Sezer'den felsefelcilere övgü

Güncelleme Tarihi:

Sezerden felsefelcilere övgü
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 10, 2003 13:55

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, ''Dünya sorunları karşısında bireyin ve toplumun savunulması ve insanların uluslarüstü yaklaşımlar geliştirmesinin, düşünce düzeyinde daha donanımlı olunmasını gerektirdiğini'' bildirdi.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Sezer, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen ''21. Dünya Felsefe Kongresi''nin açılışında yaptığı konuşmada, kongreyi gerçekleştirenleri kutladı.
  Â
100 yıllık geçmişi olan dünya felsefe kongrelerinin yeni yüzyılda ilk kez İstanbul'da toplanmasının ayrı bir mutluluk verdiğini kaydeden Sezer, ''Doğu ile batının hem coğrafya hem de kültürel açıdan buluştuğu nokta olan bu tarihsel kentte günümüzün felsefe sorunlarının tartışılacak olması, Türkiye ve Türk felsefe geleneği için kuşkusuz büyük bir kazanç olacak; düşünce yaşamımızı zenginleştirecektir'' diye konuştu.
  Â
Sezer, felsefenin doğuşuna tanıklık eden Anadolu'da birçok düşünür yetiştiğini, Anadolu'nun zengin uygarlıklarından beslenen bu düşünürlerin insanlığın düşünsel gelişimine önemli katkılarda bulunduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
  Â
''Dünya Felsefe Kongresi'nin İstanbul'da toplanması, Anadolu'nun bu köklü düşünce geleneğiyle çağdaş felsefe arasında da bir köprü oluşturmaktadır. Bu yılki kongrenin ana temasının 'Dünya Sorunları Karşısında Felsefe' olarak belirlenmesi, bize felsefenin durağan ya dageçmişe dönük bir etkinlik değil, sürekli gelişen ve insanın gelişimini sağlayan değerli bir araç olduğunu da göstermektedir.

Haberin Devamı

İnsanlık; bilim, teknoloji, ulaşım ve iletişim olanakları yönünden çok ileri noktalara ulaşmıştır. Bilimdeki ilerlemeler binlerce yıllık tabuları yıkmış, düzenli gelişmenin, engin bir düşünce ve deneyim birikiminin önünü açmıştır. Bilgi, tüm insanlığın yararlanabileceği biçimde evrenselleşmiştir.''
   Â
''EŞİTSİZLİK, YOKSULLUK''
   Â
Cumhurbaşkanı Sezer, soğuk savaşın sona ermesiyle, ulusları yapay olarak birbirinden ayıran bölünmelerin, küreselleşmenin önündeki önemli engellerin ortadan kalktığını, insanlığın, evrensel barış ülküsüne hiçbir zaman olmadığı kadar yaklaştığını söyledi.
  Â
İnsanlığın, bir yandan kendini geliştirip özgürleştirirken, öte yandan gelişmiş toplumlar ile az gelişmiş toplumlar arasında büyüyen uçurum ve eşitsizlik, yoksulluk, bilgisizlik, kültürsüzleşme, bağnazlık ve bunlardan kaynaklanan terör, kültürlerarası çatışma, moral değerlerde çözülme gibi ciddi sorunların üstesinden gelmeye çalıştığını kaydeden Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
  Â
''Dünya nüfusunun bir bölümü maddi zenginliğin, teknolojik ilerlemenin en üst düzeylerinde barış içinde yaşarken; büyük bir bölümünün yoksulluk, güvensizlik, istikrarsızlık içinde olması ve gelecek kaygısı, bugüne değin sağlanan gelişmelerin yeterli görülemeyeceğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, dünya sorunları karşısında bireyin ve toplumun savunulması ve insanların uluslarüstü yaklaşımlar geliştirmesi, düşünce düzeyinde daha donanımlı olmamızı gerektirmiştir."

Haberin Devamı

"FELFESE, BENLİĞE ULAŞMA İSTEĞİNİ KARŞILAR"

Felsefenin, insanın yaşamını, değerlerini, amaçlarını sorguladığını dile getiren Sezer, ''Varlığı bütün olarak ele almakta, temelde insanın sorgulayabilme yeteneğine dayanmaktadır. Felsefe, tüm bu sorgulamaları yaparken mantıksal kanıtlara ve akıl yürütmeye dayanır. İnsanın kendini ve evreni tanıma, yaşamın anlamını ve varlık nedenini sorgulama ve benliğine ulaşma isteğini, ancak felsefe karşılayabilir'' dedi.
  Â
Bu yönüyle felsefenin, insanın mutluluğu için bir araç olabileceğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Sezer, şöyle dedi:
  Â
''Eflatun'un erdem ve mutluluÄŸun felsefi bilgiyle gerçekleÅŸeceÄŸine iÅŸaret ettiÄŸini anımsatmak isterim. BildiÄŸiniz gibi, ünlü filozof Sokrates da incelenmemiÅŸ, sorguya çekilmemiÅŸ bir yaÅŸamın yaÅŸanmaya deÄŸer olmadığını söylemiÅŸtir. Felsefe, varoluÅŸumuzun anlamıyla ilgili temel soruları ele alır. Felsefi düşüncenin yöntemleri, insana her konuda aklı yürütebilmesi için gerekli temelleri saÄŸlar.Â
  Â
Felsefe, bireyin kendi hakkında düşünmesine de olanak sağlar. Bireyin, günlük yaşamın üzerine çıkarak kendisi, yaşadığı çevre, toplum, geçmiş ve gelecek üzerine anlamlı sorular sorması ve bu sorulara yanıtlar araması, toplumsal yaşamı zenginleştirerek siyaset alanına da derinlik kazandırmaktadır. Bu yönüyle, felsefenin siyasetlede ilişkisi bulunmaktadır.''
   Â
BİREYİN ÖZGÜRLEŞMESİ
   Â
Cumhurbaşkanı Sezer, felsefe ve siyaset ilişkisine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
  Â
''Felsefe, aynı zamanda özgürlük ve bireyin özgürleşmesiyle ilgilidir. Özgürlük, yalnız yasalarla tanınmış bir kavram değil, felsefi yönden de içi doldurulması ve sürekli olarak geliştirilmesi gereken bir kavramdır. Bunun da ancak felsefi yaklaşımla olanaklı olabileceğini düşünüyorum.
  Â
Felsefenin geliştirdiği kuşkuculuk ve eleştirel düşünce, bilimsel düşüncenin ve yenilikçi buluşların temelini oluşturmuştur. Eleştirel, sorgulayıcı ve çözümlemeci düşüncenin önem kazandığı dönemler, bilimsel üretim ve aydınlanmacı gelişmelerin önünü açmıştır. Dünya, ortaçağın karanlığından, skolastik düşüncenin dar ve tutucu kalıplarından felsefi düşüncenin sorgulayıcı ve eleştirel yaklaşımıylaçıkmıştır.''
  Â
Türkiye'de felsefenin kurumsallaşmasının Cumhuriyet döneminde başladığına işaret eden Sezer, köklü bir geleneğe sahip olan Türk felsefesinin, ancak bu dönemde laik ve çağdaş bir yaklaşıma kavuştuğunu vurguladı.
   Â
ÇAĞDAŞ FELSEFE EĞİTİMİ
   Â
Sezer, Cumhuriyet döneminde üniversitelerde felsefe bölümlerinin kurulması ve değerli felsefecilerin ulusal sınırların ötesine geçen katkılarda bulunmalarının gurur verici olduğunu dile getirdi. Felsefe yayınlarındaki belli başlı düşünürlerin yapıtlarının Türkç kazandırılmasını amaçlayan çalışmalardaki artışın sevindirici olduğunuanlatan Cumhurbaşkanı Sezer, şunları söyledi:
  Â
''Ancak, felsefe yaşamımızın bugün ulaştığı düzeyi yeterli bulmuyoruz. Ortaöğretim düzeyinde felsefe eğitimine daha geniş yer verilmesi ve felsefenin okulda başlaması önem taşımaktadır. Çağdaş birfelsefe eğitimi gençlerimize yeni ufuklar açacak, daha güçlü bir tarih, toplum ve yurttaşlık bilinci kazandıracaktır. Düşünce özgürlüğünün ön koşulu, özgür ve aydınlık düşüncedir. Gençlerimize özgür düşüncenin anahtarını vermek zorundayız.
  Â
Genç kuÅŸakların eleÅŸtirel düşünceye sahip, okuduÄŸunu anlayıp düşünen ve yeni düşünceler geliÅŸtiren, yaratıcı bireyler olarak yetiÅŸtirilmesi, eÄŸitim sistemimizin önceliklerinden biri olmalıdır. Dogmalardan arınmış bir düşünce yapısına ulaÅŸmanın anahtarı, ancak felsefeyle elde edilebilir. Toplumların ilerlemesi, olayların akışı içinde sürüklenen bireylerle deÄŸil, olayları kavrayıp çözümleyebilen ve yönlendiren bireylerle olanaklıdır.Â
  Â
Varlığın ve yaşamın dayandığı temel ilkelerin anlamını sorgulamayan birey, yönünü bulamaz ve özne olamaz. Kişi, ancak felsefenin yardımıyla kendisine sunulan tüm bilgileri eleştiri süzgecinden geçirip kendi gerçeğine ulaşır. Toplum huzurunun ve evrensel barışın anahtarı da, sorgulayan ve etik anlayışa sahip olan bireydir.''
   Â
FELSEFE VE DÄ°L
   Â
Felsefeyi eğitim sisteminde bulunması gereken noktaya getirmenin de tek başına yeterli sayılamayacağını vurgulayan Sezer, ''Ahlak, devlet, din, dil, bilim, tarih ve hukuk felsefesi gibi alanlarda yapılacak çalışmalar, günümüze ve geleceğimize ışık tutacaktır'' dedi.
  Â
Felsefe ile dil arasındaki bağa ve etkileşime de değinen Sezer, ''Felsefe, dil olmadan düşünülemez. Düşünceyle dilin örtüşmesi, felsefeyi oluşturur. Bu nedenle, bir felsefe tarihçimizin deyişiyle, (felsefenin Türkçeleşmesine ve Türkçenin felsefeleşmesine) özel önem verilmesi gerektiğini düşünüyorum'' diye konuştu.
  Â
Başta Türkiye Felsefe Kurumu olmak üzere, bu alanda çalışmalar yapanları takdir ettiğini dile getiren Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
  Â
''Çözümleyici ve kurucu olan felsefi düşünce, evrenseldir. Her türlü veriyi aklın eleÅŸtiri süzgecinden geçiren felsefi düşünce, yaÅŸamı tüm boyutlarıyla gören, insanı ilgilendiren her ÅŸeyi inceleyen,açık ve sorgulayan bir anlayış ürünüdür. Bu evrensel anlayış, demokrasinin, insan haklarının ve birey özgürlüklerinin de temelini oluÅŸturmaktadır.Â
  Â
FELSEFENİN YAŞAMSAL ROLÜ

Haberin Devamı

Özgürlükler, demokrasi, insan hakları gibi değerlerin yerleşmesinde felsefe yaşamsal rol oynar. Bu değerler, insanların eleştirel bakış açısına sahip oldukları, kendilerini ve başkalarını sorgulayabildikleri, önyargısız ve hoşgörülü oldukları toplumlarda varolur. İnsandaki bu değerleri ve erdemleri geliştirecek olan da yalnızca felsefi bakış açısıdır.
  Â
Felsefenin önemini kavrayamayan toplumlar, sağlıklı gelişme gösteremezler. Felsefeye önem veren, eleştirel düşüncenin gelişmesine ortam hazırlayan toplumlar, demokrasiyi ve özgürlükleri içselleştirerek dünyanın en güçlü ve gönenç düzeyi yüksek toplumları olmuştur.
  Â
Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak, felsefe bunları yapabilir inancıyla, bu kongreyi yürekten desteklemekteyiz. 21. Yüzyıl'ın, insanlığın korku ve yoksulluktan kurtulma süreci olmasını istiyoruz.''

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!