Güncelleme Tarihi:
Sezer, Ankara Üniversitesi ve Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası'nda ortaklaşa düzenlediği ”1. Uluslararası Atatürk Sempozyumu”nda yaptığı konuşmada, tarih boyunca ulusunun yazgısını değiştiren, tarihin akışına yön verebilen ve dünyanın biçimlenmesinde önemli rol oynayan çok az lider bulunduğunu ifade etti.
“Onlar ölümsüzdürler; ülküleri, düşünce sistemleri, yaşam biçimleri, başarıları, geride bıraktıkları yapıtlarla uluslarının gönüllerinde yaşamakta ve gelecek kuşaklara yol gösterici olmayı sürdürmektedirler” diyen Sezer, ulusal birliği sağlayarak zaferle sonuçlandırdığı Kurtuluş Savaşı ve kurduğu Cumhuriyet ile başka uluslara da örnek olan Atatürk'ün, tarihe damgasını vurmuş, dünyada saygınlık kazanmış, büyük ve ölümsüz bir önder olduğunu kaydetti.
OBSERVER'İN YORUMU
Observer Gazetesi'nde yayımlanan, “Çağımızda hiçbir isim, Atatürk'ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır” değerlendirmesinin, Atatürk'ün tarihe ve insanlığa mal olmuş saygın kişiliğini tüm çarpıcılığıyla yansıttığını vurgulayan Sezer, şöyle devam etti:
”Türk Ulusu, Yüce Atası ile gurur ve kıvanç duymaktadır. Atatürk, ulusumuzun hiç sönmeyecek ışığı, ulusal kahramanıdır. Atatürk, yok edilmek istenen Türk Ulusu'nu ayağa kaldırarak, yanmış, yıkılmış yurt toprakları üzerinde yeni ve bağımsız bir devlet kurmuştur.
Gerçekleştirdiği savaşımı, tüm ezilmiş ulusların davası olarak gören Yüce Atatürk, en güç koşullar altında insanımıza güvenilmesi gerektiğini bizlere öğretmiş, ulusumuzun bağımsızlığı ve özgürlüğü için neleri başarabileceğini dünyaya kanıtlamıştır. O'nun başarıları, özgür ve bağımsız yaşamak isteyen diğer uluslara da yol gösterici olmuştur.
Bunalımlı bir dönemde ortaya çıkarak, içinde bulunduğu toplumun dinamiklerini yönlendirmiş, bağımsızlaşmayı ve çağdaşlaşmayı amaçlayan Kurtuluş Hareketi'ni ve Türk Devrimi'ni başarıya ulaştırarak, ulusunun büyük özlemlerini gerçekleştirmiştir.”
Bağımsızlık Savaşı'nın kazanılmasının ardından, Türk tarihinin en büyük aydınlanma ve çağdaşlaşma hareketini başlatan Atatürk'ün, askeri zaferini kurduğu Cumhuriyet'le yücelttiğini belirten Sezer, Avrupa'da totaliter rejimlerin güçlendiği bir dönemde, Atatürk'ün, Türk Ulusu'nun yapısına en uygun yönetim biçimi olarak gördüğü Cumhuriyet'i seçtiğini, ulusunun yücelmesi için yaşamı boyunca çalıştığını kaydetti.
KULLUKTAN YURTTAŞLIĞA
Sezer, Türkiye yönünden, dinsel kurallarla yönetilen devletten ulus egemenliğine dayanan yeni bir yönetime geçiş anlamı taşıyan Cumhuriyet'in, toplumu ümmet anlayışından kurtararak ulus olma bilincine kavuşturduğunu, bireyleri kulluktan yurttaşlığa yücelttiğini kaydetti.
Atatürk'ün, gücünü ulusuna olan sevgisinden, güveninden ve inancından aldığına işaret eden Sezer, Türkiye Cumhuriyeti'nin evrensel değerlerle bütünleşmesi, çağdaş dünyanın saygın üyesi durumuna gelebilmesi için, kısa sürede “mucize” denilebilecek büyük devrimler ve atılımlar gerçekleştirdiğini anlattı.
“ATATÜRK, YARININ İNSANIDIR”
Türk Ulusu'nun gözünde cesaretin ve kahramanlığın sembolü olan Atatürk'ün, boyun eğmeyen, sezgileri güçlü, öngörülü ve utkulu bir önder olduğunu belirten Sezer, şunları kaydetti:
“O, aynı zamanda bilimsel ve çağdaş düşüncenin de simgesidir; hep ulusu için çalışmış, kendisini ülkesine ve ulusuna adamıştır. Düşünce sistemi, başarıları, barışçı ve devrimci kişiliği gibi üstün nitelikleriyle dünyanın hayranlık duyduğu bir önder olan Atatürk kişilere, olaylara ve gelişmelere gerçekçi yönden bakmış ve yorumlamıştır.
Atatürk, yarının insanıdır. Üstün liderlik yetenekleri ile aklı sağduyuyla birleştirmiş, doğru yerde doğru kararlar almış ve uygulamış, toplumun gelişme ve çağdaşlaşma istenci doğrultusunda, değişen koşullara en uygun seçenekleri benimsemiştir.”
“KAVRAMAK İÇİN ÇOK UZAKTAN BAKMAK GEREKİR”
Fransız yazar Claude Farrer'in, Atatürk konusundaki, “O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini kavrayabilmek için, Ona çok uzaklardan bakmak gerekir” sözleri ile Alman dergisi Illustrierte'de yer alan “Kendisinin tarihi büyüklüğü, eseri olan yeni Türkiye'ye bakılarak bu günden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti, uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır” biçimindeki değerlendirmeyi anımsattı.
Sezer, Atatürk'le ilgili yazılan binlerce kitap, yerli ve yabancı bilim adamlarının yaptığı akademik araştırmalar, O'nun düşünce sisteminin derinliğinin ve evrenselliğinin kanıtı olduğunu kaydetti.
“AKIL VE BİLİM”
Cumhurbaşkanı Sezer, Atatürk devriminin amacının, Türk Ulusu'nu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak olduğunu, bunun için aklı ve bilimi egemen kılan laik, halkçı, devrimci, özgürlükçü, ulusçu, Cumhuriyetçi bir toplum ve devlet yönetimini öngördüğünü vurgulayarak, ”Devleti ve toplumu yenileştirmeyi, çağdaşlaştırmayı ve demokratikleştirmeyi hedefleyen köklü reformları birbiri ardına yaşama geçirmiştir” dedi.
Sezer, şöyle konuştu:
“Atatürk'ü ölümsüz ve büyük kılan, yalnızca yaşamı boyunca gerçekleştirdikleri değil, tüm insanlığa ışık tutabilecek evrensel düşünce sistemidir.
Atatürk'ün düşünce yöntemi, her alanda gelişmenin ve çağdaşlaşmanın, ancak aklın ve bilimin ışığında gerçekleştirilebileceğini temel kabul etmektedir. Bu temel, Atatürkçü düşünce yönteminin dinamik bir yapıya kavuşmasını sağlamaktadır.
O'nun 'Yaşamda en gerçek yol gösterici ilimdir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymazlıktır, bilgisizliktir, doğru yoldan sapmaktır' sözü, Türk çağdaşlaşma hareketinin yönünü de belirlemiştir.
Atatürkçü düşünce yönteminin benimsenmesi ve yaşatılması, Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişmesinin, her alanda güçlenerek aydınlık yarınlara ulaşmasının da en büyük güvencesidir.”
“SAVAŞI CİNAYET OLARAK GÖRMÜŞTÜR”
Cumhurbaşkanı Sezer, geride bırakılan yüzyılda, iki büyük dünya savaşı yaşandığını, dağılan imparatorlukların yerine ulus-devletler kurulduğunu, yüzyılın son 20 yılı içinde ise siyasal, ekonomik ve toplumsal alanlarda küresel düzeyde yaşanan büyük değişimlerle dünya tarihinde yeni bir dönemin başladığını ifade etti.
“20. Yüzyıl'ın bizim için en önemli gelişmesi ise Yüce Atatürk'ün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması olmuştur” diyen Sezer, Atatürk'ün, yaşamının büyük bölümü savaş alanlarında geçmiş, yenilmez bir asker olmakla birlikte, aslında barışçı kimliği ön plana çıkmış bir devlet adamı olduğunu, dış politikada serüvenciliği ve yayılmacılığı dışladığını söyledi.
Savaşın yaşamsal ve zorunlu olması gerektiğine inanan Yüce Önder'in, ulusun yaşamı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaşı bir cinayet olarak gördüğüne işaret etti. Sezer, yurtta ve dünyada barışı öngören ilkesinin, O'nun insancıl düşüncelerini ve ülkülerini yansıttığı gibi, düşlediği dünyanın çerçevesini de çizdiğini kaydetti.
“DIŞ POLİTİKADAKİ BAŞARININ TEMELİ”
Atatürk'e göre barışın, “Ulusları refah ve saadete eriştiren en iyi yol” olduğunu ifade eden Sezer, şunları söyledi:
“Ülkemizin 81 yıllık başarılarının temelinde, dış politikadaki barışçılık ilkesinin uygulanması yatmaktadır. Türk Ulusu bu yaklaşımıyla, tarihinin en uzun barış dönemini yaşamıştır.
Türkiye, kuruluşundan bu yana bölge ve dünya barışının sürdürülmesine büyük özen göstererek saygınlık kazanmıştır. Bölgesinde, savaş döneminin düşmanlıkları geride bırakılarak karşılıklı saygı ve işbirliği anlayışı egemen olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti, komşularıyla ve Avrupa ülkeleriyle kapsamlı ilişkiler geliştirmiş, bu ilişkiler kısa sürede bölgesel işbirliği tasarılarına, ittifaklara dönüşmüştür. Uluslararası sorunlarda bugüne kadar izlediği akılcı, tutarlı ve yapıcı politikalarıyla Türkiye, geçmişte olduğu gibi bugün de Avrupa'da ve bölgesinde barış, istikrar ve işbirliğine katkıda bulunan bir ülke konumundadır.
Türkiye, evrensel barış ülküsünün gerçekleştirilmesinde üzerine düşen katkıyı yapmayı bundan sonra da sürdürecek, bu amaç doğrultusunda yürütülen çalışmalara güçlü destek verecektir.”
“EMANET EMİN ELLERDEDİR”
Cumhurbaşkanı Sezer, Türkiye Cumhuriyeti'nin; laik, demokratik ve çağdaş bir devlet olduğunu, gerçekleştirdiği atılımlarla başarılı bir gelişme modeli oluşturduğunu belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin, bugünkü çağdaş konumunu, Yüce Ata'sına ve birlikte yola çıktığı dava arkadaşlarına borçlu olduğunu kaydeden Sezer, şöyle devam etti:
“Yaşamı, yaptıkları, başarıları, düşünceleri, dönemin koşullarıyla birlikte değerlendirildiğinde Atatürk'ün yüceliği ve üstün kişiliği daha iyi anlaşılacaktır.
Cumhuriyet'in kurucularının bize teslim ettiği emanet emin ellerdedir. Bu kadronun temel amaç ve felsefesinin iyi değerlendirilmesi ve Cumhuriyetimizin aydınlık geleceğinin güvencesi genç kuşaklara iyi aktarılması hepimiz için bir onur borcudur.
Büyük Kurtarıcımız sonsuzluğa uğurlanmış olsa da, O, devrimleri, ilkeleri ve ülküleri ile yüreklerde ve düşüncelerde yaşamaktadır.
Türk Ulusu, düzenlenen etkinliklerle, O'na olan bağlılığını, Cumhuriyet'i, ilke ve devrimlerini ve düşünce sistemini yaşatma konusundaki kararlılığını göstermektedir.”
KENNEDY'NİN ATATÜRK HAKKINDAKİ SÖZLERİ
Amerika Birleşik Devletleri eski başkanlarından Kennedy'nin”Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması, yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını onurlu bir biçimde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk'ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye' de giriştiği derin ve geniş devrimler kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur” sözlerini anımsatan Sezer, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, aydınlık Türkiye'nin simgesi, büyük devrimci ve düşünce insanı Yüce Atatürk'ün, Türk Ulusu'nun gönlündeki erişilmez yeri, hiçbir zaman değişmeyeceğini kaydetti.
Sezer, “Büyük kurtarıcımızı bir kez daha rahmet, saygı, sevgi ve gönül borcuyla anıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Sezer, sempozyumun başarılı geçeceğine inandığını kaydetti.
KAZANCI
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı da, Kemalist aydınlanma devriminin, eskimez, evrensel takdire değer ve toplumcu derinliğinin 21. Yüzyıl'da uluslara tam bir esinlenme kaynağı olduğunu söyledi.
Kazancı, bilim ve aklı öngören, insancıl ve sosyal devlet ilkesini amaç edinen, uluslararası ilişkilerde karşılıklı hak ve hukuku eşit sayan bu dünya görüşünün etki ve varlığını kuvvetle sürdürdüğünü kaydetti.
Kazancı, Atatürkçü düşüncenin, dünya tablosunda yer alan ulusların tam bağımsızlık konumunda ve her tür emperyalist tacizden uzak olarak yaşamsallıklarını sürdürmelerinde bir örnek şiar olduğunu kaydetti.
Sempozyumun açılışına, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu, Ankara Valisi Yahya Gür ve bazı ülkelerin Ankara büyükelçileri de katıldı.
Sempozyum öncesinde Ankara Üniversitesi Müzik Topluluğu, mini bir konser verdi.
Konserin finalinde seslendirilen “10 Yıl Marşı”na salondan da eşlik edildi.