Güncelleme Tarihi:
BİR PORTRE: Hüseyin Cahit KERSE
Hizmete özel şiirler
Çeşitli edebiyat dergilerinde şiirleri yayınlanan şairin 20 yıl sonra ‘‘Mine'l Şiir’’ adlı bir kitabı yayınlandı
DAHA 1960'lı yıllarda 100'den fazla şiir yazan, 20 yıldan bu yana da sahibi olduğu Akdeniz Kitabevi adıyla onlarca yazarın şiirlerini basıp yayınlayan Hüseyin Cahit, sonunda kendi kitabını basabildi. ‘‘Hani terzi kendi söküğünü dikemezmiş’’ derler ya, bizim Cahit'in ki de öylesine bir şey. Bugüne kadar çeşitli edebiyat dergilerinde Hüseyin Cahit adıyla şiirleri yayınlanan şair ‘‘Mine'l Şiir’’ adını verdiği kitabına ayrıca ‘‘Hizmete Özel Şiirler’’ demeyi de unutmamış.
GÖNLÜ YAYINCILIKTAYDI
Sonradan değil doğma büyüme Antalyalı olan Cahit Kerse, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ni bitirdikten sonra bir süre öğretmenlik yaptı. 15 yıl çalıştıktan sonra mesleğine elveda deyip, Antalya Lisesi'ndeki görevinden ayrıldı. Gönlünde hep yayıncılık vardı onun. 1982 yılında Belediye İşhanı'nın birinci katındaki kitabevinde tanıdım Cahit'i. İşte bu Akdeniz Kitabevi, yıllardır yerinde durdu, ama şarimizi durmayarak başka başka mekanlarda, aynı adla sanatevi ve yeni şubeler açtı. Ülkemizin ünlü yazarlarını getirterek şöyleşiler ve imza günleri düzenledi. Değişik adlarla aylık şiir dergileri yayınladı. Durmadan çalıştı. Koltuğunun altında ya bir dergi, ya da bir kitap kolisi taşıdı ve kimi akşamlar iki tek içmenin mutluluğunu yaşadı dostlarıyla.
Cumhuriyet Kitap'ta Engin Turgut, Mine'l Şiir için şöyle diyor:
BİR DEĞERLENDİRME
‘‘... Hüseyin Cahit'in şiirleri göğün kamaşması değil de nedir? Onun Mine'si hala beyaz, üstelik evlerin ve çocukların kokusunu hiç incitmiyor. Mine ki, ruhundaki güneşiyle, yalnızlığımızın uykusuz komşusudur. İyi ki evlerimizde bir melek yaşar ve iyi ki evlerimizdeki bazı kuş kadınlar, kalpleri hiç üşümesinler diye çocuk kalmış şairleri bir anne tadıyla sıcacık korurlar.’’
Yaşam üzerine
Anlar Jorge Luis BORGES
Eğir yeniden başlayabilseydim yaşama/İkincisinden daha çok hata yapardım/Kusursuz olmaya çalışmaz/Sırt üstü yatardım/Neşeli olurdum ilkinde olmadığım kadar, çok az şeyi ciddiyetle yapardım/Temizlik sorun bile olmazdı asla, daha çok riske girerdim/Yolculuk ederdim daha fazla/Daha çok gün doğumu izler, daha çok dağa tırmanır, daha çok nehinre yüzerdim/Görmediğim birçok yere giderdim/Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye/Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine/Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan/İnsanlardandım ben/Elbette mutlu anlarım oldu ama/Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım/Olurdu/Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten/ Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın/Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt/ almadan gitmeyen insanlardandım ben/Yeniden başlayabilseydim eğer, ilkbaharda ayakkabılarımı/Fırlatır atardım/Ve sonbahar bitena kadar yürürdüm çıplak ayaklarla/Bilinmeyen yollar keşfeder-güneşin tadına varır/Çocuklarla oynardım,/Bir şansım daha olsaydı eğer/Ama işte 85'indeyim ve biliyorum/Ölüyorum...
AŞk ŞİİRİ
Böyle Bir Sevmek
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
hayır sanmayın ki beni unuttular
hala arasıra mektupları gelir
gerçek değildiler birer umuttular
eski bir şarkı belki bir şiir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir
yalnızlıklarımda elimden tuttular
uzak fısıltıları içimi ürpertir
sanki gökyüzünde bir buluttular
nereye kayboldular şimdi kimbilir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.
Attila İLHAN
Melek hanım
Ah Mire’l aşk
Son bir yudum okyanus özlemi
İçliyim, içtenliğim
Kanat sesleriyle dinler anne
yüreğimi
Sır, saatimi gizler gözlerimdeki
mühür
Kimsesizim, kimliğim
Kara saç örgüsüdür aynalarla
çözülür
Yağmurumuz bol olsun, bir ömür
bahçenizi
Beklerim, bekleyişim
Kirli bir dünya için gücendirmesin sizi
Gögsümüzde izi kalmadı yitik
adreslerin
Kederliyim, kederim
Eteğimde uçuşur aşktan
korunmak için
Değiştim bir ankaya kösnül
kanatlarımı
Seviştim, serinledim
Ruhum ilk uçurumda küle sardı
yaramı
Yüzümde düşlerimin eski yıldızı yanar
Güzelim, güzelliğim
Küçük sevinçler için bir veda çığlığıdır
Kanım kaynar, sır atım bulutlarla elele
Geçtim, yine geçerim
Hayal gözlerinizden güveren şenleğimle
antalya Şİİrlerİ
Antalya
Antalya canım şehir
Uyumuştur şimdi
Bürünmüştür esmek geceye
Hevenk hevenk inceden inceye
Tüm sessizlik sokaklar
Yenikapı'da yalnız akar su
Usul geçer geçer rüzgar pencerelerden
Deniz alabildiğine uysaldır.
O kapısı kapanmayan meyhane
al al ışıklarıyla ayakta
Sarhoşlar kimbilir beni anmaktadır
İki kadeh arasında bir Antalya canım şehir
Aylar yıllar arkasında İçime
doluverir hatıran
Uzar gider hikayeler
Denizden Tophane'den Kepez'den.
Gültekin Köktürk SÜVARLI
Başı karlı
dağların
Denizin, portakal bahçelerin
Yarılmış nar tadında gün batımların
Anlatıldı kimi şairlerin şiirlerinde
Yazılmadı yaseminlerin şiiri
O kokulu yıldızcıkları eski
Antalya evlerinin.
Yağmurlu lodoslarda
Yerlere serpilince
Bir düş ülkesine düşer insan
Çıplak sırtında çığlıkara saçları
Hangi deli kız sürüdü de
Tozuyor gecenin göğü
Yıldızları ve samanyollarıyla
yerlerde.
Metin DEMİRTAŞ
Aşk
Şiirleri
Şiirler Şiiri
Yazdığım şiirler içinde benim
Bir tanesi öyle içten
öyle güzel
Jale mutlak siz de
beğenirsiniz
Bir yeri var hele bütün
yazılanlara bedel.
Sizsiniz Jale o satırlarda
adı geçen
Beyhan sizsiniz Güzin siz
Siz eskiden benim şiirlerime
Hep birden girerdiniz.
Siz ki keskin kokuydunuz
dünyadan
Yeşildiniz parlaktınız tizdiniz
Siz aşkın kuvvetiydiniz
Onsekizinde ve baharda.
Salah BİRSEL