Güncelleme Tarihi:
Kürşat Özmen |
Bir ilaç kullandım hayatım değişti. Nasıl mı? Sigaradan kurtuldum. Ancak hemen söyleyeyim. Karar vermediyseniz bu anlattıklarım sizi tatmin etmeyebilir. O yüzden başka bir linke tıklayın gitsin…
Daha önce bir kez uzun süreli (1.5 yıl kadar) bıraktığım için yaşayacağım zorluklara kendimi hazırlamıştım:g
Kafamı toplayamazsam kahve içerim, ilk sigara sendromunu bol su ile atlatırım, canım sıkıldığında içmeyen insanları düşünürüm, arkadaşlarım yaktığında gözlerinin üzerine bir tane patlatırım vs…
Aslında ilacı kullanmadan önce kafamda bir çok soru işareti vardı:
Ya beynimde kalıcı hasar bırakırsa?
Peki depresyon ve intihar, evet intihar söylentileri de neydi öyle, gerçeklik payı var mıydı?
Daha önce piyasaya sigarayı bırakma ilacı olarak sunulan hormon düşmanı ilaca ne demeli?
İlk uzun süreli bırakmamda depresif bir dönem geçirmiştim. O yüzden bu duyguyu iyi biliyorum. Zaten sigara bırakıldığında ruh halini alt üst ediyor. Bence pek ilaçla ilgili değil…
İntihara gelince bugün itibari ile 43 gündür sigara içmiyorum. Bir gün bile aklıma hayattan vazgeçmek gelmedi. Daha uzun yaşayacağımı düşünüyorum ve bu her aklıma geldiğinde dışarıdan aptalca görünen bir gülümseme beliriyor yüzümde…
Beynimde kalıcı hasar mı? Bunun üzerinde uzun süre düşündüm, hatta yüksek sesle bile dile getirdiğim oldu. Beni ikna eden ise eşim oldu: Sigaranın sadece beyninde değil tüm vücudunda bıraktığı kalıcı hasarlar için ne yapmayı düşünüyorsun?
Bu sorulara yanıt verdikten sonra aklımda tek bir şey kalmıştı. Hormon düşmanı diğer ilaç gibi beklenmeyen etkileri olursa? Son ilaçla ilgili bilgi alınca içime biraz su serpildi. Çünkü bu ilaç direk sigarayı bırakmak için tasarlanmıştı. Psikolojik bir tedavi için denenirken “Yahu bunu kullananlar sigaradan keyif almıyor. Yoksa, sen de benim düşündüğümü mü düşünüyorsun?” diyerek önümüze konulmamıştı. İnternet sitelerine girdim şematik açıklamaları inceledim. Ve haydi dedim kendime BAŞARABİLİRSİN…
Tedavi şekli nedeniyle hem sigara hem de ilaçla başladı macera. Çünkü belli bir süre sonra bırakmayı öneriyordu Marcus Antonius Prospektüs…
İLAÇLA İLK GÜN
İlk günler stres yaşamadım, nasıl olsa daha bırakmaya vardı. Ama dördüncü gün keyif almamaya başladım. Boğazımdan aşağı çekemez oldum dumanı, en azından keyifle… Ama ben belirlediğim güne kadar ‘azmettim’.
Tamamen bıraktığımda ise tek zorluğu zaman planlamasında yaşadım. Meğer hayatımın merkezine oturan en önemli şey sigaraymış. Tüm zamanımı ona göre planlıyormuşum. Ama görünüşte başka şeyler yaşıyormuşum:
İlk sigara öncesi kahvaltı, çay molası, bir çay molası daha, öğle yemeği, kafam şişti bir mola vereyim, daha biraz önce gittim ama seni kırmayım molası, Ulan bizimki de hayat mı be molası, Ne haber abi geçerken uğradım, Canım çok sıkıldı bir hava alayım, ulan ne güzel yağıyor mübarek bir toprak kokusu alayım, yaz bitti güneş yüzü görmedik molası...
Bunların yanında bir de bahaneler var tabii: Servis nerede kaldı bir sigara yakayım, ne trafik vardı kuruduk bir sigara yakayım, yemeğe daha var bir sigara yakayım, oh ne güzel yemekti bir keyif sigarası yakayım, çay da çok güzel olmuş bir tane yakayım, bu çay da çok güzelmiş bir tane daha yakayım, vay be adam ne güzel yazmış dur bir sigara yakayım da bir daha okuyayım, uyku da tutmadı bari bir sigara daha yakayım vs…
Bıraktığım ilk gün asıl bunların zorluğunu yaşadım, yani ne yapacağımı bilemedim. Meğer günümü ben değil sigara düzenliyormuş. Yoksa canım sigara istedi mi HAYIR.
Benden çok çevrem hatırlattı sigarayı bana: Nasıl gidiyor?
İlacın ilk yan etkisi mideme oldu. Sağlam dediğim midemde bulantılar oldu. Ancak gündüzleri değil akşamları yaşadım bulantıları. Üç gün sonra ise alıştım. Ama arada bir gün aç karına yutma gafletinde bulundum, akşamı lavaboda bitirdim…
İlacın en eğlenceli yan etkisi ise rüyalar oldu. Full HD yani 1080p rüyalar. Eskiden gördüğüm bulanık mekanların zamanların karıştığı rüyalar gitti yerine cam gibi rüyalar geldi. İlk şoku 15 yıldır görmediğim arkadaşımla yaşadım. Sanki Yasin birden karşıma çıktı ve biz bir solukta kaçırdığımız yılları telafi ettik. Bir solukta dediysem de inanmayın çünkü saatlerce sürdü sanki. Hala hatırlıyorum konuştuklarımızı. Hele Hido’nun maçına ne demeli? Play off’un bilmem kaçıncı maçıydı bilmem, kalktım sabahın 4’ünde seyretmek için bir ara uyuya kalmışım. Ama rüyamda Hido double-trible bile yaptı, hatta bir ara ben kalkıp tuvalete gittim, spikerin bağırışlarıyla koşarak döndüm ekranın karşısına ama Orlando’nun önde gittiği maç, telefonun alarmıyla sona erdi. Uyandığımda bu kez yenilgilerini izledim…
İki kez canım çok sigara istedi, ilkinde eşim “Sigaraya değil bana sarıl” dedi sonrası malum… İkincisinde ise canım çekti ama içmek istemedim. Aksine, sanki eski bir sevgiliden telefon almış gibi moralim bozuldu ve şöyle hissettim: Sen de nereden çıktın şimdi? Benim artık süper bir hayatım var. Geldiğin yere geri dön lütfen…
Twitter.com/kursatozmen