Sezer, MüÅŸerref ve Vajpayii ile görüÅŸtü

Bugün baÅŸlayan konferans öncesinde Ankara Oteli'nde yapılan görüşmede, Müşerref'in CumhurbaÅŸkanı Sezer'e, ''Türkçe mi konuÅŸayım'' demesi üzerine, Sezer de ''Nasıl arzu ederseniz, ama siz zaten Türkçe'yi güzel biliyorsunuz'' diye konuÅŸtu.Â

Ä°ki CumhurbaÅŸkanı arasında Türkçe olarak, samimi havada baÅŸlayan görüşmelerin basına açık kısmında Müşerref, ''sizin takımın dün yenilmesine çok üzüldüm. Biz Pakistan olarak Türkiye'nin bu kupada baÅŸarılı olmasını istiyoruz ve gönlümüz Türkiye ile'' dedi.Â

CumhurbaÅŸkanı Sezer de ''dün MoÄŸolistan'dan gelirken, uçakta öğrendim, 1-0 önde idik. Ama daha sonra 2-1 maÄŸlup olduk. Ama daha iki maçımız var'' dedi.Â

Ä°ki CumhurbaÅŸkanı arasındaki görüşme daha sonra basına kapalı devam etti.Â
   Â
SEZER, VAJPAYÄ°Ä°'YÄ° KABUL ETTÄ°
   Â
Asya'da Ä°ÅŸbirliÄŸi ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı devam ederken, konferans salonundan çıkan CumhurbaÅŸkanı Sezer ile Hindistan BaÅŸbakanı Vajpayii ikili görüşme yaptı.Â

Vajpayii, görüşmenin basına açık bölümünde Sezer'den, BaÅŸbakan Bülent Ecevit'in saÄŸlık durumunu sordu.Â

Cumhurbaşkanı Sezer'in Pakistan Devlet Başkanı Müşerref ve Hindistan Başbakanı Vajpayii ile yaptığı görüşmeler, konferans katılımcıları arasında olumlu karşılandı.

CumhurbaÅŸkanı Sezer'in bugün ayrıca, Kazakistan CumhurbaÅŸkanı Nursultan Nazarbayev, Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin ve Ä°srail BaÅŸbakan Yardımcısı ile ikili görüşmeler yapması bekleniyor.Â

TERÖR ÇAĞIN VEBASI

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Sezer, Kazakistan'ın Almatı kentinde düzenlenen Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı doruğunda yaptığı konuşmada, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in 1992 yılında BM Genel Kurulu'nda Asya'da bir güvenlik ve işbirliği süreci başlatılması yönünde yaptığı önerinin, zaman içinde olgunlaştırılarak, bugün devlet ve hükümet başkanları düzeyinde bir belge imzalanması aşamasına getirilebilmiş olmasının, her şeyden önce Kazakistan'ın ''bu çok geniş bölgenin barışına, güvenliğine ve istikrarına yaptığı katkıların bir sonucu'' olduğunu kaydetti.

Güvenlik ve istikrar kavramlarının birbirlerini tamamlayan özelliklerinin daha iyi anlaşılmaya başlandığını ifade eden Sezer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bir ülkenin güvenliğindeki artışın, bir başka ülkenin güvenliğindeki eksilme anlamına gelmemesi gerektiğinin bilincine de varılmıştır. Bu önemli gelişmelere koşut olarak, tehdit kavramlarında da köklü değişiklikler olmuştur. Terörizm, kitle imha silahlarının yayılması, örgütlü suçlar, uyuşturucu madde ve silah kaçakçılığı, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, saldırgan ulusçuluk gibi, uluslararası güvenliği ve barışı tehdit eden yeni sorunlar tüm ulusları etkilemeye başlamıştır. Bu sorunların ulusal sınırları aşan nitelikleri, günümüzde kapsamlı bir güvenlik anlayışının, uluslararası işbirliğine dayalı olarak yürütülmesi gereksinimini artırmıştır.''
  Â
GÜVENLİĞİN VE İSTİKRARIN TEMEL ÇERÇEVESİ
   Â
Sezer, güvenliğin ve istikrarın sağlanmasına yönelik küresel düzenlemelerin iyi niyetle ve ciddiyetle uygulanmasının önem taşıdığını belirterek, şunları kaydetti:

''Büyük bir bölümü silahların denetimi, silahsızlanma, güven ve güvenlik artırıcı önlemler niteliÄŸindeki bu düzenlemeler, güvenliÄŸin ve istikrarın temel çerçevesini oluÅŸturmaktadır. Bu baÄŸlamda, Türkiye'nin, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesini öngören tüm uluslararası antlaÅŸmalara ve düzenlemelere taraf olduÄŸunu belirtmek isterim. Türkiye, konvansiyonel silahların indirimi konusunda tarihin en kapsamlı düzenlemesi olan Avrupa'da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler AntlaÅŸması'na da taraftır.''Â

Türkiye'nin yakın coğrafyasına bakıldığında, bölgesel silahların denetimi, silahsızlanma, güven ve güvenlik artırıcı önlemler yönünden içinde bulunulan durumun oldukça yetersiz görüldüğünü ifade eden Sezer, Türkiye'nin, bu nedenle, komşularıyla ikili ve çok taraflı düzenlemelere gidilmesi için çaba harcadığını söyledi.

Konferansın kapsadığı coğrafyada yalnızca bölgesel değil, küresel düzeyde de güvenlik ve istikrarı etkileme konumunda olan ve uluslararası toplum için ciddi kaygı kaynağı olan sorunlar bulunduğunu belirten Sezer, ''Bu sorunların bugün imzalanacak Almatı Senedi'nde yer alan ilişkiler ve düzeneklerden de yararlanılarak çözüme kavuşturulmasını içtenlikle diliyorum'' dedi.
   Â
ALMATI SENEDÄ°
   Â
Almatı Senedi'nin, güvenliğin ve istikrarın pekiştirilmesi amacıyla yapılacak işbirliğinin temel ilkelerini ortaya koyduğunu belirten Sezer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Senette, tüm devletlerin barış, özgürlük ve gönenç içinde yaşadıkları, ortak ve bölünmez bir güvenlik alanı yaratılmasına ilişkin kararlılığımız açıklanmaktadır. Bu belgenin tüm taraf ülkelerce iyi niyetle uygulanacağına ve Almatı sürecinin önümüzdeki yıllarda daha da derinleştirileceğine inanıyorum. Güvenliğe yönelik tehditler kapsamında terörizm, uluslararası toplumun bugün karşı karşıya olduğu en önemli sorunların başında gelmektedir. Terörden büyük zarar gören Türkiye, terörizmin acılarını en iyi anlayabilecek ülkelerin başında gelmektedir. Terörizmin çağımızın vebası haline gelmesinde 'Beni sokmayan yılan bin yaşasın' anlayışının önemli bir rolü olduğunu üzülerek belirtmek isterim.''

Sezer, 11 Eylül'de gerçekleşen terörist saldırılar dahil birçok acı tecrübe, terörizmle kararlı biçimde ve işbirliğini ön plana çıkararak savaşım verilmesinin kaçınılmazlığını ortaya koyduğunu belirterek, yaşanılan olayların, terörizmin herhangi bir coğrafya ile sınırlı olmadığını, herhangi bir kültüre veya uygarlığa mal edilemeyeceğini gösterdiğini kaydetti.

Terörizmin mazereti ve gerekçesi olamayacağını ve insanın en temelhakkı olan yaşama hakkına karşı bir eylem olarak ortaya çıkan terörizmin en ağır insan hakları ihlali olduğunu ifade eden Sezer, ''Terörizmle savaşımda, insan haklarının temel ölçütlerinin ve hukuk devleti ilkelerinin gözetilmesi de önem taşımaktadır'' diye konuştu.

Sezer, bugün imzalayacakları Almatı Senedi'nde terörizmle ilgili olarak yer alan hükümlere ek olarak, terörizmin ortadan kaldırılması ve uygarlıklar arası diyalog konusunda bildirge yayımlanmasının bu toplantıya ayrı bir anlam kazandıracağını sözlerine ekledi.Â

CumhurbaÅŸkanı Sezer, farklı kültürlere ve siyasal yapılara sahip ülkelerin temsil edildiÄŸi bu konferansın, terörizme karşı küresel savaşımın belirli kültür, din veya ulusları hedef alan bir saptırmaya dönüşmemesi amacıyla uluslararası topluma çaÄŸrıda bulunmak için çok uygun bir forum oluÅŸturduÄŸunu söyledi.Â