Güncelleme Tarihi:
VAN Kadın Derneği’nden (VAKAD) gelen e-posta, şehirde tüm şikâyetlere rağmen göz göre göre sevgilisi tarafından öldürülen öğretmen Gülşah Aktürk gibi başka kadınlar olduğunu gösteriyor: “Bir kadın öğretmenin boşanmak istediği eşinden tehdit aldığını ve eşine Savcılık tarafından uzaklaştırma verildiğini, kadın öğretmenin ivedilikle başka ile tayin edilmesi gerektiğini İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bildirdik. Ancak 2 aydan fazla bir süredir bu kadın öğretmen için de bir müdahalede bulunulmadı.”
GÜLŞAH GİBİ İKİ ÖĞRETMEN
VAKAD adına konuşan Aylin Çelik, öğretmenlerin can güvenliği nedeniyle kimlik bilgilerini vermiyor: “Derneğimize biri iki ay, diğeri bir hafta önce iki kadın öğretmen başvurdu. Tehdit eden eşleri üniversite mezunu. Öldürülen Gülşah Aktürk gibi resmi yetkililere başvurdular. Ama bürokrasi ağır işliyor. Oysa şiddet, olağanüstü bir durum, olağanüstü işlem yapılmalı. İki kadın öğretmen, yakın koruma talep etti ancak Valilik reddetti.”
TAYİNLERİ YAPILMADI
“Başka ile, ilçeye tayin istediler. Milli Eğitim’e göre tayin dönemi değil, özür grubuna girmiyor... Normal tayin isteyen öğretmenlere uygulanan prosedür uygulanıyor. Bu nedenle iki öğretmeni, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na yönlendirdik.”
MİLLİ EĞİTİM’DEN CEVAP
Van Milli Eğitim Müdürü Ali İhsan Sayılır, VAKAD’ın iddiasına karşılık, “Bilgim yok. Valilik izin verirse kayıtlara bakıp açıklama yapabilirim” diyor. Oysa kendisiyle görüşmek üzere aradığımız Özel Kalemi’ndeki kadın görevli, Sayılır’ı niçin aradığımızı anlattığımızda hemen konuyu hatırlayıp düzeltme ihtiyacı duyuyor. ‘O öğretmen evli değil ki. Sevgilisinden şikâyetçi’ dedi.
Bilgehan: ‘Şiddet, dizi gibi izleniyor’
AVRUPA Konseyi Sosyalist Kadın Grubu Başkanı ve CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, öğretmen Gülşah Aktürk’ün öldürülmesine yazılı bir açıklama tepki gösterdi:
“Öğretmen Gülşah Aktürk’ün açılan davaya verdiği dilekçe bir ibret belgesidir. Dilekçeye göre, vali yardımcısı, Aktürk’e, ‘en kötü ihtimalle öleceğini, ölümün kaçış değil hak olduğunu, istifa edebileceğini, yanında biber gazı ile dolaşması gerektiğini’ belirtmiştir. Tehdit altındaki insanların canını korumakla görevli üst düzey bir kamu görevlisinin böyle bir şey yapması düşünülemez, bu kişileri bu görevlere atayan hükümet bunun hesabını verir. Hükümetin, dizilere müdahale etmeye çalışırken, gerçek hayatta her geçen gün tırmanan kadına karşı şiddeti dizi izler gibi izlemesi acıklı bir çelişkidir.” ANKARA