OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 10, 2003 00:00
CumhurbaÅŸkanı Ahmet Necdet Sezer, ''Dünya sorunları karşısında bireyin ve toplumun savunulması ve insanların uluslarüstü yaklaşımlar geliÅŸtirmesinin, düşünce düzeyinde daha donanımlı olunmasını gerektirdiÄŸini'' bildirdi. CumhurbaÅŸkanı Sezer, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen ''21. Dünya Felsefe Kongresi''nin açılışında yaptığı konuÅŸmada, kongreyi gerçekleÅŸtirenleri kutladı.    100 yıllık geçmiÅŸi olan dünya felsefe kongrelerinin yeni yüzyılda ilk kez Ä°stanbul'da toplanmasının ayrı bir mutluluk verdiÄŸini kaydeden Sezer, ''DoÄŸu ile batının hem coÄŸrafya hem de kültürel açıdan buluÅŸtuÄŸu nokta olan bu tarihsel kentte günümüzün felsefe sorunlarının tartışılacak olması, Türkiye ve Türk felsefe geleneÄŸi için kuÅŸkusuz büyük bir kazanç olacak; düşünce yaÅŸamımızı zenginleÅŸtirecektir'' diye konuÅŸtu.    Sezer, felsefenin doÄŸuÅŸuna tanıklık eden Anadolu'da birçok düşünür yetiÅŸtiÄŸini, Anadolu'nun zengin uygarlıklarından beslenen bu düşünürlerin insanlığın düşünsel geliÅŸimine önemli katkılarda bulunduÄŸunu anlatarak, şöyle konuÅŸtu:    ''Dünya Felsefe Kongresi'nin Ä°stanbul'da toplanması, Anadolu'nun bu köklü düşünce geleneÄŸiyle çaÄŸdaÅŸ felsefe arasında da bir köprü oluÅŸturmaktadır. Bu yılki kongrenin ana temasının 'Dünya Sorunları Karşısında Felsefe' olarak belirlenmesi, bize felsefenin duraÄŸan ya dageçmiÅŸe dönük bir etkinlik deÄŸil, sürekli geliÅŸen ve insanın geliÅŸimini saÄŸlayan deÄŸerli bir araç olduÄŸunu da göstermektedir. Ä°nsanlık; bilim, teknoloji, ulaşım ve iletiÅŸim olanakları yönünden çok ileri noktalara ulaÅŸmıştır. Bilimdeki ilerlemeler binlerce yıllık tabuları yıkmış, düzenli geliÅŸmenin, engin bir düşünce ve deneyim birikiminin önünü açmıştır. Bilgi, tüm insanlığın yararlanabileceÄŸi biçimde evrenselleÅŸmiÅŸtir.''     ''EŞİTSÄ°ZLÄ°K, YOKSULLUK''    CumhurbaÅŸkanı Sezer, soÄŸuk savaşın sona ermesiyle, ulusları yapay olarak birbirinden ayıran bölünmelerin, küreselleÅŸmenin önündeki önemli engellerin ortadan kalktığını, insanlığın, evrensel barış ülküsüne hiçbir zaman olmadığı kadar yaklaÅŸtığını söyledi.    İnsanlığın, bir yandan kendini geliÅŸtirip özgürleÅŸtirirken, öte yandan geliÅŸmiÅŸ toplumlar ile az geliÅŸmiÅŸ toplumlar arasında büyüyen uçurum ve eÅŸitsizlik, yoksulluk, bilgisizlik, kültürsüzleÅŸme, baÄŸnazlık ve bunlardan kaynaklanan terör, kültürlerarası çatışma, moral deÄŸerlerde çözülme gibi ciddi sorunların üstesinden gelmeye çalıştığını kaydeden Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:    ''Dünya nüfusunun bir bölümü maddi zenginliÄŸin, teknolojik ilerlemenin en üst düzeylerinde barış içinde yaÅŸarken; büyük bir bölümünün yoksulluk, güvensizlik, istikrarsızlık içinde olması ve gelecek kaygısı, bugüne deÄŸin saÄŸlanan geliÅŸmelerin yeterli görülemeyeceÄŸini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, dünya sorunları karşısında bireyin ve toplumun savunulması ve insanların uluslarüstü yaklaşımlar geliÅŸtirmesi, düşünce düzeyinde daha donanımlı olmamızı gerektirmiÅŸtir.""FELFESE, BENLÄ°ÄžE ULAÅžMA Ä°STEĞİNÄ° KARÅžILAR"Felsefenin, insanın yaÅŸamını, deÄŸerlerini, amaçlarını sorguladığını dile getiren Sezer, ''Varlığı bütün olarak ele almakta, temelde insanın sorgulayabilme yeteneÄŸine dayanmaktadır. Felsefe, tüm bu sorgulamaları yaparken mantıksal kanıtlara ve akıl yürütmeye dayanır. Ä°nsanın kendini ve evreni tanıma, yaÅŸamın anlamını ve varlık nedenini sorgulama ve benliÄŸine ulaÅŸma isteÄŸini, ancak felsefe karşılayabilir'' dedi.    Bu yönüyle felsefenin, insanın mutluluÄŸu için bir araç olabileceÄŸini de vurgulayan CumhurbaÅŸkanı Sezer, şöyle dedi:    ''Eflatun'un erdem ve mutluluÄŸun felsefi bilgiyle gerçekleÅŸeceÄŸine iÅŸaret ettiÄŸini anımsatmak isterim. BildiÄŸiniz gibi, ünlü filozof Sokrates da incelenmemiÅŸ, sorguya çekilmemiÅŸ bir yaÅŸamın yaÅŸanmaya deÄŸer olmadığını söylemiÅŸtir. Felsefe, varoluÅŸumuzun anlamıyla ilgili temel soruları ele alır. Felsefi düşüncenin yöntemleri, insana her konuda aklı yürütebilmesi için gerekli temelleri saÄŸlar.    Felsefe, bireyin kendi hakkında düşünmesine de olanak saÄŸlar. Bireyin, günlük yaÅŸamın üzerine çıkarak kendisi, yaÅŸadığı çevre, toplum, geçmiÅŸ ve gelecek üzerine anlamlı sorular sorması ve bu sorulara yanıtlar araması, toplumsal yaÅŸamı zenginleÅŸtirerek siyaset alanına da derinlik kazandırmaktadır. Bu yönüyle, felsefenin siyasetlede iliÅŸkisi bulunmaktadır.''     BÄ°REYÄ°N ÖZGÃœRLEÅžMESÄ°Â Â Â Â CumhurbaÅŸkanı Sezer, felsefe ve siyaset iliÅŸkisine dikkati çekerek, ÅŸunları kaydetti:    ''Felsefe, aynı zamanda özgürlük ve bireyin özgürleÅŸmesiyle ilgilidir. Özgürlük, yalnız yasalarla tanınmış bir kavram deÄŸil, felsefi yönden de içi doldurulması ve sürekli olarak geliÅŸtirilmesi gereken bir kavramdır. Bunun da ancak felsefi yaklaşımla olanaklı olabileceÄŸini düşünüyorum.    Felsefenin geliÅŸtirdiÄŸi kuÅŸkuculuk ve eleÅŸtirel düşünce, bilimsel düşüncenin ve yenilikçi buluÅŸların temelini oluÅŸturmuÅŸtur. EleÅŸtirel, sorgulayıcı ve çözümlemeci düşüncenin önem kazandığı dönemler, bilimsel üretim ve aydınlanmacı geliÅŸmelerin önünü açmıştır. Dünya, ortaçağın karanlığından, skolastik düşüncenin dar ve tutucu kalıplarından felsefi düşüncenin sorgulayıcı ve eleÅŸtirel yaklaşımıylaçıkmıştır.''    Türkiye'de felsefenin kurumsallaÅŸmasının Cumhuriyet döneminde baÅŸladığına iÅŸaret eden Sezer, köklü bir geleneÄŸe sahip olan Türk felsefesinin, ancak bu dönemde laik ve çaÄŸdaÅŸ bir yaklaşıma kavuÅŸtuÄŸunu vurguladı.     ÇAÄžDAÅž FELSEFE EĞİTÄ°MÄ°     Sezer, Cumhuriyet döneminde üniversitelerde felsefe bölümlerinin kurulması ve deÄŸerli felsefecilerin ulusal sınırların ötesine geçen katkılarda bulunmalarının gurur verici olduÄŸunu dile getirdi. Felsefe yayınlarındaki belli baÅŸlı düşünürlerin yapıtlarının Türkç kazandırılmasını amaçlayan çalışmalardaki artışın sevindirici olduÄŸunuanlatan CumhurbaÅŸkanı Sezer, ÅŸunları söyledi:    ''Ancak, felsefe yaÅŸamımızın bugün ulaÅŸtığı düzeyi yeterli bulmuyoruz. Ortaöğretim düzeyinde felsefe eÄŸitimine daha geniÅŸ yer verilmesi ve felsefenin okulda baÅŸlaması önem taşımaktadır. ÇaÄŸdaÅŸ birfelsefe eÄŸitimi gençlerimize yeni ufuklar açacak, daha güçlü bir tarih, toplum ve yurttaÅŸlık bilinci kazandıracaktır. Düşünce özgürlüğünün ön koÅŸulu, özgür ve aydınlık düşüncedir. Gençlerimize özgür düşüncenin anahtarını vermek zorundayız.    Genç kuÅŸakların eleÅŸtirel düşünceye sahip, okuduÄŸunu anlayıp düşünen ve yeni düşünceler geliÅŸtiren, yaratıcı bireyler olarak yetiÅŸtirilmesi, eÄŸitim sistemimizin önceliklerinden biri olmalıdır. Dogmalardan arınmış bir düşünce yapısına ulaÅŸmanın anahtarı, ancak felsefeyle elde edilebilir. Toplumların ilerlemesi, olayların akışı içinde sürüklenen bireylerle deÄŸil, olayları kavrayıp çözümleyebilen ve yönlendiren bireylerle olanaklıdır.    Varlığın ve yaÅŸamın dayandığı temel ilkelerin anlamını sorgulamayan birey, yönünü bulamaz ve özne olamaz. KiÅŸi, ancak felsefenin yardımıyla kendisine sunulan tüm bilgileri eleÅŸtiri süzgecinden geçirip kendi gerçeÄŸine ulaşır. Toplum huzurunun ve evrensel barışın anahtarı da, sorgulayan ve etik anlayışa sahip olan bireydir.''     FELSEFE VE DÄ°L    Felsefeyi eÄŸitim sisteminde bulunması gereken noktaya getirmenin de tek başına yeterli sayılamayacağını vurgulayan Sezer, ''Ahlak, devlet, din, dil, bilim, tarih ve hukuk felsefesi gibi alanlarda yapılacak çalışmalar, günümüze ve geleceÄŸimize ışık tutacaktır'' dedi.    Felsefe ile dil arasındaki baÄŸa ve etkileÅŸime de deÄŸinen Sezer, ''Felsefe, dil olmadan düşünülemez. Düşünceyle dilin örtüşmesi, felsefeyi oluÅŸturur. Bu nedenle, bir felsefe tarihçimizin deyiÅŸiyle, (felsefenin TürkçeleÅŸmesine ve Türkçenin felsefeleÅŸmesine) özel önem verilmesi gerektiÄŸini düşünüyorum'' diye konuÅŸtu.    BaÅŸta Türkiye Felsefe Kurumu olmak üzere, bu alanda çalışmalar yapanları takdir ettiÄŸini dile getiren Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:    ''Çözümleyici ve kurucu olan felsefi düşünce, evrenseldir. Her türlü veriyi aklın eleÅŸtiri süzgecinden geçiren felsefi düşünce, yaÅŸamı tüm boyutlarıyla gören, insanı ilgilendiren her ÅŸeyi inceleyen,açık ve sorgulayan bir anlayış ürünüdür. Bu evrensel anlayış, demokrasinin, insan haklarının ve birey özgürlüklerinin de temelini oluÅŸturmaktadır.    FELSEFENÄ°N YAÅžAMSAL ROLÃœ Özgürlükler, demokrasi, insan hakları gibi deÄŸerlerin yerleÅŸmesinde felsefe yaÅŸamsal rol oynar. Bu deÄŸerler, insanların eleÅŸtirel bakış açısına sahip oldukları, kendilerini ve baÅŸkalarını sorgulayabildikleri, önyargısız ve hoÅŸgörülü oldukları toplumlarda varolur. Ä°nsandaki bu deÄŸerleri ve erdemleri geliÅŸtirecek olan da yalnızca felsefi bakış açısıdır.    Felsefenin önemini kavrayamayan toplumlar, saÄŸlıklı geliÅŸme gösteremezler. Felsefeye önem veren, eleÅŸtirel düşüncenin geliÅŸmesine ortam hazırlayan toplumlar, demokrasiyi ve özgürlükleri içselleÅŸtirerek dünyanın en güçlü ve gönenç düzeyi yüksek toplumları olmuÅŸtur.    Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak, felsefe bunları yapabilir inancıyla, bu kongreyi yürekten desteklemekteyiz. 21. Yüzyıl'ın, insanlığın korku ve yoksulluktan kurtulma süreci olmasını istiyoruz.''Â
button