Şiir Dünyası

Güncelleme Tarihi:

Şiir Dünyası
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2000 00:00

Haberin Devamı

Bir portre: Genç şair Beyhan Kaplan

Şiir O’nun yaşam tarzı

Anlatımdan çok imgesel şiire önem veren Kaplan, Murathan Mungan ve Arthur Rimbaud'u seviyor.

1983 yılında Antalya'da doğan Beyhan Kaplan, lise öğrenimini sürdürürken bir yandan da üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Şiirle üç yıl önce tanışan şair, şiirde, anlatımdan çok imgeselliği seviyor.

Derslerinden arta kalan zamanlarda da, bol bol kitap okuyor ve şiir yazıyor.

İÇE DÖNÜK ŞİİRLER

Genel olarak Murathan Mungan ve Arthur Rimbaud'u büyük bir zevkle okuduğunu belirten şair Beyhan Kaplan, içe dönük şiirler yazıyor.

Gizli imgelere önem veren şair, şiirlerinde az sözcüklere yer veriyor. Amacı iyi bir şair olmak.

Şiir onun için bir yaşam tarzı, bir yaşam arayışı ve yaşamı yenileme biçimi.

Kaplan’dan iki şiir

Kabuklar

Yalnızlığa kırılıyor

Geri dönme inadı

Dirilişten korkusu

Uğultulu dünya

Kabuk altında

Kısılmış ıslıklar çalar

Süzüyor içini

Gökkuşağının onyedisi

Kırılan parçalar

Yeniden yeni baş'tan

Yaşam kumsaatinden akan çamur Gamzesinin içine

Demir aldığı su dipsiz kuyuda

Nerde dönmek yeniden yeni baş'a hiç düşünülmemiş düşlerin sıcak kışına.

Tütsü

Avuçların içine

Kader siniyormuş

Ezildiğinde nergiz

Kokuyormuş nefesin

Dalından kırılan sütte

Yalan Yasemin koktuğun

İnsanlık çiğniyor

Tütün acımasızlığıyla

Zavallı çığlıkları

Kazıyor çamurunu

Saksının dibinde mi kökü?

Belki budama yalanlarıyla

Kırmalıyım dalını

Kokmalısın buram buram

Tütsü ağırlığında

yaşa sızlaması

Geçmeli burnumdan yaşamın uyuşukluğu

Acı kahve gibi damağıma

yapışmalı özüm

Adımları;

İlkin dilim tatmalı

Kör dibe dalışlarımı

Kahve-rengi çamurunda

arınmalıyım Zamana ezdirmeden Düşmeden bir yaprağın

İşle yaş-ama-

Aynada tango

O çizgide

'Bir' adımla.

faksımıza düşenler

Halay

Sevdasında ala geyiğin

yaş vardı ahu gözlerinde

hayalinde bozca bir maral

Ak sekili uzun perçemli

al donlu atlar geçti

uzun kuyruklu kır donlular yoktu

kekik kokuları yayıldı

çatlamış topraklardan

genç aslanlar su içtiler

nal çukurlarından

gökyüzüne seval

durmuştu selviler

dumanlı çınar yaraklarının

hışırtısında

kanadı kırık, tüysüz kuşlar

hoyratça bağrıştılar...

doğum sancısı çeken

anaların feryadı

karıştı arasına

isteksiz binlerce çocuk doğdu

yırtıldı gündüzün alacası

geceler boğuldu...

ikindi rüzgarlarında

battı yüreğime çam ağacının

iğneleri kanattılar

ağlamadım... ağlamadım...

ve bu acımda halay çektiler

aksak ihtiyarlar,

beli bükük

kocamışlar halay çekti

kınalı elli gelinler vurdukları her

topukta yeşerdi yerler

ve öldüler öldüler...

yaşamın son halayında...

Feyman GÜDERLER

Aşk şiirleri

Sevdiğim kadın adları gibi

İrem

bana şöyle bir bak diyorsun

alıcı gözüyle,

tepeden tırnağa yeni dalınmış

uyku gibi bak

çobanların söndürmeyi unuttuğu dağ ateşi

kaleden kaleye uçurulan

ak güvercin rüzgara emanet edilen

fısıltı gibi

yazdan kalma bir gün gibi bak bana

bana şöyle bir bak diyorsun

posta kutusuna gece yarısı bırakılan

bir mektup gibi

kızağında kayıp bitmeden denize inen

bir tekne gökyüzünün denizyıldızlarıyla dolduğunu gören

bir dalgıç gibi bak

akşam kırılmaya

başlarken içimde

dağılan bir ilkokulun zili gibi bak bana

bana şöyle bir bak diyorsun

bir ışın demetine sarılır

gibi bak unuttuğum ve istesem de

yüzlerini bir türlü anımsayamadığım

çocukluk arkadaşlarım gibi

kahve fincanına damlayan gözyaşı

kara düşen kan damlası gibi

diyorsun ki-evet, mavi gözlerinden bir

ürpertici gibi-

kınından çıkarılan bir hançer gibi bak bana

bana şöyle bir bak diyorsun

yaşama sevincini sana ben

veriyormuşum gibi

sevgilin olmasam da sevgilinmişim gibi bak bana kumsalda bırakılan ayak izi

kanadın üzerine değen

bulut gibi

kayalıklara sürüklenen bir gemiye

yanıp sönen deniz feneri

gibi bak bana

çünkü unutmamanın eşiğidir

ve anımsamamanın kapısıdır bakmak

sevgili İrem

bunun için bile kibrit

çakılabilir

okyanus kıyısında

karanlıkta bir kedi gözü gibi

pençeleriyle dolaşırken aşk.

Akgün AKOVA

Bir Şey Var

Anlatamadığım bir şey var

Sende olan

Hesapta olmayan

Akla gelmeyen

Tam bazı şeylerin uçuştuğu gibi

Gözlerde

Tansiyon yükselince.

Akan suyun oynattığı çer-çöp

İncecik taşlar tutulmaz gider

Bir şey var, bir şey

Seni anlattığım halde

Benim anlatamadığım

Nedret GÜRCAN

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!