Sezer: Laik eğitimden ödün verilemez

Güncelleme Tarihi:

Sezer: Laik eğitimden ödün verilemez
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2004 00:00

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, üniversitelerin saygın konuma yükselebilmelerinin, laik eğitim sisteminin varlığıyla olanaklı olduğunu belirterek, “Yükseköğretim sisteminde eğitimin laik niteliğinden ödün verilmesi beklenmemelidir. Üniversitelerin Anayasa'da belirtilen görevlerini yerine getirebilmesi, bilimsel niteliğinin korunabilmesi ve toplumun beklentilerini karşılayabilmesi, laik eğitimle doğrudan ilintilidir” dedi. Sezer, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nin (ZKÜ) 2004-2005 Akademik Yılı'na başlaması nedeniyle düzenlenen törene katıldı.     Gösteri ve Konferans Salonu'nda düzenlenen törende konuşan Sezer, yükseköğretim kurumlarının, ekonomik, siyasal ve yönetsel sorunlarına karşın, cumhuriyete, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkma, ülkenin ve toplumun gereksinimlerine olanakları ölçüsünde yanıt oluşturma kararlılığı içinde olmalarını takdirle karşıladıklarını söyledi.     Bu anlayışla hizmetlerini sürdüren ZKÜ'nün, Türkiye Cumhuriyeti'nin aydınlığa, çağdaşlığa ve bilime inanmış bir kurumu olarak kendisinden beklenen işlevleri başarıyla yerine getirdiğini ifade eden Sezer, ZKÜ'nün ulaştığı düzeyi mutlulukla karşıladıklarını kaydetti.     Üniversite ve gençlerinin, çağdaş dünyadaki ilerleme yarışında Türkiye'nin en büyük gücü olduğu ifade eden Sezer, üniversitelerin, bilimsel düşünceye ve araştırmalara ağırlık veren, özgün yayınlar üreten, bilim dünyasına katkıda bulunan, bilim insanı ve aydın kuşaklar yetiştiren, yalnızca öğretimle yetinmeyip gençlere girişimci nitelik kazandıran, kişiliklerinin gelişmesine yardımcı olan evrensel kurumlar olduğunu belirtti. Sezer, şöyle devam etti:     “Üniversiteler aynı zamanda bilimin, teknolojinin ve kültürel yaşamın zenginleşmesine, bilimsel düşüncenin yerleşmesine öncülük eder, çalışmalarıyla topluma yön gösterir, ülke sorunlarına çözüm üretirler.     Bu yönüyle üniversitelerin, ülkemizin sağlam temeller üzerinde yükselerek, çağdaş dünyanın güçlü ortaklarından biri durumuna gelme çabasındaki rolü yadsınamaz.     Yükseköğretimdeki amacımız, bilimselliği temel alan çağdaş üniversitenin uygulama ve çok yönlü işlevselliğine ulaşmaktır. Çağdaş üniversitenin koşul ve ortamının oluşturulması, üniversitelerimizin donanım, altyapı ve kaynak yönünden yeterli olanaklara sahip kılınmaları, dünya üniversiteleriyle rekabet edebilecek düzeye taşınmaları, ülkemizin çağdaşlaşma sürecini de hızlandıracak bir atılım olacaktır.     Üniversitelerin içinde bulundukları ve her akademik yıl açılış töreninde dile getirilen sorunların, gelişmelerinin önünde büyük engel oluşturduğunun bilincindeyiz.     Bununla birlikte, yaşanan sorunların, toplumun sorunlarından bağımsız düşünülmesinin, çözüm arayışlarında başarısızlığa yol açacağını göz ardı edemeyiz.”     “EĞİTİMİN LAİK NİTELİĞİNDEN ÖDÜN VERİLMESİ BEKLENMEMELİ”        Sezer, günümüzde üniversitenin başarısının; bilimsel yayın sayısı, öğrencilerin tercih yoğunluğu, mezunlarının iş bulma şansı, öğretim elemanlarının niteliği, öğrencilere sağladığı sosyal olanaklar, altyapı ve donanım yeterliliği, bilim politikalarına katkısı, araştırma-geliştirme çalışmaları, üniversite-sanayi ve üniversite-toplum işbirliği gibi ölçütlerle değerlendirildiğini vurguladı. Sezer, şöyle konuştu:     “Üniversitelerin akademik, yönetsel ve mali özerkliğe; yerinden yönetim ilkesine dayanan, katılımcılığa, çok sesliliğe olanak tanıyan, saydam, hesap veren, liyakata dayanan, etik değerlere bağlı demokratik yönetim biçimine kavuşturulmaları, çağdaş üniversiteye ulaşma yolunda önemli bir zorunluluktur.     Üniversitelerin saygın konuma yükselebilmeleri, laik eğitim sisteminin varlığıyla olanaklıdır. Yükseköğretim sisteminde eğitimin laik niteliğinden ödün verilmesi beklenmemelidir. Üniversitelerin Anayasa'da belirtilen görevlerini yerine getirebilmesi, bilimsel niteliğinin korunabilmesi ve toplumun beklentilerini karşılayabilmesi, laik eğitimle doğrudan ilintilidir.”         ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ    Sezer, akademik eğitimde başarı için öğrenci-yönetim işbirliğinin önemsenmesi, öğrencilerin kendilerini ilgilendiren konularda karar alma süreçlerine katılmalarına olanak tanınması, kişiliklerini geliştirebilecekleri özgürlükçü bir ortam sağlanması, görüş ve beklentilerinin dikkate alınmasının gerektiğini bildirdi. Sezer, şunları kaydetti:     “Değişen dünya düzeni ve ortaya çıkan yeni rekabet koşulları, ülkelerin güçlenmeleri sürecinde üniversite-sanayi işbirliğinin önemini artırırken, araştırma ve geliştirme etkinliklerinin yeniden biçimlenmesine yol açmıştır. Kalkınmanın sürdürülebilir olmasının ön koşulu olarak üniversite-sanayi işbirliğinin güçlendirilmesinin önemini vurgulamak istiyorum.     Üniversiteye girmeye hak kazanan öğrencilere yaratıcılığın, bilgiye dayalı düşünce üretme yetisinin kazandırılmasında ve öğrencilerin var olan yeteneklerinin geliştirilmesinde, akademisyenlerimize büyük görev düşmektedir. Akademisyenlerimizin yalnızca mesleki eğitime yönelik altyapıyı değil, gençlerin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak, yetenekleri doğrultusunda yönlendirmek ve onları topluma hazırlamak gibi güç ve önemli görevleri vardır.     Cumhuriyetin tüm üniversitelerinin, geleceğimizin güvencesi gençlerimizi, bilimi ve teknolojiyi kullanan, demokrasiye, insan haklarına saygılı, erdemli, sorunlara neden-sonuç ilişkisi içinde çözüm üretebilen, araştıran, sorgulayan, etik değerlere ve ulusal değerlere bağlı, Atatürkçü düşünceyi özümsemiş, bilimin ve aklın yol göstericiliğinden ayrılmayan, dünyanın her ülkesinde çalışabilecek birikime sahip, sağduyulu çağdaş bireyler olarak yetiştirme kararlılığı içinde bulunduklarını görmekten mutluluk duyuyoruz.”     ÖĞRENCİLERE HİTAP    Sezer, konuşmasında öğrencilere de hitap etti. Öğrencilerin üniversiteli olabilmek için çok çalıştıklarını, çok yorulduklarını, zorlu ve yoğun bir dönemin ardından yaşamlarının en önemli kararlarından birini alarak geleceklerine yön verdiklerini söyledi. Sezer, şöyle konuştu:     “Yaşamınız boyunca aynı kararlılığı göstererek, başarılı olacağınızdan kuşku duymuyoruz. Üniversite gençliği, çağdaş kimliğiyle tüm topluma örnek olmalıdır. Çağdaş insan, laikliği ve demokrasiyi yaşam biçimi olarak benimsemiş, hukuka saygılı, yeniliklere açık, sürekli öğrenmeye istekli, eleştirel düşünceye sahip, sorunlara duyarlı ve sorun çözme yeteneği yüksek insandır.     Sizler, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, yurtsever, insan hak ve özgürlüklerine saygılı, sorumluluk bilinci gelişmiş, kişilikli bireyler olarak geleceğimizin güvencesisiniz.     Üniversiteli olmanın ayrıcalıklarından yararlanarak, sizlere sunulan olanakları iyi değerlendirmeli, bilgi toplumunun etkin üyeleri olabilmek için kendinizi her alanda yetiştirmelisiniz.     Yaşamınız boyunca karşılaştığınız güçlükler ne olursa olsun, yılmadan çalışmalı, ülkenize ve insanlığa yararlı bireyler olmalısınız.     Eğitim sürecinde ve daha sonrasında karşılaşacağınız sorunların bilincindeyiz. İşsizlik, ekonomik yetersizlik, eğitimde karşılaşılan güçlükler gibi sorunların yarınlara taşınmaması, umutlarınızın sürekli olabilmesi için çaba gösteriyoruz. Geleceğe ve ülkenize inancınızı, kendinize güveninizi sürdürmenizi istiyoruz.     Yüce Atatürk'ün ilke ve devrimleriyle aydınlattığı yolda ilerlemek, cumhuriyetimizi korumak, yeni eserlerle güçlendirerek, sonsuza değin yaşatmak konusunda üzerinize düşeni yapmak için, olumsuzluklara aldırış etmeden her koşulda çaba göstereceğinize, gerektiğinde sorumluluk almaktan kaçınmayacağınıza yürekten inanıyoruz.”     Sezer, ZKÜ'nün, tüm yönetici, öğretim elemanı ve öğrenci kadrosuyla, insan haklarına, düşünce özgürlüğüne ve bilimsel saygınlığa özen gösterme ilkesinden ödün vermeyen tutumunu övgüye değer bulduklarını söyledi.     “Ulusumuzun ve tüm insanlığın mutlu yarınlara hazırlanmasında, bilimsel katkılarınızı sürdürmeyi temel göreviniz bileceğinize inancımız sonsuzdur” diyen Sezer, 2004-2005 Akademik Yılı'nda üniversite öğretim elemanlarına, tüm çalışanlarına, öğrencilere üstün başarılar diledi.     “SİZİ, TÜM KALBİMİZLE DESTEKLİYORUZ”    Törende konuşan Zonguldak Valisi Yavuz Erkmen, ZKÜ'nün kente sağladığı yararlara değinerek, üniversitenin kentin ufuklarını açtığını söyledi.     ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz de konuşmasında, üniversitenin sağladığı gelişmeyi anlattı, yürütülen çalışmaları dile getirdi. Açıkgöz, 210 yataklı üniversite hastanesinde her türlü beyin, açık kalp ve by-pass ameliyatlarının yapılabildiğini söyledi.     Üniversitenin en önemli sorununun, öğrencilerin barınması olduğunu ifade eden Açkgöz, Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun bin 500 kişilik kapasitesinin iki katına çıkarılması gerektiğini belirtti. Açıkgöz, ”Öğrencilerimizin, laik demokrat, akılcı, ülkesini seven, girişimci bireyler olarak yetişmesi için gayret sarfediyoruz. Bizim yolumuz aydınlanma, bilim, akıl yoludur. Başaracağız, çünkü biz Atatürk çocuğuyuz, cumhuriyet çocuğuyuz” diye konuştu.     ZKÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ezo Karahasan, 2003-2004 yılında faaliyete geçen konseyin, öğrencilerin birçok sorununu çözdüğünü söyledi.     Sezer'e hitap eden Karahasan, “Üniversite gençliği olarak Atatürk devrimlerinin korunması, laiklikten ödün verilmemesi ve Türkiye'nin hukuk devleti özelliğini yitirmemesi için gösterdiğiniz duyarlılığa teşekkür ediyoruz. ZKÜ öğrencileri olarak sizi tüm kalbimizle destekliyoruz” dedi.     TÖREN     Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın seslendirilmesiyle başlayan törende, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası sanatçısı arpist Çağatay Akyol, mini bir konser verdi.     Törende, doçentlikten profesörlüğe, yardımcı doçentlikten doçentliğe yükselen ve atamaları yapılan öğretim üyelerine akademik giysileri giydirildi.     Üniversitenin, “Türk yükseköğretim sisteminin dünü, bugünü, yarını” konulu açılış dersini ise Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tuncalp Özgen verdi. Dersi, Sezer de izledi.     Törene, Cumhurbaşkanı Sezer'in eşi Semra Sezer, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.     Öte yandan, Sezer törenden önce, üniversite öğrencileri ile öğle yemeği yedi. Yemek, basına kapalı gerçekleşti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!