Güncelleme Tarihi:
9. Ağır Ceza Mahkemesi, MHP İçel Milletvekili Cahit Tekelioğlu'nun 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezasıaldığı, MHP Osmaniye Milletvekili Mehmet Kundakçı'nın ise beraat ettiği DYP Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu'nun ölümüyle ilgili davanın, gerekçeli kararını açıkladı.
15 sayfalık gerekçeli kararda, iddia, mütalaa ve savunmaya yer verildikten sonra, delillerin değerlendirilmesi yapıldı. Deliller bölümünde, tanık olarak dinlenilen 36 milletvekilinin anlatımları, Adli Tıp Kurumu raporu, keşif tutanağı, fotoğraflar ve video kasete yer verilen kararda, video kasette, sadece oturumun açılması ve yönetimiyle ilgili bölümlerin bulunduğu, bunun dışında olayla ilgili görüntü yer almadığının tespit edildiği belirtildi.
MÄ°LLETVEKÄ°LLERÄ°NÄ°N ANLATIMLARINDA BÃœTÃœNLÃœK YOK
Tanıkların, olayı değişik boyutlarda ve farklı tanımlamalarla anlattıkları, bu anlatımlar sonucu bir bütünlük sağlanamadığı ve beyanlar arasındaki farklılığın giderilemediği ifade edilen kararda, "Şahitlerin farklı anlatımlarını, olayın heyecanı ve gelişimi itibariyle farklı açılardan değerlendirdiklerini düşünüyoruz. Bu nedenle, bir kısım şahitlerin fotoğraflarla teyit edilen beyanları esas alınmak suretiyle neticeye ulaşılmıştır" denildi.
FOTOÄžRAFLAR, DELÄ°L OLDU
Kararda, değişik boyutlarda ve farklı açılardan çekilmiş fotoğrafların net görüntüler verdiği, mahkeme heyetinin olayın başlangıcından itibaren fotoğrafları tanık anlatımları doğrultusunda sıraladığı ve daha sonra da kare kare bu fotoğraflar üzerinde çalıştığı belirtilerek, şöyle devam edildi:
"Mahkememiz, fotoğrafları bu davanın esasını teşkil eden delil olarak kabul etmiştir. Mahkememiz, şahit anlatımlarıyla fotoğrafları birlikte değerlendirmek suretiyle, olayın başlangıcı, sonuçlanması ve tanımını yapmıştır. Olay mahallinde yapılan keşif ve orada dinlenen şahit beyanlarından hareketle, olayın geçtiği yer, müteakip gelişmelerin ölçümleri yapılmak suretiyle takip ve tespit edilmiştir. Olayın tıbbi ve teknik boyutu ise İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi raporuyla tespit edilmiştir. Sanıkların savunması, şahit beyanları, keşif fotoğrafları ve adli tıp raporu, bir bütün haline getirilerek hüküm tesis edilmiştir."
KARE KARE DEÄžERLENDÄ°RÄ°LDÄ°
Olayın gelişimi, kare kare 10 fotoğraf üzerinden tartışılan kararda, mahkemenin 6 numaralı fotoğrafta, Cahit Tekelioğlu'nun, maktul Fevzi Şıhanlıoğlu'nun kolundan tuttuğunun, Tekelioğlu'nun yüzünün yan tarafında Şıhanlıoğlu'nun darbesinin görüldüğünün ve Tekelioğlu'nun sağ elinin, maktulün yüzüne doğru yöneldiğinin ve yüz hizasında darp ettiğinin şahısların gerek fiziki görüntülerinden, gerekse yüz hatlarından bu darbenin gerçekleştiğinin anlaşıldığı kaydedildi. Kararda, 7 numaralı fotoğrafta ise Tekelioğlu'nun, yumruğunun maktulün alnının üzerine isabet ettiğinin daha açık ve net şekilde tespit edildiği belirtilerek, diğer fotoğraflarda tarafların araya giren kişiler tarafından ayrıldığının ve olayın başka alanlarda devam ettiğinin görüldüğü ifade edildi.
KUNDAKÇI'NIN SALDIRISI YOK
Kararda, bir kısım tanıkların, Mehmet Kundakçı'nın yumruk ve ayaklarıyla Şıhanlıoğlu'nu darp ettiğini beyan ettikleri ifade edilerek, ancak fotoğrafların değerlendirilmesi sonucu, olay yerinin oldukça yoğun ve sıkışık olduğunun, Kundakçı'nın, maktulü tekmeyle darp edebilecek imkan ve ihtimalinin bulunmadığı belirtildi. Kundakçı'nın, hiçbir fotoğrafta maktulü veya karşı grubu darp ettiği yönünde görüntü elde edilemediği, aksine Tekelioğlu'nun yanında, onu korumaya çalışır bir konumda bulunduğu ve karşı gruba yönelik saldırısının bulunmadığının tespit edildiği anlatıldı.
Kararda, Tekelioğlu'nun, maktulün ceketinin sağ kolundan çekerek yumruğunu savurduğu ve bu yumruğun 6 ve 7. fotoğraflarda Şıhanlıoğlu'nun yüzüyle temas halinde olduğunun belirlendiği kaydedildi. Kararda, "Mahkememiz, 6 ve 7 numaralı fotoğraflardan sanık Cahit Tekelioğlu'nun, maktule müessir fiilde bulunduğu yönünde kanaat oluşturmuştur. Deliller, şahit beyanları ve şahit beyanlarını doğrulayan fotoğraflardan oluşmaktadır. Fotoğraflardaki görüntülerde, sanığın ve maktulün yüz hatlarının gerginliği ve bu yüz hatlarındaki ifade, mahkememizin görüşünün oluşmasında asli unsur olmuştur" denildi.
MÃœESSÄ°R FÄ°Ä°L TARTIÅžMASI
Kararda, "suçun vasfı" tartışılırken, müessir fiil ile ölüm arasında mutlaka illiyet bağının bulunması gerektiği, mağdura karşı işlenen müessir fiilin vasıf ve mahiyetinin önemli olmadığı belirtilerek, şu görüşlere yer verildi:
"Darbın ağır veya hafif olması önemli değildir. Burada aranan, mağdurun ölümüne sebep olabilecek bir müessir fiildir. Failde müessir fiil kastının bulunması gerekir. Failin, müessir fiil kastetmiş, ancakölümü kastetmemiş olması gerekir. Yani, failin kastettiği müessir fiilsonucu, kastetmediği ölümün meydana gelmesi gerekir.
Bu nedenle, olayımızın bu hukuki yorum içinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim, sanık Tekelioğlu, maktule yumrukla müessir fiilde bulunmuş, bu fiil sonucu istemediği, arzulamadığı ölüm meydana gelmiştir. Maktulün ölümü kalp krizine bağlı bir ölümdür. Müessir fiil, müstakilen ölümü tevlit edecek nitelikte değildir, ancak bu müessir fiil akabinde meydana gelen kalp krizi sonucu ölüm husule gelmiştir."
Kararda, Şıhanlıoğlu'nun sol kaşının üzerindeki kırmızı-mor renkliekimozun Tekelioğlu tarafından oluşturulduğunun, diğer yaraların ise Tekelioğlu'nun eylemiyle ilgisinin bulunmadığının kabul edildiği belirtildi.
MÜESSİR FİİL-ÖLÜM İLİŞKİSİ
Şıhanlıoğlu'nun kronik bir kalp damar hastalığının olduğuna da işaret edilen kararda, şöyle devam edildi:
"Ölüm failce bilinmeyen, ancak ölende var olan kalp ve damar hastalığı sonucu husule gelmiştir. Olayın yarattığı stres ve sarfettiği eforun sebep olduğu nörohumoral değişiklikler, ölende kronik halde hastalığı akut hale getirmiştir. İka olunduğu iddia olunan fiil, müessir fiil mahiyetindedir. Bu müessir fiil, Tekelioğlu tarafından meydana getirilmiştir. Ölüm, bu müessir fiilin doğrudan neticesi değildir, ancak bu müessir fiil ile ölüm arasındaki illiyet rabıtası sonucu kronik vaziyetteki kalp hastalığı akut hale gelmiştir ve ölüm vuku bulmuştur."
MÃœESSÄ°R FÄ°Ä°L OLMASAYDI?
Kararda, mahkeme heyeti, "müessir fiil olmasaydı ölüm meydana gelebilir miydi?" sorusunu da tartışarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Mahkememiz, müessir fiil olmasa dahi bu ölümün meydana gelebileceği kanaatindedir. Çünkü maktulde önceden belli olan bir kalprahatsızlığı vardır ve olaylar esnasında sarfetmiş olduğu efor ve stres, kalpteki rahatsızlığı akut hale getirmiştir. Ancak müessir fiilsanık tarafından gerçekleştirilmiştir ve fotoğraflarda da görüleceği üzere maktulde büyük bir öfke ve stres yaratmıştır. Bu olayın yarattığı stres, öfke ve sarfettiği efor, maktulün ölüm sebebi olmuştur. Nitekim, müessir fiil ile ölüm arasında 30 dakika kadar bir zaman bulunmaktadır. Bu süre içerisinde, maktulün bir başka nedenle ölmesi imkan dahilinde görülmemektedir. Araya bir zaman ve başka bir olay girmemiştir."
HAFÄ°FLETÄ°CÄ° NEDENLER
Tekelioğlu'nun, olaydan önce, oturduğu Anayasa Komisyonu koltuğundan zorla kaldırıldığı, bu yeri terketmesi için kendisine hakarete varan sözlü sataşmalar olduğu, bununla da kalmayarak 8-10 kişinin sözlü ve fiili saldırısına uğradığı ifade edilen kararda, bunun fotoğraflarda yer aldığı belirtildi. Kararda, Şıhanlıoğlu'ndan gelen darbeye Tekelioğlu'nun karşılık vermesi, ağır ve haksız tahrik sonucu böyle bir eylemde bulunması nedeniyle cezasından indirim yoluna gidildiği kaydedildi.
TekelioÄŸlu'nun, dokunulmazlığı olmasına karşın kendiliÄŸinden cumhuriyet savcılığına gelerek ifade vermesi, mahkemedeki hal ve tavrıyla olaydan duyduÄŸu üzüntüyü dile getirmesinin "samimi" bulunduÄŸu belirtilen kararda, bu durumun da TekelioÄŸlu lehine deÄŸerlendirildiÄŸi bildirildi.Â
  Â