Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Sezer'in, 15. Türk Tarih Kongresinin açılışı nedeniyle Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'na gönderdiği mesaj, kongrenin açılışında okundu. Sezer mesajında, Yüce Önder Atatürk'ün büyük değer verdiği ve ilki 1932 yılında Atatürk'ün yönergeleriyle gerçekleştirilen Türk Tarih Kongrelerinin, gelenekselleşen niteliğiyle tarihe ışık tutarak bugünü ve geleceği aydınlatacağını belirtti.
Tarih Kongrelerinin, bilim dünyasında önemli yeri ve saygınlığı olduğunu kaydeden Sezer, kongrelerin, buluş, görüş, araştırma ve sonuçlarıyla yakından izlenen bir etkinlik olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Sezer, bilim insanlarının ve konunun uzmanlarının tarihsel gerçekleri bilimsel platformda ele aldıkları, bilgilerini ve birikimlerini katılanlarla paylaştıkları ve insanlık için yeni ufukların açıldığı kongrelerin, çok yönlü bir bilimsel etkileşim ortamı yaratarak, yararlı sonuçlar doğurduğunu anlattı.
Kongrede çalışmaların, Eski Anadolu Uygarlıkları, Orta Asya ve Kafkasya Tarihi, Selçuklu ve Beylikler Dönemi Tarihi, Osmanlı Tarihi, Birinci Dünya Savaşı, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi olmak üzere bölümlenen başlıklarla yürütüleceğini anımsatan Sezer, “Bu çalışmaları, tarihin doğru temeller üzerine oturtulmasını, gerçekçi bilgilerin ortaya konulmasını ve gelecek kuşaklara aktarılmasını amaçlayan doğru akılcı bir yaklaşımın ürünü olarak değerlendirdiklerini” bildirdi.
TARİH BİLİNCİNE SAHİP TOPLUMLAR
Tarihin, bir ulusun kimliğinin ayrılmaz ögesi olmakla kalmayıp, farklı toplulukları, etkileşimlerini, değerlerini anlamanın, geçmişle gelecek ve toplumlar arasında bağ kurmanın da yolu olduğunu vurgulayan Sezer, şöyle devam etti:
“Ulusların tarihlerini iyi bilmeleri, çarpıtılmamış doğru kaynaklardan araştırmaları, anlamaları ve doğru yorumlamaları büyük önem taşımaktadır.
Geçmişlerine ilişkin en doğru bilgilerin açığa çıkarılmasıyla oluşan tarih bilincine sahip olan toplumlar, karşılaştıkları sorunları kolaylıkla çözebilen, yeni durum ve gelişmelere uyum sağlama yetenekleri gelişmiş, özgüveni yüksek toplumlardır.”
KÖKLÜ TARİHİ MİRAS
Kurduğu devletler, kazandığı zaferler ve yetiştirdiği kişiliklerle, dünya tarihinin biçimlenmesinde, uygarlığın gelişmesinde yadsınamaz rol oynayan Türk ulusunun, köklü bir tarihi mirasa sahip olduğunu ifade eden Sezer, şunları kaydetti:
“Tarihimizin bilimsel yöntemlerle araştırılarak gün ışığına çıkarılması, geçmişi iyi kavrayan, bugünü iyi değerlendiren ve geleceği iyi gören bir bilincin oluşmasına ve yerleşmesine katkıda bulunacak, benimsenecek yeni yaklaşımlarla çağdaşlaşma çabalarına süreklilik kazandıracaktır. Tarihsel gerçeklerin iyi bilinmemesi, görmezden gelinmesi ya da bilerek çarpıtılmasından çıkar sağlama beklentisinde olanların, hiç bir çabanın gerçekleri örtemeyeceğinin bilincinde olmaları gerekmektedir. 15. Türk Tarih Kongresinin, Türk ve yabancı çok sayıda değerli akademisyen ve tarihçiyi bir araya getirerek yaratacağı olumlu etkileşim ortamının, tarih doğru yorumlanmasına olanak sağlayacağına inanıyoruz.”