Şiir dünyası

Güncelleme Tarihi:

Şiir dünyası
Oluşturulma Tarihi: Eylül 16, 2000 00:00

Hazırlayan Mustafa UYSAL
Haberin Devamı

Bir portre : Zeki İPEKDAĞ

Şiirlerinde insan var

Depremde Gölcük'te idi Zeki İpekdağ. Oturdukları evin çatısı kaydı ve onlar en üst kattaydılar. Aileden can kaybı yok, ama dostlardan çoktu

938 yılında Eskişehir'de doğan İpekdağ, ilk ve orta öğrenimini burada bitirdi. Sanat enstitüsünde öğrenciyken yerel gazetelerde şiirler ve denemeler yazdı. Yedeksubay öğretmenlikten sonra işçilik yaşamı başlar İpekdağ'ın.

Sonra Kütahya ve İzmit yılları. Bir kız bir oğlan. Onların eğitimleri ve 1983 yılında emeklilik.

Zeki İpekdağ, 1955 yılında başladığı şiire uzun süre ara verir. 50'li yıllarda Ankara Radyosu'nun 'Gecenin İçinden' programına katılır ve kendi sesinden şiirlerini okur. 1959'da Eskişehir Gazeteciler Derneği'nin yarışmasında şiir dalında birincilik ödülü alır.

Gölcük depremini olanca hüznüyle, acısıyla yaşayan Zeki İpekdağ, bir süre Bursa'da bir yakınının yanında yaşadıktan sonra bu yılın Mayıs ayında Antalya'ya yerleşir.

‘‘Gün inerken ufukta erdim işte sılaya/Çit içinde havlayan köpek beni unutmuş/Pencerede ışık yok, bacada tüten duman/Yıldızlara asılı bir kaç tutam bulutmuş/ Ellerim ayaklarım, kor yüreğim üşüyor/Haykırdım nara attım sözler yere düşüyor/Kuşkular etrafıma çıkmaz yollar döşüyor/Zaman sanki bahçede gölgeni de kurutmuş’’ diye özlemini dile getiren İpekdağ'ın şiirlerinde insan ve çevre hakimdir.

İpekdağ, yine bir şiirinde savaşın ne denli anlamsız olduğunu vurguluyor ve şöyle sesleniyor:

‘‘Benim insan kafam/Nedir bu rampalar roketler/Belli ki patlamaya hazır/Anladım sen yaptın düğmeleri/Düğmeler büyük patlamalar yaratır.’’

İpekdağ'dan bir şiir

Prometheus'a İnat

Pınar gözlerimiz kapandı

Kozalakların alevdeki

kanguru dansıyla

Üç günde boyatan işlek tohumları

Koşturmak için çalınmış alanlarda

Beton heykeller diktik

gökle yer arasında

Kibrite yükleyip yükün ağırını

Yeşil yüzyılların

soluğunu kattık dumana

Karşı kıyılarındayız denizlerin

Kuşamsız deniz atlarıyla geçerdik

Ayaklarımız değmeden suya

Şimdi balçıklara yakın

Dalmış mezarlarında deniz atları

Soluksuz uykuya.

Sahi siz

Karşı kıyıdan buralara

Tahta atlarla mı geçtiniz?

ŞİİR PANOSU

Okullar açıldı. Kitabevi ve kırtasiye dükkanlarının önü ana baba günü. Bir yanda çocuklar, bir yanda analar babalar... Bir curcunadır sürüp gidiyor. Antalya'da bir kitabevi (ELT) bir süredir vitrinin önüne çanta koyacağı yere şiir panosu koyuyor. Bunun nedenini de kitabevinin, kültür kitapları sorumlusu Salih Mercanoğlu, şöyle anlatıyor:

‘‘Antalya'da şiire ilgi az. Bunu düşünerek dışarıda büyük bir panoya, değişik şiirlerden yazıyoruz. Sloganımız, ‘‘Aşkın ve şiirin gücüne inanın’’ Bu bir tür sokak şiiri oluyor, yani

şiiri sokakta gezdiriyoruz. Yüzlerce insan önünden geçerken, şiire takılıp kalıyor. Çoğu içeri girip o şiir hakkında bilgi alıyor, kimi durup yazıyor ve mutlu bir gülümsemeyle çekip gidiyor. Okurlarımıza bir yıldır seçme şiirlerden örnekler veriyoruz. Bu arada insanlarımız şiirin ne olup olmadığının da anlama şansına sahip oluyor. Bu hafta okullar da açıldığı için, Sabahattin Kudret Aksal'ın 'Okul Dışı' şiirini sokağa çıkardık.’’

YALNIZLIK ŞİİRLERİ

Bir Garip Yalnızlık

Çalmasın kapımı kimseciklerim

Boş bulut yıldız karanlığında

Çok uzun gözlerinin içindeyim

Çalmasın kapımı kimseciklerim

Çok uzun gözlerinin içindeyim

Susuzluğumu içiyorum bebeklerinden

Körkütük zehir-zıkkım

Çalmayın kapalı kapım

Kötü bir akşam üstü terli

Uludum arınmamış camlarda

Ne telefon ne kapı zili

Çalmasın ben evde yokum

Çok uzun gözlerinin içindeyim

Çalmasın kapımı kimseciklerim.

Cahit IRGAT

FAKSIMIZA DÜŞENLER

Senin İçin

Bir an için sevgilim

Gönlüme doğsan ne çıkar

Senin için öleceğim

Yolun ölüm olsa ne yazar

Beni yüreğine hapset

Hatam olduysa affet

Beni kölen farzet

Ya sev ya da azat et

Turgut GÜLER

Esir Ettin

Deli poyraz gibi estin

Esip esip erittin beni

Çılgın dalgalar gibi coştun

Coşup coşup

yağmurlaştırdın beni

Bağlamamın

tellerinde dolaştın

Dolaşıp dolaşıp

gezginleştirdin beni

Kınalı keklik

sürüsüne katıldın

Şakıyıp şakıyıp

şarkılaştırdın beni

Kemanımın telleri oldun

Tel tel olup ağlattın beni

Kafesinde bülbül oldum

Bülbülün gibi kendine

esir ettin beni

Işık SÖNMEZ

Yalnızlık Şiiri

Bilmezler yalnız yaşamayanlar

Nasıl korku verir

sessizlik insana;

İnsan nasıl konuşur kendisiyle,

Nasıl koşar aynalara,

Bir cana hasret

Bilmezler.

Orhan VELİ

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!