Güncelleme Tarihi:
Sigara yasağının delinmesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da dahil olduğu bir tartışmaya dönüştü. Milletvekillerinin Meclis’teki odalarında sigara içilmesinin yaygınlaştığını bilmeyen yok. Hatta sigara içilen bazı odaların “imtiyazlı” makam gibi görünüp, sohbet ortamına dönüştüğü sır değil.
Bülent Sarıoğlu’nun aktardığına göre, TBMM İdare Amiri Halil Özcan, milletvekillerine hitaben net ve oldukça mesafeli bir yazı kaleme aldı. TBMM’nin kanun yapıcı olduğunu vurgulayan idare amiri, kanunlara uymak konusunda “azami hassasiyet” istedi. “Yoğun şikâyetler geldiğinden” yakınan Özcan, sert bir tonla uyardı:
“TBMM binalarında kanunlara aykırı uygulamaların tuhaflığı bir yana, bizzat diğer milletvekillerimizin bu durumdan şikayetçi olmalarının oluşturacağı nahoş durumu dikkatlerinize sunmak isterim.”
Yani dokunulmazlığı olan bir milletvekiline para cezası verilmesini bir başka milletvekili talep ederse ne olacaktı? Bu gelişmenin Meclis Genel Kurulu’na yansıması da geç olmadı. HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu uygulamayı,“Hakikaten Meclis’te kapalı alanlarda sigara içme oranı arttı. Peki niye arttı? Bir intihar vakası meydana gelmişti burada, açık alanlar, teraslar kapatıldı. Dolayısıyla çözüm bulunmalı” diye eleştirdi.
Bakalım yasa koyucuların yasayla imtihanı nasıl geçecek? Biz de takipçisiyiz.
'HERKES MÜTEAHHİT' İSYANI
Konut alan herkesin unutamadığı bir “müteahhit” hikâyesi vardır. Vaatlerle gerçeklerin örtüşmemesiyle ilgili. Bu nedenle, halk arasında “maketten satış” diye de nitelenen konut edinme sistemindeki sıkıntılar da TBMM gündemine geldi.
TBMM Dilekçe Komisyonu’nda oluşturulan alt komisyon, bu konudaki şikâyetleri ve sorunları dinlerken, uzman bürokratların ilginç değerlendirmeleri herkesin dikkatini çekti. Komisyonun son toplantısının konukları, Ticaret Bakanlığı’nın konuyla ilgili üst düzey bürokratları oldu. Bürokratların saptamaları toplantıya damga vurdu. Turan Yılmaz’ın edindiği bilgiye göre, Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Ahmet Erdal, müteahhitlik firmalarının yapısının düzeltilmesi gerektiğini belirterek, “Güçlü sermayesi, güçlü projesi olan köklü firmalar, tüketiciyi mağdur etmiyor. İşi olmayan herkes müteahhitlik yapıyor ve mağduriyetler çığ gibi büyüyor. Kasabı müteahhitlik yapıyor, ayakkabıcısı müteahhitlik yapıyor. Ondan sonra işin içerisinden çıkılamıyor maalesef. Müteahhitlere sınırlandırılma getirilmesini öneriyoruz” dedi.
Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdür Yardımcısı Bayram Uzunoğlan da satış sahtekârlıklarını anlattı. Bürokrasinin sorunun farkında olduğu anlaşılıyor. Peki, mağduriyetleri ortadan kaldırmak için ne bekleniyor?
CHP'DE KURULTAY ACELESİ
2020, MHP hariç tüm büyük partilerin kongreleri, “yenilenme” ve kadrolarını olası bir seçime hazırlama yılı olacak. Erken yola çıktığı için CHP’nin kurultay süreci diğerlerinden daha görünür olmaya başladı.
Ankara, İstanbul ve İzmir il kurultaylarının, genel merkezin istediği ve planladığı gibi geçtiğini belirtelim. Ama, Gaziantep ve Sakarya gibi illerde “yenilenme” hesabı tutmadı. Genel merkezin isteğinin dışında yine eski kadrolar kurultay kazandı.
CHP’nin 8 Kasım 2019’da başlayan kurultay takvimine göre, 2 Mart 2020’de il kurultayları bitecek ve ardından 45 gün sonra büyük kurultay toplanacak. CHP’nin başlattığı bu sıkıştırılmış takvimin nedenleri konusunda ilginç senaryolar konuşuluyor.
İddiaya göre, CHP yönetimi, büyük kurultayı, Türk siyasetindeki olası gelişmelere göre öne çekti. Türkiye’nin bu yıl içerisinde beklenmedik bir şekilde erken seçim atmosferine girebileceği konuşuluyor. Baskın bir erken seçim gibi senaryoların CHP’yi hızlandırdığı öne sürülüyor. Siyasetin senaryo üretme yeteneğini düşünürseniz, konuşulmayan konu yok. CHP’nin oluşacak yeni yönetiminin, bütün bunları yönetme becerisi olup olmadığını birlikte göreceğiz.