Güncelleme Tarihi:
‘Huzur Köşkü’nde bir şair
Bir portre : Hüseyin DEMİRHAN
ORHAN Veli, yıllar yıllar önce Louıs Aragon'un o güzel şiiri Elsa'nın Gözleri'nin ancak dört tane dörtlüğünü çevirmişti. Uçsuz bir denizdir bulanır kuş gölgelerinde/ Sonra birden güneş çıkar, o bulanıklık geçer/Yaz meleklerin eteklerinden bulutlar biçer/ Göklerin en güzeli buğdayların üzerinde, diye başlayan o güzelim şiiri, Hüseyin Demirhan, birkaç yıl önce tümünü çevirdi. Aynı adı taşıyan şiir kitabı ise yine Demirhan'ın çevirisiyle bugünlerde yayınlanmaya hazır bekliyor.
KÜLEBİ'NİN ÖĞRENCİSİ
Hüseyin Demirhan, 1927 yılında Eğirdir Gölü'nün kıyısında doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Antalya Lisesi'nde tamamladı. Cahit Külebi ile cavit Orhan Tütengil'den edebiyat ve felsefe dersleri aldı. 1950 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdi. Bir süre felsefe öğretmenliği yapan şairimiz, 1950-1966 yılları arasında Turizm ve Tanıtma Bakanlığı'nda fransızca çevirmenliği yaptı.
TDK'DAN ÇEVİRİ ÖDÜLÜ
Atina'da bir süre Basın Ateşiliği yapan Demirhan, daha sonra TRT'ye geçti ve oradan emekli oldu. Platon'dan yaptığı Devlet çevirisiyle 1974 yılında Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nü aldı.
Hüseyin Demirhan, şimdi Antalya'da Yaşlıları Koruma Derneği'nin(YAKODER) Huzur Köşkü'nde yaşamını sürdürüyor. Ziyaretimiz sırasında, yıllar önce yazdığı İlma'ya Mektup'u okudu. Bu şiiri Nurullah ataç, çok sevmişti.
O'nu bir akşam Baro Bar'da görürsünüz, bir başka akşam ise Hasan Ağa'da. Camları kalın gözlüğünün arkasında gözleri her daim fıldır fıldırdır.
BİR DEMET ANI
Gür sesiyle kimi zaman şiir okur, kimi zaman ise geçmişten bir demet anı sunar çevresindekilere. Bir süre önce, Fransız şairlerden yaptığı çevirilerden oluşan Elveda Gençlik Yasemini Ömrün, kitabı Akdeniz Sanatevi tarafından yayınlandı.
İLMA’YA MEKTUP
İşte böyle İlma, öldürdüler beni
Meyve dalında, bal
peteğinde çürüdü
Yoksulluk, gariplik
yetmezmiş gibi
İnsanları bir katılık bürüdü
Bitti rüyaların en güzeli.
Ama üzülme ben ölmeyeceğim
Etlerim, kemiklerim de dağılsa
Bil ki ben o saksıdaki çiçeğim
Gözlerin yapraklarına takılsa
Sana için için gülmeyeceğim
Ben her sabah güneşle doğan
Sonsuzca genç, sonsuzca
yeni olan.
Hüseyin DEMİRHAN
Şiirimin bittiği yer
Yaşamanın bedelini ödemek bu kadar güç/Omuzumdaki bunca yük kimin/Bitmez bir kederdir bu/Ve uzanır yolumda tüm yaşamların o ruh bulutu/Sarar sanki beni yarınlarımı bitirir gibi/Benden yana güneş hep gölgeli kaldı/Ve geldi artık bu kışın da son günü/ Bahar mı bu gelen/Yapraklar yeşilde ve tomurcuğunda bir çiçek saklı/Oysa ben kaygılıyım/Bu aptal çiçek yine açar ve yalancı bahara kanar/Kaçmıyorum ama neden içimde bir yalnızlık var/Göçmen kuşlar yokoldu/Sonra alıcı kuşlar kartallar/Gökyüzünde savrulan sığırcıklar bile azaldı/Bir zamanlar meydanlarda otlayan sığırlar ve buzağıları/ Atlar ve tayları/ Ve eşekler sıpalarıyla ne çoktular/İnsanlarsa günümüzde beşiz altız doğuyorlar/Ve diyorlar ki bana/Kimse kimsenin umurunda olmamalıymış/Daha dünya büyükmüş/Gözlerim mi bozuk yoksa benim/İşte yeşiller saksılarda/Ve yine övünçle diyorlar ki bana/Bak topraklar dümdüz/Çamursuz beton ve asfalt/Ve yolcu yolunda adımsız/Vallahi ya olacağım bir deli/Ya falezlerden atacağım kendimi. Cengiz ALACAOĞLU
FAKSIMIZA DÜŞENLER
Perişan
Çok zormuş ayrılık
sevince insan
Güzel gözlerine hasretim inan,
Kimsesiz kalmışım yok ki soran
En güzel günlerim oldu perişan.
Anladım rahat yok bu
yalan dünyada
Yokluğun bir ateş sanki,
bir rüya
Aşk yolunda koşan
mutlulukmuş güya
Benim gibi var mıdır aşktan
perişan.
Uslanmaz bu gönül hasret
çekse de
Bir ömür böyle geçti
burada bitse de
Hiç umurumda değil ecel gelse de
Mutluluk yolunda
oldum perişan.
Turgut GÜLER
Aşk
Şiirleri
Saçların
Saçların çırçıplak
omzundan aksın
Mermer üzerinden
geçen su gibi
İçinde bir ezgin his
duyacaksın
Yaz vaktinin gündüz
uykusu gibi
Saç tel tel, örtüler hep
tül tül düşer
Gözünün değdiği yere
gül düşer
Sonunda sana da bir gül düşer
Gönlümün şimdiki
duygusu gibi
Dillerde dökülüp sayılır saçın
Sıcak nefeslerle bayılır saçın
Bir tütsüdür, kalbe
yayılır saçın
Kararan gözlerin buğusu gibi
Misafir
Bir gece misafirim olsan yeter
dolar odama lavanta kokusu;
Soğur sevincinden sürahide su.
Ay pencerede durup durup
güler.
Havva kızların en dilberini
Görsün diye aya karşı soyunsan
Okşasam, öpsem, koklasam bir zaman,
Vücudunun ürperen her
yerini.
Teneffüs eder gibi seviştikçe,
Doğacak çocuğum aklıma
gelir;
Şiir söylerim saadete dair,
Odama misafir olduğun gece.