Güncelleme Tarihi:
Bir portre: Genç şair Beyhan Kaplan
Şiir O’nun yaşam tarzı
Anlatımdan çok imgesel şiire önem veren Kaplan, Murathan Mungan ve Arthur Rimbaud'u seviyor.
1983 yılında Antalya'da doğan Beyhan Kaplan, lise öğrenimini sürdürürken bir yandan da üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Şiirle üç yıl önce tanışan şair, şiirde, anlatımdan çok imgeselliği seviyor.
Derslerinden arta kalan zamanlarda da, bol bol kitap okuyor ve şiir yazıyor.
İÇE DÖNÜK ŞİİRLER
Genel olarak Murathan Mungan ve Arthur Rimbaud'u büyük bir zevkle okuduğunu belirten şair Beyhan Kaplan, içe dönük şiirler yazıyor.
Gizli imgelere önem veren şair, şiirlerinde az sözcüklere yer veriyor. Amacı iyi bir şair olmak.
Şiir onun için bir yaşam tarzı, bir yaşam arayışı ve yaşamı yenileme biçimi.
Kaplan’dan iki şiir
Kabuklar
Yalnızlığa kırılıyor
Geri dönme inadı
Dirilişten korkusu
Uğultulu dünya
Kabuk altında
Kısılmış ıslıklar çalar
Süzüyor içini
Gökkuşağının onyedisi
Kırılan parçalar
Yeniden yeni baş'tan
Yaşam kumsaatinden akan çamur Gamzesinin içine
Demir aldığı su dipsiz kuyuda
Nerde dönmek yeniden yeni baş'a hiç düşünülmemiş düşlerin sıcak kışına.
Tütsü
Avuçların içine
Kader siniyormuş
Ezildiğinde nergiz
Kokuyormuş nefesin
Dalından kırılan sütte
Yalan Yasemin koktuğun
İnsanlık çiğniyor
Tütün acımasızlığıyla
Zavallı çığlıkları
Kazıyor çamurunu
Saksının dibinde mi kökü?
Belki budama yalanlarıyla
Kırmalıyım dalını
Kokmalısın buram buram
Tütsü ağırlığında
yaşa sızlaması
Geçmeli burnumdan yaşamın uyuşukluğu
Acı kahve gibi damağıma
yapışmalı özüm
Adımları;
İlkin dilim tatmalı
Kör dibe dalışlarımı
Kahve-rengi çamurunda
arınmalıyım Zamana ezdirmeden Düşmeden bir yaprağın
İşle yaş-ama-
Aynada tango
O çizgide
'Bir' adımla.
faksımıza düşenler
Halay
Sevdasında ala geyiğin
yaş vardı ahu gözlerinde
hayalinde bozca bir maral
Ak sekili uzun perçemli
al donlu atlar geçti
uzun kuyruklu kır donlular yoktu
kekik kokuları yayıldı
çatlamış topraklardan
genç aslanlar su içtiler
nal çukurlarından
gökyüzüne seval
durmuştu selviler
dumanlı çınar yaraklarının
hışırtısında
kanadı kırık, tüysüz kuşlar
hoyratça bağrıştılar...
doğum sancısı çeken
anaların feryadı
karıştı arasına
isteksiz binlerce çocuk doğdu
yırtıldı gündüzün alacası
geceler boğuldu...
ikindi rüzgarlarında
battı yüreğime çam ağacının
iğneleri kanattılar
ağlamadım... ağlamadım...
ve bu acımda halay çektiler
aksak ihtiyarlar,
beli bükük
kocamışlar halay çekti
kınalı elli gelinler vurdukları her
topukta yeşerdi yerler
ve öldüler öldüler...
yaşamın son halayında...
Feyman GÜDERLER
Aşk şiirleri
Sevdiğim kadın adları gibi
İrem
bana şöyle bir bak diyorsun
alıcı gözüyle,
tepeden tırnağa yeni dalınmış
uyku gibi bak
çobanların söndürmeyi unuttuğu dağ ateşi
kaleden kaleye uçurulan
ak güvercin rüzgara emanet edilen
fısıltı gibi
yazdan kalma bir gün gibi bak bana
bana şöyle bir bak diyorsun
posta kutusuna gece yarısı bırakılan
bir mektup gibi
kızağında kayıp bitmeden denize inen
bir tekne gökyüzünün denizyıldızlarıyla dolduğunu gören
bir dalgıç gibi bak
akşam kırılmaya
başlarken içimde
dağılan bir ilkokulun zili gibi bak bana
bana şöyle bir bak diyorsun
bir ışın demetine sarılır
gibi bak unuttuğum ve istesem de
yüzlerini bir türlü anımsayamadığım
çocukluk arkadaşlarım gibi
kahve fincanına damlayan gözyaşı
kara düşen kan damlası gibi
diyorsun ki-evet, mavi gözlerinden bir
ürpertici gibi-
kınından çıkarılan bir hançer gibi bak bana
bana şöyle bir bak diyorsun
yaşama sevincini sana ben
veriyormuşum gibi
sevgilin olmasam da sevgilinmişim gibi bak bana kumsalda bırakılan ayak izi
kanadın üzerine değen
bulut gibi
kayalıklara sürüklenen bir gemiye
yanıp sönen deniz feneri
gibi bak bana
çünkü unutmamanın eşiğidir
ve anımsamamanın kapısıdır bakmak
sevgili İrem
bunun için bile kibrit
çakılabilir
okyanus kıyısında
karanlıkta bir kedi gözü gibi
pençeleriyle dolaşırken aşk.
Akgün AKOVA
Bir Şey Var
Anlatamadığım bir şey var
Sende olan
Hesapta olmayan
Akla gelmeyen
Tam bazı şeylerin uçuştuğu gibi
Gözlerde
Tansiyon yükselince.
Akan suyun oynattığı çer-çöp
İncecik taşlar tutulmaz gider
Bir şey var, bir şey
Seni anlattığım halde
Benim anlatamadığım
Nedret GÜRCAN