Türkiye'nin Avrupa Birliği macerasının en kritik kavşağında ortaya çıkan ve eşi görülmemiş bir kampanya ile TBMM'nin olağanüstü toplanmasında büyük rol oynayan Avrupa Hareketi 2002'nin şimdi önünde yeni hedefler var: Yurtiçi ve yurtdışı için iki ayrı program oluşturan Avrupa Hareketi 2002, bundan sonra yurdışına yönelik kampanyaya ağırlık verecek. Programda AB üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarıyla, AB işlerinden sorumlu bakanlarla, Avrupa Parlamentosu üyeleriyle yüzyüze görüşmeler ve mektuplaşmalar var. Sezen Aksu'nun Avrupa başkentlerinde Türkiye Şarkıları'nı seslendirmesi bu programın en önemli adımlarından biri. Aksu'nun ilk konserinin 28 Ekim'de Brüksel'de olması bekleniyor. Avrupa Hareketi 2002'nin yurtiçi kampanyasının yönünü ise 3 Kasım seçimleri belirleyecek. Hareket, muhtemel
seçim sonuçlarına göre yeni senaryolar oluşturdu. Avrupa Hareketi 2002 girişim grubu üyeleriyle yeni senaryoları ve kampanyanın yönünü konuştuk.WEB SİTESİNE MESAJLAR www.avrupahareketi2002.org adresindeki siteye 3 Ekim itibariyle 13 bin 970 görüş ve öneri gelmiş. Destekleyenlerin oranı çok daha fazla. Bir de ‘‘Bu halimizle Avrupa bizi niye kabul etsin ki kardeşim’’ diyen umutsuzlar var. İşte siteden bazı yorumlar. Geleceğimiz, hedefimiz Batı'dır. Tüm göçler Doğu'dan Batı'yadır Tuncer Bektaş (Bilgisayarcı)Kopenhag kriterlerini yerine getirerek AET'ye mutlaka katılmalıyız. Nuri Erkunt Tırpan (Emekli öğretim üyesi)Türkiye'de uğradığım haksızlıklardan ötürü Bulgaristan'a yerleştim. Buradan bakınca Türkiye'nin AB'ye üyeliğini oldukça zor görüyorum. Toplumun düşünce tarzı, değer yargıları çok önemli. Bulgar toplumu mantık olarak batılı ve eğitimli, mantık olarak da AB'ye girmiş durumda. Ben ümitsizim ama AB'ye girmeyi yürekten istiyorum . Y. Caner Akar (Serbest)Zaman aleyhimize işliyor. Zübeyir Sarı (Fizyoterapist)Avrupa Türkiye'nin yüzyıllardır ilerlediği yöndür. Yaşar Çelik (İşletme mühendisi)Türkiye'nin 20 yıl gibi bir süreyle ifade edilen ekonomik entegrasyonu daha da kısaltacağını sanıyorum. Zira şu anda bütün kaynağı güvenliğe ayırıyoruz. Silahlı kuvvetlerimiz, Avrupa güvenliği işlevini Avrupa Ordusu içinde yapacağından komşumuz Yunanistan'la ilgili harcamalarımız azalacak, hatta tasfiye edilecektir. Sefa Eroğlu (Bakanlık müşaviri)A'ya evet, B'ye hayır. Semih Gölpınar (Sanayici)İnsan merkezli bir düzen için AB olmazsa olmaz. Ahmet Yılmaz (Mühendis)Biz Avrupa'yı fethedince birliğe gireriz. Emine Bekar (Eczacı)Ne Avrupa’sı? Türkiye’dekileri Türkleştirdik mi? Sonra yanımızdaki komşularımızı Türkleştiririz, ondan sonra Avrupa'yı alırız, onları da Türkleştirir, Müslümanlaştırırız. Sonra bütün dünyayı Türkleştirir, Müslümanlaştırırız. Tanrı Türk’ü yaratmış ki dünyayı Türkleştirsin ve Müslümanlaştırsın. Bu düşüncede olmayan haindir. Aliş Nidem (İşçi)Sahibi yok herkese açıkAvrupa Hareketi 2002'nin fikir babası Dr. Cengiz Aktar, Avrupa Birliği (AB) üyeliğini temel alan bir metin oluşturdu. Mehmet Altan, Faruk Bil, Neşe Düzel ve Ahmet İnsel de metne katkıda bulundu. Çağrı metni Nisan ortasında, 9 Mayıs Avrupa Günü'nde yayımlanmak üzere imzaya açıldı. Eşzamanlı olarak İnternet üzerinde de imzaya açılan çağrıya her kesimden gelen destek hızla büyüdü. Bir grup akademisyen, gazeteci, iş adamı ve sivil toplum örgütü temsilcisinden oluşan bir girişim grubu oluşturuldu. Kamuoyunda AB üyeliği için varolan yüzde 70 desteği harekete geçirmek üzere bir kampanya düzenlemeye karar verildi. Herkesin katılabileceği kampanyaya Avrupa Hareketi 2002 adı verildi. Daha geniş kitlelere ulaşmak için bir web sayfası oluşturuldu. Kampanya ‘‘Başka Yarın Yok’’ sloganı ile sivil toplum kuruluşlarının ve kamuoyunun da desteğiyle 24 haziran 2002'de fiilen başladı. Hareket bu projeye inanan ve katkıda bulunmak isteyen herkese açık. Lideri yok. Sahibi herkes. Bütün siyasi partilere eşit mesafede.Milyon dolarlık bedava kampanyaKampanya için gerekenler o işin uzmanları tarafından ve herhangi bir para almadan, gönüllü olarak yapılıyor. Gazete ve televizyonlar ilanları ücretsiz yayınlanıyor. Türkiye genelinde çeşitli illerde kullanılan billboardlar için de para ödenmiyor. Bu yüzden yaklaşık 1.5 milyon dolarlık kampanya, zorunlu giderler dışında neredeyse bedavaya mal edildi. Kampanya filmleri için gereken 20 bobin filmi Kodak verdi. Sadece ulusal televizyon kanalları değil Anadolu'nun dört bir yanından yüzlerce yerel televizyon filmleri ücretsiz yayınlamak için birbiriyle yarıştı.Amblem ve logoyu, sloganları, reklam kampanyasını Kangaroo reklam ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Bil tasarladı. Reklam filmi yönetmenliğini Mustafa Altıoklar üstlendi. İnternet işlerinde Funda Önkol, tasarımcı Uğur Akyer, Yöre'nin ortaklarından Ergün Aydalga görev aldı. Sivil toplum örgütlenmesini ise TESEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Can Paker, İKV Genel Sekreteri Dr. Şebnem Karauçak, GYİAD Başkanı Hakan Özkaraman ve KA-DER yönetiminden Berna Türkili sürdüryor. Medya planlamasına gazeteci Neşe Düzel ve Mustafa Çelik katkıda bulundu. Teknik bilgiyi Dr. Cengiz Aktar, Prof. Dr. Mehmet Altan, Prof. Dr. Eser Karakaş ve Dr. Şebnem Karauçak veriyor. Kamuoyu oluşturma konusunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürü Cengiz Özdemir katkı sağlıyor. Sonuçta AH2002, kısa sürede 15 bin imza topladı ve 160 sivil toplum örgütünü temsil eder hale geldi.Uyum yasaları nasıl çıktı?Kampanyanın ilk hedefi uyum yasalarının bir an önce meclisten çıkarılmasıydı ama TBMM tatil kararı aldı. Meclisin tatil kararı almak için toplandığı gazetelerde tam sayfa ilanlar yayınlandı; ‘‘Sayın Milletvekilleri Tarihe Geçeceksiniz. (Ama Nasıl?)’’ Bunu ‘‘Türkiye Avrupa Birliği'ne Girmese de Olur’’ ve ‘‘Türk, Övün, Çalış, Güven ve Elini Çabuk Tut’’ başlıklı ilanlar izledi.Türkiye'nin dört bir yanından yükselen tepkiler parlamentoyu AB konusunda sıkıştırmaya başladı. Yüzde 70'i AB'ye evet diyen Türk halkı, çarşıda, pazarda, plajda, yolda, düğünde, sünnette karşılaştığı milletvekillerini, sordukları sorular, sitemkar bakışlarla göreve çağırdı.Cumhuriyet tarihinin, ‘‘Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık’’ kampanyasından sonra gördüğü bu en etkin kampanya sonunda başarıya ulaştı ve TBMM tatilden dönüp toplandı. Kamuoyu baskısı yasalar Meclis'te müzakere edilirken de sürdü. Televizyonlarda, ‘‘Türkiye Uyuma’’, ‘‘Türkiye Unutma’’, ‘‘Türkiye Gecikme’’ başlıklı filmler gösteriliyordu. Billboardlar masmaviydi; ‘‘Türkiye'nin Yeri Avrupa Birliği'dir. Evet Katılıyorum...’’TBMM'nin hemen karşısına Kopenhag zirvesine kalan süreyi gösteren bir geri sayım saati asıldı. Parlamento üzerine düşeni yaptı. AB uyum yasaları firesiz çıktı. Sıra teşekküre geldi. Neredeyse tüm gazetelerin diğer ilanlar gibi ücretsiz yayınladığı ilanda, ‘‘Tebrikler Tarihe Geçtiniz!’’ başlığı yer alıyordu.TÜRKİYE ŞARKILARI AVRUPA TURNESİNE ÇIKIYORKampanya'nın en büyük kozu Sezen Aksu'nun ‘‘Türkiye Şarkıları’’nı Avrupa başkenlerinde seslendirmesi.Paris, Brüksel ve Berlin'de siyasi karar alma sürecini etkileyecek toplantılar bu ülkelerin etkin sivil toplum örgütleriyle ortaklaşa gerçekleştirilecek.AB ülkelerinde siyasi karar alıcılara hitaben basın ilanları verilecek.15 AB üyesi ülkenin devlet ve hükümet başkanlarına, dışişleri ve AB'den sorumlu bakanlarına, kendi dillerinde, Türk halkının beklentilerini yansıtan mektuplar gönderilecek.Avrupa'da yaşayan ve sayısı dört milyona yaklaşan Türk toplumunun yürütülen kampanyaya ve lobi çalışmalarına katılmaları sağlanacak.AB ülkelerindeki etkin çevrelere ve karar alıcılara yönelik (5000 kişiye) İngilizce üç sayılık dergi çıkarılacak.AB için geri sayım saatini yapan Kadir ustaBir gün torunlarıma, AB'ye girmek için üç gün üç gece çalıştım, diyeceğimAvrupa Hareketi 2002'nin, ‘‘Tebrikler Tarihe Geçtiniz!’’ başlıklı ilanında ‘‘Dijital saatimizi yapan Kadir Usta'ya’’ da teşekkür ediliyordu. Teşekkür listesinde yer alan kişi ve kurumları kamuoyu tanıyordu ama bu Kadir Usta da nereden çıkmıştı? Kadir Çolak (36) Ankara'daki küçük işyerinde dijital göstergeler imal eden bir usta. Yol kenarlarında, petrol istasyonlarında, bazı binalarının çatısında görülen tarih, saat, nem oranı, hava kirliliği, rüzgar hızını gösteren dijital panoları üretiyor.Girişim komitesi üyesi Berna Türkili, bütün saatler ileri sayıma göre programlandığı için geriye doğru çalışan bir saat yapabilecek usta bulmakta zorlanmış. Sonunda Kadir Usta'yı bulmuş. ‘‘Usta’’ demiş, ‘‘Meclis 10 gün içinde toplanacak, bu süre içinde böyle bir saat yapabilir misin?’’ Usta biraz düşünmüş ve ‘‘Çok zor ama yapmaya çalışırım... Yok yok kesin yaparım’’ demiş ve hemen işe koyulmuş.Ama evdeki hesap çarşıya uymamış. Meclis'in baskılar sonucu sanıldığından 7 gün önce toplanacağı anlaşılınca Kadir Usta'nın önünde sadece 3 gün kalmış. Ama usta gece gündüz çalışarak saati 2 Ağustos sabahı 06.30'da TBMM'nin karşısındaki köşeye yerleştirmeyi başarmış.‘‘Saati astığımızda Kopanhag denilen toplantıya 132 gün vardı. Meclis o gün toplanıyordu. Montaj sırasında dua ettim ve 'Allahım' dedim, 'Şu adamlara akıl fikir ver de çabalarımızı boşa çıkarma.' Meclis yasaları onaylayınca evde tam bir milli maç havası yaşandı. Ben yedi yaşından beri böyle kir ve pas içinde çabaladım. Biz çile çektik, hiç olmazsa çocuklarımız refah içinde yaşar. Teşekkür ilanını ve gazetedeki haberleri saklıyorum. Bir gün çocuklarıma ve torunlarıma, 'Ülkemizin Avrupa Birliği'ne girmesi için 3 gün 3 gece, hiç uyumadan çalışmıştım' diyeceğim. Allah bize o günleri de gösterecek.’’İŞTE AB MİLİSLERİDr. Cengiz Aktar (
Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi)AB için kim adım atacaksa 3 Kasım'da oyunu ona verAvrupa Hareketi'nin tek kaygısı var; Türkiye'nin bir an önce katılım müzakerelerine başlaması. Bu yüzden Türkiye'ye iki mesajmız var; birincisi 'uygulama'ya dikkat. İkincisi, 3 Ağustos'u 3 Kasım'la pekiştir. Yani hangi parti AB'ye giriş için gereken adımları atacak, incele ve 3 Kasım'da oyunu buna göre ver. Bu ülkenin gidecek başka yeri yok. Başka yarın yok, sözü bunu anlatıyor. Dışarıda ise mesajımız şu; Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve toplumsal nedenlerle AB'ye ihtiyacı var. AB'nin de aynı nedenlere ve bunlara ek olarak felsefi nedenlerle Türkiye'ye ihtiyacı var. Bu karşılıklı yarar ilkesine göre şekillenen bir ortaklık. Avrupa'da bizimle ilgili kararı 15 üye ülkenin devlet başkanları ya da başbakanları alacak. Doğrudan doğruya siyasi iktidarlar yani. Bu yüzden dışarıda kamuoyuna yönelik birşey yapmıyoruz, hiçbir rolleri yok çünkü. Hedef 15 ülkenin siyasi karar vericileridir. AB yolundaki Türkiye'nin önündeki en büyük engel hakimiyeti millicilerdir, sol ve ulusal egemenlikçilerdir. Fakat şimdi üyeliğimiz Türkiye'nin çıkaracağı siyasi iktidarlardan çok AB'ye bağlı. Top onlarda ve esas itici güç, ivme orada.Berna Türkili (KA-DER Yürütme Kurulu Üyesi, ANAP Milletvekili adayı)Türkiye'de değişim başladı, önünü tıkayanlar yolumuzdan çekilsinYüzyıllarca uygarlığın, çok kültürlü ve çok dinli olmanın bayraktarlığını biz yapmışız. Avrupa'da uluslar birbirini boğazlarken biz dinlerin, farklı dillerin uyum içinde bir arada yaşayabileceğini ispatlamışız. Bu gün AB ile ortaya çıkan büyük projenin ilham kaynağı olmuşuz. 11 Eylül süreciyle birlikte Türkiye'nin misyonu akıl almaz bir şekilde büyüdü. Bizde olduğu gibi Avrupa'da da Türkiye'nin AB'ye girmesini istemeyen fanatik güçler var. Eğer onlar galip gelir de Türkiye AB'ye giremezse, dünyadaki kaotik ortamın katlanarak artacağını anlamıyorlar. Ülkemize kapılarını kapatacak olan bir Avrupa kendi geleceğini karartacak, huzur içinde yaşayamayacaktır. Türkiye'de değişim başladı. Bunun önünü tıkayanların, direnenlerin, yarınlarımızı çalmak isteyenlerin yolumuzdan çekilmelerini talep ediyoruz. Prof. Dr. Mehmet Altan (Gazeteci - Öğretim üyesi)Ortak akıldan güç alıyoruzKampanya çeşitli alanlarda faaliyet gösteren, Türkiye'nin yerinin Avrupa Birliği olduğuna inanan vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşlarınca yürütülüyor. Destek veren sivil toplum kuruluşlarının sayısı 200'ü aştı. Ticaret ve sanayi odalarından kadın derneklerine, çevre destekçilerinden gençlik örgütlerine kadar yaygın katılım, özellikle Anadolu'dan gelen destek bizi çok mutlu ediyor. Cesaret veriyor. Türkiye genelinde Avrupa Birliği konusunu işleyecek toplantı taleplerine yetişmekte zorlanıyoruz. Bireysel katılımlar ise her dakika artıyor. ‘‘Biz ne yapabiliriz’’ diye soranlardan oluşan bir gönüllü ordusu var. Bu tam bir halk hareketi. Hepimiz yaratılan ortak enerjiden, ortak akıldan güç alıyoruz. Bir araya gelmenin, ülkemizin güvenli geleceği için birlikte çaba göstermenin, Türkiye için emek vermenin mutluluğu ve heyecanı içinde çalışıyoruz. Köylüsü, girişimcisi, sanayicisi, genci, emeklisi, işçisi, yazarı, çizeriyle bu ülkenin insanı İspanya, Yunanistan’dan, yarın Bulgaristan'dan geri kalmasın diyoruz.AB maceramız, 3 Kasım sonrası hangi hükümetle ne duruma gelir?Avrupa Hareketi 2002 kurucularından Cengiz Aktar 3 Kasım seçiminin muhtemel sonuçlarına göre Türkiye'nin AB üyeliği sürecini değerlendirdi. Aktar'a sandıktan çıkacak olası iktidar seçeneklerinin AB üyeliği sürecine ne katıp ne eksilteceğini sorduk. İşte yanıtlar...AKP İKTİDARI KESİNTİYE UĞRATIRAvrupa'nın eline, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini başlatmamak için güçlü bir koz verir. Haklı oldukları için değil ama 11 Eylül sonrası sendromundan dolayı AKP'nin İslami rengini kullanabilirler. Bu yüzden Türkiye'nin AB yolculuğunda bir kesintiye yol açabilir.SOSYAL DEMOKRAT İKTİDAR GECİKTİRİR Onların kafası karışık. Avrupayı yeterince bilmiyorlar. Gelenek itibariyle ülkenin AB ile birleşmesi yolunda tavır koyacaklardır. Avrupa açısından süreci zorlaştırmaz ama Türkiye'nin hazırlığı açısından zorlaştırır çünkü muazzam bir bilgi eksikliği var. Perspektifleri yok.MERKEZ SAĞ İKTİDAR KOLAYLAŞTIRIRAvrupa Birliği süreciyle bugüne kadar gümrük Birliği çerçevesinde Çiller ve DYP, Mesut Yılmaz'ın Avrupa Birliği ilişkilerinden sorumlu devlet bakanı olduğu Temmuz 2000'den sonra da ANAP bire bir ilgilendi. Bu yüzden bildikleri ve başlanmış bir sürecin devamı olacağı için daha kolay olur. Mecrasında gider.MİLLİYETÇİ İKTİDAR BU İŞİN SONU OLUREn kötü senaryo bu. Hayal bile olsa salt MHP, Genç Parti, BBP gibi milliyetçi partilerin iktidarı AB hikayesinin sonu demektir. AKP'nin ya da DYP'nin bu partilerle kuracakları bir koalisyon da aynı sonuca çıkar. AB üyeliği süreci sona erer ama bu iktidarlar Türkiye'yi de yönetemezler zaten. MERKEZ SAĞ-MERKEZ SOL KOALİSYONU ÇABUKLAŞTIRIR1970'lerdeki Almanya'nın büyük koalisyonlarındaki gibi bir iktidar AB açısından olumlu bir dinamik olur. AKP-CHP İKTİDARI İDARE EDERNasıl bir araya geleceklerini bilmem ama madem senaryo, AB açısınan çok kötü olmaz, yavaş da olsa götürürler.Ünlü katılımcılarAsaf Savaş Akad, İshak Alaton, Sezen Aksu, Filiz Ali, Çetin Altan, Ahmet Altan, Mustafa Altıoklar, Mehmet Aslantuğ, Murat Belge, İbrahim Betil, Mansur Beyazyürek, Ayşe Buğra, Selçuk Demirel, Hırant Dink, Meral Gezgin Eriş, Billur Kalkavan, Ferhat Kentel, Celal Doğan, Cem Duna, Emre Gönen, Kemal Köprülü, Murathan Mungan, Nilüfer Narlı, Tuncay Özilhan, İzzet Sedes, Rüştü Saraçoğlu, Orhan Pamuk, Şükriye Tutkun, Tufan Türenç, Nermin Abadan Unat, Gündüz Vassaf, Nur Vergin, Atıf Yılmaz.Şebnem Karauçak (40) Galatasaray Lisesi'nden mezun. Ekonomi doktoru. İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri. İKV'nin yurdışında yaptığı tüm girişimleri yöneten ve yönlendiren kişi.Berna Türkili (40) 1962 doğumlu. Ankara Koleji ve ODTÜ şehir planlama mezunu. Aynı bölümde lisans üstü eğitimi görmüş. Şu anda özel sektörde proje yöneticiliği yapıyor. Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER) Ankara kurucusu ve yürütme kurulu üyesi. ANAP 1. Bölge 4. sıra milletvekili adayı. Siyasete sivil ruhunu koruyarak girenlerden. Yaptığı çalışmalarla ANAP'ta kadın adayların sayısını ikiye katladı. Faruk Bil (44): Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi mezunu. University of Teksas'ta ekonomi masteri yaptı. Eşi Dilek Hanım'la birlikte 1994'ten Kangaroo Reklam Ajansı'nı kurdu.Ergün Aydalga (47) ODTÜ mezunu. Bütün toplumsal hareketlere destek verir. Yöre A.Ş. adlı internet erişim şirketinin sahibi. Mehmet Altan (48) İstanbul Üniversitesi'nde ekonomi profesörü. Gazeteci. 11 kitabı var. Onu herkes tanıyor.Cengiz Aktar (47) Galatasaray ve Sorbonne mezunu. Doktorasını da Sorbonne'da yapmış. BM'de drektör olarak çalıştı. AB genişleme süreci uzmanı. Açık Radyo'da ve NTV'de program yapıyor. Mustafa Çelik (42) Gazeteci. Gruba iletişim stratejisiyle ilgili katkı sağlıyor. Kanal 7 Genel Yayın Yönetmeni.Cengiz Özdemir (40) Kabataş Erkek Lisesi, Hollanda Thomas Morus Pedagoji Yüksek Okulu ve Leiden devlet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu. Gazetecilik ve matbaacılık yapmış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. genel müdürü.Prof. Dr. Eser Karakaş (47) Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomi Bölümü Dekanı. Boğaziçi mezunu. Öğretim Üyeleri Derneği aktif üyesi. Habertürk'te AB üzerine program yapıyor.Can Paker (60) Berlin Teknik Üniversitesi mezunu. Doktoralı makine mühendisi. Columbia Üniversitesi'nde işletme masteri ve özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptı. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı Başkanı.Neşe Düzel (45) İzmir Amerikan Kız Koleji ve Ege Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu. Gazeteci. Bu harekete destek yağdıAvrupa Hareketi'ne, işçi ve işveren sendikalarından, avcı ve atıcılar derneğine, semt girişimlerinden, ticaret ve sanayi odalarına 200'ü aşkın sivil toplum örgütü destek verdi. Bu kuruluşların bazıları şunlar:Takım Tezgahları İş Adamları Derneği, Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası, Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu, Turizm Yatırımcıları Derneği, Susam, Tahin ve Helva Üreticileri Derneği, SESAM, Pirinç Değirmencileri Derneği, Kadın Emeğini Değerlendirme Derneği, İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü, Meşrubatçılar Derneği, İktisadi Kalkınma Vakfı, Helsinki Yurttaşlar Derneği, HAK-İŞ, Datça Avcı ve Atıcılar Derneği, Çare SİZ Platformu, ASİAD.Hürriyet, Milliyet, Radikal, Sabah, Yeni Şafak, Zaman gazeteleri, CNN-Türk, C-NBC, E-TV, Kanal 7, NTV, Samanyolu TV, Habertürk, Kodak
Film, SESAM, Fono Film, Haberx, Stampa Basım Sanayi A.Åž., Kentvizyon ve Ä°MKB gibi ÅŸirket ve kurumlar da bu harekete destek verdi.Â
button