Şifalı ot da öldürür

Güncelleme Tarihi:

Şifalı ot da öldürür
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2000 00:00

Haberin Devamı

Mutlaka ama mutlaka doktor kontrolünde kullanmak gerekiyor

BİLİMADAMLARI, insanların 'doğa ana'ya duyduğu güveni sömüren bazı bitkisel tedavi yöntemlerinin, ölümcül sağlık problemlerine yol açabileceği uyarısında bulundular.

Uzmanlar, zayıflama ya da başka amaçlarla yeterli bilimsel araştırma ve kontrol yapılmadan kullanılan bitkisel ilaçların yol açabileceği ciddi sağlık sorunları arasında şunları saydılar:

‘‘Karaciğer yetmezliği, böbrek yetersizliği, zihin bulanıklığı, akyuvar azalması, kan pıhtılaşması, bağışıklık sistemi zayıflığı, nakledilen organın reddi, kalp sorunları, sinirlilik, şiddetli kusma’’

Bir zamanlar Sağlık Bakanlığı'nın denetiminde olan bu ilaçların, uzun süreden beri Tarım Bakanlığı'nın verdiği, 'gıda katkıları' ruhsatı ile piyasayı doldurduğuna ve sayılarının her geçen gün arttığına dikkat çeken uzmanlar, ‘‘Sağlık Bakanlığı yeniden bu ilaçlara sahip çıkmalı, yapım ve ithal ruhsatı işini ciddiyet ve duyarlılıkla üstlenmeli’’ dediler.

Doktor, eczacı ve farmakologlar ise hekim kontrolü dışında alınan bitkisel ilaçların, kullanılan diğer ilaçlarla etkileşmesi sonucu bozukluklar yaratıp, ilaçların etkisini azaltıp veya artırdığını, içindeki maddeler nedeniyle de ölümlere yol açabileceğini söylediler.

DOĞANIN GÜCÜ EDEBİYATI

Hürriyet'teki sağlık köşesinde 25 Şubat'ta yazdığı 'İlaç mı gıda maddesi mi?' başlıklı yazısıyla konuyu gündeme getiren Dr. Gündüz Tezmen, yazısında bu ilaçların Sağlık Bakanlığı yerine Tarım Bakanlığı'nın izniyle ithal edilmesini eleştirdi. Her doğal maddenin sağlığa yararlı olmadığını anlatan Dr. Tezmen, hekimlerin tıp fakültesinde öğretilen yöntemler dışında tedavi yapma hakları olmadığını savunarak, tıbbın dışında kalan yöntemlerle tedavi yapanların faaliyetlerinin engellenmesini istedi. Dr. Gündüz Tezmen'in bu görüşlerine karşı çıkanlara verdiği yanıt ise şöyle:

‘‘Bitkisel ilaçlarda da yan etkiler olabileceğini belirtmemin amacı, ‘doğal maddelerde hiçbir yan etki yoktur, o halde denetlenmeye de ihtiyacı yoktur' yutturmacasına kimsenin sapmamasını sağlamak içindir.

Bana kimse ‘doğanın gücü' edebiyatı yapmasın. Ben doğanın gücünü belki de bu kişilerin çoğundan daha iyi biliyorum. Üstelik ben onların bilmediği bir şeyi, gücün yanlış kullanılmasının ne kadar riskli olduğunu da biliyorum. Benim tek şikáyetim bu başıboşluk ve görevlilerden buna kontrol getirmesini istiyorum. Başıboşluğa kontrol getirilmesi isteği, hele konu insan sağlığı ise, kimsede tedirginlik yaratmamalı.’’

BÖBREKLERİ ÇÖKTÜ

Dr.Mari Benli

(İntermed Tıp Merkezi Medikal Direktörü)

‘‘Reçeteli ilaçlarla kullanıldıkları zaman yan etkiler doğurabilen bitkisel ilaçlarla, diğerlerinin ancak uzman denetiminde kullanılması gerekir. Bazı bitkisel karışımları kullananlarda, bir süre sonra, karaciğer yetmezliği ortaya çıkıyor. Zayıflama amacıyla kullanılan bazı bitkisel ilaçların karışımında bulunan ‘Radix Aristolochia Fangchi' adlı maddenin böbrek yetmezliğine neden olduğu, 1993 yılında Belçika'da saptandı. Zayıflamak için bitkisel ilaç kullanan 70 kişide böbrek yetersizliği meydana geldi. Bu vakaların bir kısmında böbrek nakli gerekti. Bazı zararlı maddelerin bilerek veya yanlışlıkla bitkisel karışıma katılması beyin ve sinir sisteminde yan etkiler yaratıp, zihin bulanıklığı ve şiddetli kusmalara yol açıyor. Bu ilaçlar ayrıca, vücudun savunmasını yapan beyaz kan hücrelerinin sayıca aşırı azalmasına neden oluyor. Bu ilaçların incelenmesinde, içlerinde ancak doktor denetiminde ve ölçülü dozlarda uygulanabilecek farmasötik maddelerin varlığı saptandı. Avusturalya'da yapılan kapsamlı bir araştırmada, bitkisel ilaçların içinde ağır madenlerin bulunduğu ortaya çıktı. Bitkisel ilaçları kullananların normal dışı belirti ve yan etkileri düzenle not edip, doktorlarına aktarmaları gerekir. Oysa, bitkisel ilaç kullananların yüzde 70'inin bununla ilgili yan etki ve şikayetlerini doktorlarına anlatmadığı ABD'de yapılan bir araştırma ile belirlendi.’’

BATI DAHA BİLİNÇLİ

Prof. Dr. Ahmet Araman

(İ.Ü. Eczacılık Fakültesi Farmasotik Teknolojisi Eczacılık Mevzuatı ve İşletmeciliği Anabilim Dalı Başkanı):

‘‘Çeşit ve sayıları günden güne artan bitkisel ilaçları, ‘Gıda katkısı' diyerek, Tarım Bakanlığı yavaş yavaş topladı. Bu durumda da Sağlık Bakanlığı sanki armut topladı. Şimdi, Sağlık Bakanlığı denetimi yeniden ele alabilmek için çalışıyor. Ticari amaçlı girişimlerle, gerekli, gereksiz bir takım ilaçlar ‘gıda katkıları' adı altında, piyasaya doldu. ABD ve AB ülkelerinde, OTC'ye göre, bu ilaçlara tezgahüstü ilaçlar deniyor. Belli kurallara göre, üretilip, pazarlanıyor. Batılı çok daha bilinçli ve bilgili. Benim insanım ise her söylenene, yapılan reklama kolayca kanıyor. Böylece bu ilaçlarla insanın sağlığı ile oynanıyor. Sağlık Bakanlığı'ndaki bu konu ile ilgili ruhsatlandırma komisyonu, uzun süreden beri aktif çalışmıyor. Sağlık Bakanlığı acilen devreye girip, her şeyin ithalini engellemeli, ilaçları süzgecinden geçirmeli.’’

BİTKİ TİCARİ META OLDU

Prof. Dr. Turhan Baytok

(Eczacı, Farmakolog, bilinmeyen birçok bitki türünü bulup dünyada tanıtan bilim adamımız)

‘‘ Bütün mesele, doktor denetiminde ve tam bir teşhis yapılmadan bu ilaçların gelişigüzel kullanılmasıdır. Bugün, bizim için yapılacak şey, bitkisel ilaçlarda, AB'nin kabul ettiği normlara uymaktır. Bugün, bu ilaçlar tedavi amaçlı değil, büyük para kazanabilmek için bir meta oldu. Satılması için propaganda yapılıyor. Şişmanlığı önlesin diye gelişigüzel kullanılıyor. Oysa, önce şişmanlığın nedenleri hekim kontrolünde ortaya çıkarılmalı. Denetimsiz kullanılan ilaçlar, çok ciddi sorunlara yol açabiliyor. Örneğin, bugün böbrek yetmezliğine neden olan, ‘Aristolochia' isimli çiçek Anadolu'da bol bol bulunuyor. Sherlock Holmes'in piposuna benzediği için, Anadolu'da bu sarı kahverenkli çiçeğe ‘Pipo çiçeği' deniliyor. Halkı aydınlatmak gerekiyor. Sağlık Bakanlığı ilaç yapım ve ruhsatlandırma işini ciddiyetle üstlenmelidir.’’

Bitkisel ilaçlar bazı durumlarda çok tehlikeli

‘‘Hastanın hekim reçetesindeki ilaçlarla birlikte kullandığı ve masum gibi görünen şifalı bitki özlerinin, bazı durumlarda ne denli tehlikeli olabileceği son yıllarda ‘Geleneksel Tıp', ‘Çin Tıbbı', ‘Alternatif Tıp' gibi yöntemlerin yaygınlaşmasıyle daha iyi anlaşılmaya başlandı. İlaçlarla, şifalı otların içerdiği maddelerin insan organizmasındaki etkileşimi sonucu, bazen esas ilacın etkisi azalabilmekte ya da artabilmekte, bazen de ölümlere bile yol açabilmektedir. Örneğin, kanın pıhtılaşmasını önlemek amacıyla, damar tıkanmalarının tedavisinde kullandığımız, ‘coumadin' adlı ilacın etkisini gingko biloba ‘Çin mabed ağacı' ve sarmısak artırıp, kanamalara yol açarken, buna karşılık ‘ginseng' denen ot, bu etkiyi azaltıp, pıhtılaşmaya neden oluyor. Ayrıca, organ naklinde, aktarılan organın hasta tarafından reddini önlemek amacıyla, bağışıklık sitemini baskılayan ‘siklosporin' adlı ilacı kullanıyoruz. Hafif depresyona iyi gelen ve Batı'da yaygın olarak reçetesiz satılan, St. John otu, ‘hypericum' adlı şifalı bir ot, sikloqorin'in etkisine karşı koyarak kalp nakli yapılan iki hastada organın reddine neden oldu. İki olay Batı'da yaşandı. İki asırdır söylenen, ‘ilaçlar ve zehirler genelde aynı maddelerdir, ancak farklı amaçlarla kullanılırlar' sözünü unutmamak gerekir.’’

Şifalı bitkilerin faydası da var zararı da

‘‘Bugün, tıp fakültelerinde ve hastanelerde öğretilmeyen, ‘herbal' dediğimiz bitkisel tedavi için, hastalar büyük miktarlarda para ödemeye başladılar. Bunun ABD'deki 1 yıllık tutarı 50 milyar dolardır. ABD'de, bugün alternatif tıp tedavi gören hastaların hemen yarısı, kendilerini tedavi eden doktorlara bu durumu bildirmemektedir. Hastalar, ‘bu bitkinin bana ziyanı yok, belki faydası olur' düşüncesi ile bazı bitkileri rahatlıkla kullanıyorlar. Kullanılan bitkiler arasında karaciğere toksik etki yapan bazı bitkiler de vardır. Hastalar kadar, hekimlerin de bunları bilmesi gereklidir. Bitkisel tedavinin fayda ve zararları halka mutlaka anlatılmalıdır.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!