Güncelleme Tarihi:
Bir portre : Ali Akyol
Antalya’nın en genç şairi
Fikret OTYAM yazıyor
Ogünü anımsıyorum, 23 Mayıs 1983, dostlarımız Sıdıka ve Bekir Akyol'un bir de oğulları oldu. Adını Ayşe koydukları kızdan sonra Ali'ye sevindiler. Ayşe şimdi üniversitede, zaman nasıl da geçiyor ey Göktanrım?
Akyol'lar, yirmi yıldır yaşadığımız Gazipaşa'da ışık komşumuzdur. Ali okula gider oldu. Gazipaşa Atatürk'ten sonra, Alanya Ayşe Melahat Erkin Anadolu Lisesi'nde okumaya başladı, şimdi son sınıf öğrencisi.
O'nun şiir yazdığını bir rastlantı sonucu öğrendim, sıkılarak verdiği şiir dosyasını apaçık bir deyimle ‘‘İnce eleyip sık dokuyarak, ağulardan süzüp’’ okudum, inanıyorum ki Ali, ‘‘Şair olarak’’ doğmuş. Başkalarını bilmem ama bir şiirsever, iyi şiir hastası bu satırların yazarını kıvanca boğdu. Şimdi iki üç ayda bir Ali'ye telefon edip yeni şiirlerini isteyip sevgiyle okuyorum, kesin olarak hiç, ama hiç karışmıyorum mısralarına, O yolunu kendi bulacak, iyi yolun yolcusu daha şimdiden.
KENDİNİ TARİF
Geçenlerde, ‘‘Sana birisi sen kimsin Ali’’ dese, ‘‘Ne dersin’’ dedim, şöyle yanıtladı, sanki olanları ben bilmiyormuşum gibi:
‘‘... Yıllarca siyasetin içinde var olmuş ve yerel yönetimlerde görev almış babamın etkisi vardır yüreğimde. Edebiyata merakım Alanya'daki öğrencilik yıllarımda öğretmenimin teşviki ile başladı. İçimdeki çekingenliği bir anlamda atmama neden oldu. Yarışmalarda birincilik ve üçüncülük ödüllerim var, şiire merak sarışım Nazım Hikmet ustayla tanışmamdan sonraya rastlar. Şiirin her türlü duygunun üstünde ‘‘Umut ve Coşku’’ işi olduğunu düşünmem ve onunla aynı çoşku dilini konuşuyor olduğumu bilmem, beni Nazım Usta'nın şiirlerine yaklaştırdı. ‘‘Coşku ve Umut’’ belki de bütün şiirlerimin ortak öznesi. Dosya halinde seksen doksan civarında şiirim var. Şiirlerde yılgınlığı sevmiyorum belki bu yüzden:
‘‘...Ben asiyim.
Bakışların bakışlarıma değdiği zaman
Depremler olmasını beklerim...’’
12 Eylül zulmunda Gazipaşa Belediye Başkanı olan ve nice Gazipaşalı aydın gibi mapus damlarında zulÜm ve işkence gören şimdi yine Gazipaşa Belediye Başkanı seçilen Bekir Akyol, acep Ali doğduğunda bir şair olacağını aklına getirmiş miydi? Sanmam.
Ali Akyol'un bir gün yayınlanacak kitabının kapağını yapmak isterdim.
Yaş 75, o günü bekleyeceğim, daha kıvanç duymak için.
FAKSIMIZA DÜŞENLER
Dosta Bir Kaç Söz
Aklın topla düşme kötü yollara
Düşmeyenler düşenlere baş olur
Minnet etme kurumuş o güllere
Minnetsizce kokulan gül hoş olur Doğru yoldan ayrılmadan düz yürü Elinden tut görür
isen bir körü
Başın dik tut ileri doğru yürü Eğik başla altın olsan taş olur Cümle alem sana sunsun elini Çok konuşma
arif ol tut dilini
Hiç kimseye arzeyleme halini
Anlatırsan ardın sıra söz olur
Minnet etme şerefsize arsıza
Eder isen adın çıkar nursuza
Arkan dönme namussuza hırsıza Malın mülkün telef olur toz olur Bilmiyorsun sakın düşme yollara Bilen vardır danış ehil ellere Kulak verme çok konuşan dillere Aldanırsın aydınlığın loş olur Kötü deme bilmediğin kimseye Sen sen olda girme başka kisveye Sakın ola dostlar ile küsmeye Yeltenirsen göz üstünde kaş olur Sakın ola yalan yanlış saylama Doğruyu bul eğri şeyi elleme Sıcak aşı soğuk diye eyleme
Belki kokar bir bakarsın leş olur Borç verirsen gelir diye düşünme Kısrak gibi sağda solda deşinme Yavaş konuş uyuz gibi kaşınma Beğenmediğin belki sana eş olur Bazen düşme ince işler peşine Pilav olup
taşı gelir dişine
Usanmayıp sarılırsan işine
Dosta serin düşmanına kış olur
türkü desen beğenmes ki kimisi
Sazı çalar yalan yanlış yarısı
Pir Sultan'dan dem vururlar hepisi İnanırsan aldanırsın düş olur Erdal aga böyle dedi nesi var
Ele alır tanbur ile sazı var
Dostlarına ince ince Nazı var
Anlayana işte böyle taş olur.
Erdal İYİÖZ
Hasret
Yaşamak isterdim ben de
Bütün deniz kıyılarını, Bütün meydanları, Apartman koridorlarını, Hüzünlü istasyonları... Hatta bir kuşun kanatlarında
Yelken açmak isterdim gökyüzüne...
Görebilmek bütün dağ çiceklerini,
Bütün yıldızları sayabilmek,
Gözlerinden öpmek bütün çocukları,
Bütün kızlara sevdalanmak...
Biraz da kendim seçtim acıları,
Velakin fırsat verseler
Sevebilirdim bütün insanları...
Yaşamak isterdim ben de
Bütün uçurtmalarda gökyüzünü,
Bütün balıklarda okyanusu,
Ve yitirdiğimiz -Ve yitirebileceğimiz-
Bütün şarkılarda hasreti...
Yaşamak isterdim ben de
Bütün devrim türkülerini
Bir yudum şiiri Ansızın aklıma düşüveren özlemi... Hatta bir kuşun kanatlarında, Yelken açmak isterdim gökyüzüne...
(05.07.2000)
Ölmek istersin, ölemezsin
Geçtiğim bütün yollar karanlık,
Sevdiğim bütün kızlar yalan,
İçtiğim rakı Söylediğim şarkı,
Umarsız... Ölmek istersin, ölemezsin,
Esir eder seni kahpe dünya,
Ellerinde zincir, Yürüdüğün bütün koridorlar hasrete çıkar, Üşürsün ya söyleyemezsin, Katiyyen
Erkek gibi erkeksin... Geçtiğim bütün yollar karanlık, Çaldığım kapılar açılmaz,
Kaç yıldır Yüreğim derin yaralıdır kapanmaz... Bir düşe dalarım, gözlerimde yaş Yüreğimde korku...
Rüzgar eser Karanlıktır,
Senin ellerin başkasının avucundadır,
Benim ellerim Senin hasretinde...
Ölmek istersin, ölemezsin,
Yüreğin alıkoyar seni,
Düşlerin vardır yarına dair,
Umutların vardır, Geçtiğin yollar karanlıksa Yolların sonu Aydınlıktır...
(02.8.2000)
ŞİİRİMSİ HOCA NASRETTİN ÖYKÜLERİ
Eskiyen Aylar
Safça bir çoban
Bir gün Hoca'ya sorar:
‘‘Hoca Efendi, yeni ay doğar
İlkin incecik bir kavun dilimi
Sonra büyür büyür
Olur bir kağnı tekeri...’’
‘‘Doğru...’’
‘‘Ve gider kaybolur
Çıkar gelir bir yenisi...’’
‘‘Bu da doğru...’’
‘‘Peki ama ne yaparlar
Bu eskiyip gidenleri?’’
‘‘Birazını çekip
uzatıp şimşek...
Kalanınıda kırpıp kırpıp
Yıldız yaparlar yavrum.’’
Can Yücel öleli bir yıl oldu
Bir dizesinde‘‘Bana bir varmış de/Bir yokmuş deme/İçime dokunuyor’’ diye sitem eden edebiyatımızın has şairi Can Yücel öleli bir yıl oluyor.
Oysa daha dün gibi... Günebakan çiçekleriyle süslenmiş tabutu dostlarının elleri üzerinde Datça'ya doğru yol alıyor... Datça'da bir tepe... Efil efil yellerin estiği bu tepe bir yandan Eğe'ye bir yandan da Akdeniz'e bakar durur toprağında Can baba ile birlikte.
Can Yücel, Datça'da 18-21 ağustos tarihleri arasında 'Can Şenliği' ile anılacak. Genco Erkal, Yücel'in şiirlerinden oluşturduğu 'Can'ı sunacak. Oyuncu ve müzisyen Sema ise 'İstanbul Hanımları/İstanbul şarkıları'nı söyleyecek. Dört gün sürecek olan şenlikte türküler, şiirler, söyleşiler ve sergiler yer alacak.
Biz de bir şiiri ile analım ustayı.
Buluşmak Üzere
Diyelim yağmura tutuldun bir gün/Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek/Öbür yanda güneş kendi keyfinde/Ne de olsa yaz yağmuru/Pırıl pırıl düşüyor damlalar/Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın/Dar attın kendini karşı evin sundurmasına/İşte o evin kapısında bulacaksın beni/ Diyelim için çekti bir sabah vakti/Erkenden denize gireyim dedin/Kulaç attıkça sen/Patiska çarşaflar gibi yırtımlıyor su ortadan/eğe Denizi bu efendi deniz/Seslenmiyor/Derken bi de dibe dalayım diyorsun/İçine doğdu belki de/İşte çil çil koşuşan balıklar/ Lapinalar gümüşler var ya/Eylim eylim salınan yosunlar/Onların arasında bulacaksın beni/Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya/Çakmak çakmak gözleri/Meydan ya Taksim ya Beyazıt Meydanı/Herkes orda sen de ordasın/Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından/Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim/Özgürlüğe Mutluluğa doğru/Her işin başında Sevgi diyor/Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili/Bi de başını çeviriyorsun ki/Yanında ben varım.
Aşk tek Kişiliktir
Tek kişilik kalabalıktır aşk
Aşk tek kişiliktir... Kendinin yasasıdır
Aşkta ikinci kişi kendinin mayası...
Herkes kendi sevgisini sever
Aşk nedir İncil'e göre? Nedir Tevrat'a,
Zebur'a, Kuran'a göre?
... insandır, insan asolan: İnsana göre.
Bir bedeni bir kıyısızlığa bırakma
saati geldiğinde gitmek de bir yalnızlıktır
Bütün gitmeler yalnızlıktır
Kalmaya göre Herkes kendine göre bir yalnızlıktır
Yılmaz ODABAŞI
Çiçekle Konuşma
Artık ne pencerem var seni koyacak
Ne masam, Sevgilim de yok bu şehirde Çiçek seni alıp ne yapsam
Cahit KÜLEBİ