Güncelleme Tarihi:
Bir portre : Dr.Necdet ÖZKAYA
Kitabın geliri AYÇOV’a
DOKTORUMUZUN ilk tayini 1983 yılında Van'ın Erciş İlçesi'ne çıktı. Orada güzel insanlarla tanıştı. Bunlardan biri de Antalya Lisesi resim öğretmenlerinden Kadir Cengiz'di. Kadir, Dr. Necdet'in şiir yazdığını bilmiyordu. Akdeniz Kitabevi'nden doktoru alıp röportaj için büroya geldiğimizde, öğretmen Cengiz de yıllarca aynı ilçede birlikte görev yaptıkları arkadaşının da şair olduğunu hem de çok güzel şiirler yazdığını öğreniyordu.
Çünkü; Dr. Necdet Özkaya, şiirlerini sessiz ve sitemsiz yazıyordu yıllardır... ‘‘Görevli gidip/Dönemediğimiz köy/Köydeki tek memur/Öğretmenden de/Sessiz, sessiz./Karlarla kaplanan yollar/Büyük ve turuncu iş makinaları/Kömür ve tezek kokan derslikler/Sevecen, özverili, kravatlı/Köyün başmemuru/Köy öğretmeninden de/Sessiz, sessiz/Haydi sen anlat/ Yaşamı sen anlat.’’
HEM ŞAİR HEM DOKTOR
Kendisini bildiğinden bu yana şiirle uğraşan, çok güzel şiir okuyan Dr. Necdet Özkaya, 1959 yılında Antakya- Hatay'da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini memleketinde tamamlayan Özkaya, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 1983 yılında mezun oldu ve ilk görev yeri Van'ın Erciş İlçesi'nde hayatı bir güzel tanımaya başladı.
‘‘Ne kadar zor/ve dayanılmaz/Olsa da koşullar/Umutlu ve inanarak/Solumanı/Sürdürebilmendir yaşam/En uzağında ülkelerin/En ıssız/En soğuk/En dayanılmaz/En yaşanılmaz/Köşelerinde de olunsa/Yürek çarpıntılarınla/Tüm kavramları silerek/Saatlerce konuşabilmek/Ve gözlerindeki pırıltının/Büyük aydınlığıyla/Işıtabilmendir/Karanlıkları yaşam.’’
Doktorun şiirlerinde hayat sorgulanır. Yanıtlar aranır. Keskin ve çarpıcı gözlemler vardır.
İlk şiir kitabının yayınlayıncaya kadar her hangi bir şiirini hiçbir yerde yayınlamamış. Akdeniz Yayınevi ‘‘Solmasın Yüzün’’ adlı ilk şiir kitabını yayınladı. İçinde 47 şiir bulunan bu kitabın tüm geliri doktor tarafından Antalya Yetim ve Muhtaç Çocuklar Vakfı'na (AYÇOV) bağışlandı. Kısa sürede ilk baskısı tükenen kitabın ikinci baskısı da eğer yöneticileri kabul ederlerse Sokak Çocukları Derneği'ne verilecek.
FAKSIMIZA DÜŞENLER
Üst üste koydular evleri
Üst üste koydular evleri
İnsanları ayrı ayrı
Birbirine bakan pencerelerde
Artık herkesin dünyası ayrı.
Bir kuş uçumu oldu
Öbür ucu dünyanın
Her yer şuracıkta, her yer
yakın
Gel gör ki yüreklerinde
insanların
Anlamsız bir uzaklık büyümede
Herkes kendi neşesini yaşıyor
Herkes kendi derdinde.
Ne anlamı var
Bilmem ki hayatın
Dostlarla paylaşmadıktan sonra
Bir gülüşte bir gözyaşında
Birlikte olmadıktan sonra.
Gitgide yalnız kalıyor insan
İç içe evlerde yalnız
Birbirine bakan pencerelerde
Perdeler açılıyor selamsız
Perdeler kapanıyor selamsız...
Şule TÜREL
YOL
Yol kısaldıkça
Daha bir yavaşlar
Adımlarım.
Ya bir tomurcuğu
Açılışında,
Ya bir karıncanın
Ardındayım.
Bitmesin isterim
Sevinçler Her çocuğa
Şekerlerim.
İçimizde taptaze bir seher
Açılınca bütün pencereler
Hafifler omuzlarım
Uzar gider Yollarım.
Nadire SÖNMEZ
Bitmemesiye
Dal gibi kırıldım
Yüreğimden bir şeyler koptu sanki.
Harran Ovası, berrak su yerine
Kanlarla sulandı.
Beyaz ve sarı papatyalar
Kırmızıya dönüştü katkısız
Toprak üzerindeki fidelerden
Kanlar fışkırdı bitmemesiye.
Kor gibi ateşler içinde
Yüreğim küllendi
Küllerim savruldu, savruldu
Bulutlara ulaştı.
Yüreğimi bulutlara karıştırdı rüzgar.
Savrulup yandığımı,
Bulutlar da anladı, herkesin
anladığı gibi
Ortaklar oldular acıma
bitmemesiye
Çığlıklarım dağlarda yankılandı
Gece vakti kuşlar uyandı
Benimle ağladılar sabaha dek
Sabahladılar, bitmemesiye.
Işık SÖNMEZ
SOLMASIN YÜZÜN
Duyulamayan şarkılarımı dinleyen
Okunamayan notlarımı okuyan
Yazılamayan şiirlerimi
düzenleyen sen,
Ezilmemiş buğday başaklarının unu,
Üzümsüz asmaların
yıllanmış şarabı,
Esmeyen rüzgarların
doldurduğu yelkenli
Silemezsin,
Silemezsin yüreğimdeki
hüznü Senin
Solmasın yüzün
Solmasın yüzün
Solmasın yüzün.
ANTALYA ŞİİRLERİ
Doğduğum kent
Ben o kentin
Beyaz badanalı evlerini
severdim
Avluları süprülüydü her zaman
O evlerde saçları örgülü kızlar
Sevdalarını dokurlardı
nakışlara
Ben o kentin
Derelerini severdim
Sazlıklarında türkü söylerdi
meltem
Sonra Ağustos gecelerinde
yıldızlarını
O kentin yıldızları portakal
çiçeği kokardı.
Şimdi uzağındayım o kentin
Tozlu yollarında hola durur
Çıplak ayak izlerim
Uykusuz balıkçı teknelerinde
Söylenir türkülerim.
Ali İhsan YALÇIN
Aşk
Şiirleri
Kır çiçeğim
Sevda yollarımdaki kır çiçeğim
Bir acı hoş kokuyorsun
Yıldızlara kapalısın
Tek güneşe mi açıyorsun
Neden bana soluyorsun
Şu sıkkın ruhuma aldırmıyorsun
Bakışlarım kaldı renklerinde
Durdurdun zamanı bendi
Bir ben kokluyordum seni gönlünce
Gönlümde ta içerimde
Orada kalmıştın sen bende
Beni hiç mi sevmiyordun
Kopardım burada yoldum tüm kır çiçeklerini
Beni seviyor sevmiyor diye
Saçtım taç yapraklarını etrafa
Anladım sevmiyormuş oysa beni
Dargınım şimdi ben kır çiçeğime
Ve dönüp bakmıyorum artık
Açan tüm o kır çiçeklerine.
Cengiz ALACAOĞLU
Sev ölesiye
Dalgalar vuruyor kıyılara
Denizi seyretmek, alıp götürüyor
Benliğimizi bizden uzaklara
Kumsalda yanan ateşin uzaklığı
Terkeder yüreğimizi anılara
Çal gitarın nameleri
yakar tenimizi
Hasret olur akar gözyaşlarımıza
Unutmak olmuyor kolay olmuyor
Yaşananları silmekte öyle
Yaşamak; seviyorum demekse
Korkusuzca sev, hesapsızca sev
Yarım kalmasın umutların,
heyecanların
Sımsıkı tut, yüreğindeki sevgiyi
Gitmesine, hasretine izin verme
Seveceksen sev,
ölesiye sev, ölesiye.
Seher SERPEN