerden değildi. En son da Çeto ile öne çıktı dergiciliği. Girişim, söz yanında değer üretmeye açık girişim hep belirleyici oldu Mevlana İdris’te. Diyebilirim ki dünyanın her yerinde sevgiye ve empatiye bağlı bir insan girişiminin gönüllü elçisiydi.
Çocuk edebiyatı alanındaki bilinçli gayreti, çocukluğun temiz ve bir o kadar da zorluklarla dolu evreninde yol açma, öncü olma hedefi taşıdı. Ekip kurmakta, insanlarla çalışmakta ve onları organize etmekte başarılıydı. Yazdığı onca şiir kitabı ve anlatı, masal kendi hassas dengelerini korurken dil zevki, edebiyat değeri fakat asıl önemlisi ruhsal empati rikkatinden geri durmadı.
KENDİSİ OLMAYA ADAY BİR ŞAİRDİ
Mevlana İdris, kendisini de bir çocuk gibi konumlandırarak yol almaya çalıştı. Çocukların dünyasına gidecek yolun dil zevkinden geçtiğini biliyordu. Dilci demek yerindedir onun için. ‘Kuş Renkli Çocukluğum’, onu bize getiren ilk kitaptı. Başkasına benzemeden kendisi olmaya aday bir şairin ayak sesleriydi. ‘İyi Geceler Bayım’da ise, onun jest kadar yeni bir duygu aklı yarattığını gördük.
Başta Çocuk Vakfı’nın kuruluşu olmak üzere, ülkemizde çocuğun ve çocukluğun pedagojik vasıflar, estetik, sosyoloji bilgisi ve temel insani değerler üzerinde yürümesi uğruna ömrünü harcadı. Hepimizin, yakın, çok çok sevgili ve unutulmaz dostlarından oldu hep. İki kalp sessiz ve sevgiyle atardı onunla buluştuğunuzda. Şairdi her an. Onu ilk gördüğüm anda hissettiğim insan olmanın yüksek nezaketiydi. Yazdıkları kadar hamlelerinin de ufku zamanla anlaşılacak. Güle güle aziz dost. Bize bıraktığın güzelliklere bin kere teşekkür. Şiirine ve hayatına saygı…
SİYASİLERDEN TAZİYE MESAJI
Mevlana İdris Zengin’in ölüm haberi, başta ailesi ve sevenleri olmak üzere edebiyat dünyasını yasa boğdu. Taziye mesajı yayımlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aileyi de arayarak başsağlığı diledi. Erdoğan mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Vefat haberini teessürle öğrendiğim mesai arkadaşım, değerli yazar ve şair Mevlana İdris Zengin kardeşimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin, ailesinin ve tüm sevenlerinin başı sağ olsun, mekânı cennet olsun.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da taziye mesajı yayımladı. Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından paylaştığı mesajında, “Bir kum tanesiyim ama çölün derdini taşıyorum diyen, değerli yazar ve şair Mevlana İdris Zengin’in vefatını üzüntüyle öğrendim. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop da Twitter’dan taziye mesajı yayımladı.