Sigortalayan bir şirket çıksın nükleer santralları savunurum

Güncelleme Tarihi:

Sigortalayan bir şirket çıksın nükleer santralları savunurum
Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2008 00:00

Almanya eski Dışişleri Bakanı ve Alman Yeşiller Partisi eski Başkanı Joschka Fischer, "Nükleer santral Türk halkının, hükümetinin kararı. Ancak, ben nükleer santrala karşıyım. Bakın hiçbir sigorta şirketi, nükleer santral sigortası yapmıyor. Bir şirket sigorta yapsın, nükleer santralları savunurum" dedi.

Haberin Devamı

ALMANYA Eski Dışişleri Bakanı ve Alman Yeşiller Partisi Eski Lideri Joschka Fischer, nükleer santral kurma konusundaki kararı Türk halkının vereceğini belirterek, "Benim bu konudaki görüşüm açık. Nükleer enerjinin geleceğine inanmıyorum. Bu santrallar çok büyük bir risk oluşturduğu için sigorta şirketleri de bunları sigortalamıyor. Eğer sigortalayan çıkarsa, nükleer enerjinin savunucusu olurum" dedi. Fischer, Bonus Akademi ve MediaCat Dergisi tarafından düzenlenen "Green Marketing Konferansı’nda yaptığı konuşmada, küresel anlamda herkesin birbirine bağlı olduğunu anlaması gerektiğini belirterek, "Bir ülkenin ’ben bir ulus devletim ya da kendi kendime ayrı bir yol çizerim’ demesi artık hayaldir" dedi.

ANLIYORUM AMA ONAYLAMIYORUM: Ekonomik çıkarlar ve kalkınma açısından sorumlulukların ortak olduğunu söylemenin de yeterli olmadığını, özellikle çevre konusunda çözümün anahtarının uluslararası işbirliği olduğunu anlatan Fischer, "Türkiye Kyoto Protokolü’ne imza atmadı hálá. Ben nedenlerinizi anlıyorum, ama katılmıyorum. Çünkü bu kısa görüşlülük, Kyoto kararları geleceğin küresel iklimi için kaçınılmaz sonuçlar getiriyor ve hiçbir ülke bunun dışında kalamaz kalmamalı" diye konuştu.

AB’NİN TEHDİT ALGISI DEĞİŞİR: Nükleer santral kurma konusunun Türk halkı, hükümeti ve TBMM tarafından alınacak egemen bir karar olduğunu vurgulayan Fischer, şunları söyledi: "Türkiye’nin iç işlerine karışamam ama Yeşiller Parti’sinin bir üyesi olarak benim bu konudaki görüşüm çok açık. Kişisel olarak nükleer enerjinin geleceğine inanmıyorum. Gerekçelerimin birincisi, Ortadoğu’da İran ile özdeşleştirilen nükleer enerji geliştirme programı bence bir tehdit. Türkiye’nin komşularında olması bir tehdit. İran, böyle bir güce ulaşırsa ya da kırmızı çizgiye çok yaklaşırsa, bence bu özellikle Ortadoğu için çok iyi bir gelecek senaryosu değil. Bölge istikrarsız bir bölge. Eğer diğer ülkeler de İran gibi nükleer programlara yatırıma devam ederse, bu bölgedeki güvenlik politikasını ve Avrupa Birliği’nin de güvenlik algısını tamamen değiştirecektir."

SİGORTALAYAN ÇIKARSA SAVUNURUM: Nükleer santralların çok büyük risk oluşturduğuna dikkat çeken Fischer, şöyle konuştu: "Bu nedenle dünyada hiçbir sigorta şirketi bu santralları sigortalamıyor. Eğer herhangi biri sigorta edeceğini söylüyorsa, nükleer santralları savunmaya başlayacağım. Hiçbiri o riski almaz, almıyor. Demek ki alamayacaklar."

Petrol ve doğal gaz ucuz çevre için bu değişmeli

DÜNYADAKİ kaynakların kısıtlı olmasından gelen baskının artması durumunda fiyat mekanizmasını doğru kullanmanın önem arz edeceğini söyleyen Joschka Fischer, "Elimizdeki kaynakları ya bedava ya da çok ucuza kullanıyoruz, ama bu değişecek. Enerji verimliliği ve tasarrufuna önem vermenin yolu maliyetlerden geçer. Fiyat, çevreye verdiğimiz zararın gerçek maliyetini yansıtmadığı sürece bu sorunu çözemeyiz. Ben petrol ve doğal gazın ucuz olduğunu düşünüyorum" dedi.
’Göstermelik çevreci’ çevreye zarar veriyor

"THE New Marketing Manifesto" kitabı, Amazon tarafından 1999 yılının en iyi 10 iş kitaplarından biri seçilen, "After Image" kitabı Wikipedia’da dünyanın en popüler iş hayatı kitaplarından biri olarak değerlendirilen ve son olarak "Green Marketing Manifesto" kitabı yayınlanan John Grant, ’Green Marketing’ (Yeşil Pazarlama) kavramının son yıllarda yükselen bir trend izlediğini kaydetti. Green Marketin kavramının ’Green Washing’ (Yeşil Yıkama) ile karıştırılmaması gerektiğinin altını çizen Grant, şunları söyledi: "Şirketlerin çevreye duyarlı olduklarını göstermeleriyle, aslında çevreye zarar verip bunu örtbas etmeye çalışanları çok rahat bir şekilde ayırt etmek mümkün. Bu bir kasabın vitrine lahana koyup ’ben çevrecim’ demesine benziyor. Zaten ABD ve İngiltere’de reklam denetleme kurumları böyle durumları çok sıkı takip ediyor. Son yapılan bir araştırmaya göre, ABD’de 1700 Green Marketing uygulaması arasında sadece bir tane Green Washing durumu olduğu ortaya çıktı. Özellikle küresel dev şirketlerin atacakları çevreye duyarlı adımların dünyanın geleceği açısından büyük bir önemi olacağını düşünüyorum."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!