Şiddeti de biliniyordu merkez üssü de

Güncelleme Tarihi:

Şiddeti de biliniyordu merkez üssü de
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 18, 1999 00:00

Haberin Devamı

Bilim adamları İstanbul ve çevresinde 6.8 şiddetinde bir deprem olabileceğini bir yıl önce söylemişti

Bilimadamlarının deprem araştırmaları İstanbul ve yakınlarında 6.8 şiddetinde bir deprem olacağını ortaya koymuştu. 1500 km uzunluğundaki Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın dünyanın en yıkıcı fay hatlarından biri olduğunu;

İzmit, Gölcük ve Adapazarı'nın da bu hat üzerinde bulunduğunu açıklamıştı. Marmara Denizi çevresinde üç koldan oluşan fay hattı, beklenen sarsıntıyı beklenmeyen bir anda gerçekleştirdi.

ŞİDDETİ 6.8 İHTİMALİ YÜZDE 49

İstanbul ve çevresinde 1900 yılı öncesi ve eski devirlerde oluşan depremleri ele alan istatistiksel çalışmalar, İstanbul ve yakın çevresinde 100 yıllık bir dönem içerisinde 6.8 büyüklüğünde bir depremin meydana gelme olasılığının yüzde 49 olduğunu gösteriyor.

Tübitak'ın yayımladığı Bilim ve Teknik Dergisi'nin Mayıs 1998'de yayımlanan 366. sayısında yer alan ‘‘İstanbul ve Deprem’’ başlıklı yazıda İstanbul ve çevresinde 100 yıllık bir dönem içinde 6.8 şiddetinde bir depremin meydana geleceği belirtilmişti. İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Nalbant, İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Aykut Barka ve İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Alptekin imzasıyla yayımlanan yazının konuyla ilgili bölümü şöyle:

TEHLİKELİ İKİ FAY

‘‘Marmara Denizi ortasında yer alan ve kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan sırt üzerinde yer alan olası iki fay boyunca gerilme artışı gözleniyor.

‘‘İstanbul'a oldukça yakın olan ve hareket ettikleri takdirde birbirlerini tetikleyebilecek yakınlıkta bulunan bu iki fayın gelecekte olası yıkıcı bir deprem üretmesi birçok araştırmacı tarafından hiç de uzak olmayan bir olasılık olarak görülüyor.

YÜZDE 49 İHTİMAL

‘‘Yaklaşık 50 km uzunluğa varan bu faylar üzerinde meydana gelebilecek 7 büyüklüğünde bir depremin İstanbul'da büyük hasar ve can kaybına yol açacağı açıktır. İstanbul ve çevresinde 1900 yılı öncesi ve eski devirlerde oluşan depremleri ele alan istatistiksel çalışmalar, İstanbul ve yakın çevresinde 100 yıllık bir dönem içerisinde 6.8 büyüklüğünde bir depremin meydana gelme olasılığının yüzde 49 olduğunu gösteriyor.’’

İZMİT KÖRFEZİ AKTİF

Türkiye Deprem Vakfı'nın 1998 Aralık ayında yayımladığı Aktif Tektonik-1 adlı kitapta, Kuzeybatı Anadolu ile ilgili araştırmaların sonuçlarında ise depremin merkez üssü ve etkilenecek yerler öngörülmüştü. Yard. Doç. Dr. Serdar Akyüz ve Prof. Dr. Aykut Barka'nın hazırladığı kitapta Kuzeybatı Anadolu'nun durumu hakkında şu bilgilere yer verilmişti:

‘‘Tektonik anlamda, İzmit Körfezi, Ege genişleme rejimi ile Kuzey Anadolu Fayı yanal atılımlı rejimi arasında bir geçiş zonu oluşturur. Yörede yapılmış olan sığ sismik ve neotektonik çalışmalarından elde edilen sonuçlar bu modeli doğrular niteliktedir.

‘‘Bölgede tarihsel olarak büyük depremler bulunmasına rağmen günümüzde bir suskunluk gözlenmektedir. Yakın tarihte kayda değer hiçbir büyük depremin olmaması nedeniyle körfezin sismolojik özellikler açısından yukarıdaki modele ne ölçüde uyum gösterdiği bilinmemektedir. Ayrıca, deprem aktivitesinin çok düşük düzeyde oluşu potansiyel bir riske işaret eden bir suskunluk dönemini akla getirmektedir.’’

Elde edilen verilerin ışığı altında İzmit Körfezinin öngörüldüğünden daha aktif bir depremselliğe sahip olduğu ileri sürülebilir. Bu aktivitenin özellikle İzmit Körfezinin güneydoğu ucunda yoğunluk kazandığı görülmektedir. Bununla birlikte Armutlu yarımadasının açıklarında da düşük bir aktivite gözlenmiştir.’’

TEHLİKELİ MERKEZLER

Aynı kitaptaki, 38.00 derece - 42.00 derece Kuzey Enlemi, 26.00 - 31.00 derece Doğu boylamları arasında yapılan araştırmanın sonuçları da Gölcük, İzmit ve Adapazarı'nın ne denli tehlikeli bir hatta yer aldığını haber veriyordu:

‘‘Kuzey Batı Anadolu'da önemli tektonik birimler Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun ve Batı Anadolu'nun tektonik rejimlerinin etkisi altındadır. Bölgenin Kuzey Doğu ucunda Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun etkisi büyüktür. Ana tektonik hatlar Adapazarı'ndan itibaren iki kola ayrılmaktadır. Daha güneyde Bursa-Karacabey-Gönen ve Biga-Çan'dan geçen önemli bir hat daha mevcuttur. Bunun yanında bölge, birçok irili ufaklı tektonik hattı bünyesinde barındırır. Daha güneyde ise Gediz Grabeni yer almaktadır.’’

YOĞUN SİSMİK ETKİNLİK

‘‘Kuzeybatı Anadolu yoğun sismik etkinliği ile dikkat çekmektedir. Tarihi boyunca birçok büyük deprem geçirmiş Kuzeybatı Anadolu ve Marmara bölgesi, 1970'li yıllardan sonra Kandilli Rasathanesi tarafından yerleşik olarak kurulan deprem istasyonlarının sayesinde ve 1978 yılından itibaren de Marmara Bölgesi Radyo Bağlantılı Deprem Ağı kurulması ile bölgedeki mikro depremlerin parametrelerinin belirlenmesi mümkün olmuştur. Böylece yoğun deprem aktivitelerinin, yığılmalarının ve etkinliğinin ortaya çıkarılmasına olanak doğmuştur.

ADAPAZARI CİVARI

‘‘1900'lü yıllardan sonra bölgede, 6.0 sarsıntı büyüklüğünde toplam 25 deprem meydana gelmiştir. Bu büyüklükteki depremler özellikle Marmara Denizi'nin Batı-Güneybatı kısmında ve Adapazarı civarında, Midilli-Karaburun-Sakız Adası civarında yoğunluk kazanmaktadır.

96 YILDA 494 DEPREM

‘‘Bölgede, günümüzde de devam eden yoğun sismik etkinlik görülmektedir. 1901-1997 yılları arasında sarsıntı büyüklüğü 4.5 olan toplam 494 adet deprem meydana gelmiştir. Önemli etkinliklerin Adapazarı ve doğusu, Marmara Denizi'nin kuzey, kuzeybatı ve güneybatı kısmı, Saros, Midilli-Edremit Körfezi, Karaburun, Gediz-Balıkesir-Kütahya civarında yoğunlaştığı görülmektedir.

‘‘Özellikle Batı Anadolu'da deprem şebekesinin kurulmasından sonra önemli deprem kümeleri gözlenmektedir. En önemli etkinlikler; Marmara Denizi'nin Batı-Kuzeybatı sınırı, Akhisar-Soma-Kırkağaç, Gediz-Simav-Emet-Tavşanlı, İnegöl, İzmit civarında görülmüştür. Çalışma alanında günümüze kadar sarsıntı büyüklüğü 2.5 olan toplam 34 bin deprem meydana gelmiştir.

‘‘Bölgede sismik etkinlik göstermeyen sismik boşlukların da varlığı çeşitli araştırmacılar tarafından ileri sürülmektedir. Nitekim İstanbul Boğazı'nın güneyi, deprem etkinliği bakımından sakin gözükmektedir. Bu bölge, gelecekte olası bir depremin mümkün olabileceği bir yer olarak da varsayılabilir.’’

62 HAFİF DEPREM

Araştırmada İzmit Körfezi'nin doğu ucunda deprem dizilerinin başladığı, Gölcük'te ise yaklaşık 1,5 yıllık bir zaman dilimi içinde 62 hafif deprem olduğu belirtilmişti:

‘‘Balıkesir bölgesinde deprem etkinliği fırtına şeklinde oluşmaktadır. Bu bölgedeki aktivite, çok hafif ve hafif şiddette depremler şeklinde günümüzde de devam etmektedir.

‘‘Gediz-Emet (Kütahya) bölgesinde de benzer özellikleri görebilmekteyiz. Tavşanlı (Kütahya) bölgesinde ise son 5 yıldır fırtına şeklinde bir etkinliğin başladığı görülmektedir. İzmit Körfezinin doğu ucunda, son yıllarda aylarca süren deprem dizilerinin varlığı dikkat çekmektedir. Bunlara örnek olarak İzmit ili ve Gölcük civarında 10 Şubat 1997-16 Temmuz 1997 tarihleri arasında büyüklükleri 2.6-3.5 arasında değişen toplam 62 deprem etkinliği verilebilir.

MARMARA DENİZİ

‘‘Marmara Denizi bölgesinde de zaman zaman yoğun deprem etkinlikleri göze çarpmaktadır. Çalışmalar tüm bölgede, meydana gelen hissedilir türde bir depremden sonra uzun bir süre artçı sarsıntıların devam ettiğini ortaya koymaktadır.’’

YIKICI FAY HATTI

Araştırmada Kuzey Anadolu Fayı'nın yaklaşık 1500 km uzunluğunda ve dünyanın en yıkıcı deprem oluşturan aktif faylarından biri olduğunu açıklanmıştı:

‘‘Yalnız bu yüzyılda üzerinde 23 adet, 6.5 şiddetinde yıkıcı deprem meydana gelmiştir ve bunlardan 6 tanesi Marmara Denizi ve çevresinde yer almıştır.

‘‘Kuzey Anadolu fayı, Marmara Denizi çevresinde üç koldan oluşmaktadır. Kuzey kol, Sapanca-İzmit Körfezinden sonra Marmara Denizi derin çukurları ve daha batıda ise Ganos-Saros yoluyla Kuzey Ege çukurluklarını oluşturmaktadır.

‘‘Orta kol ise İznik ve Güney Marmara kıyısı boyunca Bandırma Körfezinden geçtikten sonra ve Biga yarımadasını kesmektedir. Buradan sonra Ege denizine giren orta kol Skyros çukurluğunun kuzey kenarına kadar takip edilebilmektedir.

‘‘Güney kol ise, Yenişehir, Bursa, Apolyont gölü doğu kenarı ve Manyas, Gönen, Yenice'den geçtikten sonra Edremit Körfezi'ne ulaşmaktadır. Güney kol buradan batıya Skyros basenin güney kenarına kadar izlenebilmektedir.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!