Güncelleme Tarihi:
ÅžEYTANA KURBAN ETMÄ°ÅžLERDÄ°
Ä°stanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruÅŸmaya, tutkulu sanıklar Ömer Çelik, Engin Arslan katıldı. Davanın diÄŸer sanığı Zinnur GülÅŸah Dinçer ise duruÅŸmaya katılmadı.   Â
SANIKLAR MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanıklar Ömer Çelik, Engin Arslan ve Zinnur Gülşah Dinçer'i, "Şehriban Coşkunfırat'ı canavarca his ile eziyet çektirerek öldürmek" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti, sanıkları "hırsızlık" suçundan da 6 ay 20'şer gün hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti ayrıca, Ömer Çelik ve Engin Arslan'ı, "naaşa hakaret" suçundan 2 ay 15'er gün hapis cezasına mahkum etti.
Ä°DDÄ°ANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar Engin Arslan, Ömer Çelik ve Zinnur Gülşah Dinçer'in, Şehriban Coşkunfırat'ı yanlarına alarak 13 Eylül 1999 tarihinde piknik yapmak amacıyla Ortaköy Mezarlığı'nın yakınındaki ormanlık alana gittikleri anlatılıyordu.
Sanıkların "satanist düşünceye sahip oldukları" ve olay günü Arslan'ın "Şeytandan mesaj geldiğini ve Coşkunfırat'ın öldürülmesini istediğini" söylediği kaydedilen iddianamede, bunun üzerine Çelik'in, maktulenin boğazını sıktığı, Arslan'ın ağzını ve burnunu kapattığı, Dinçer'in de bacaklarını tutarak Coşkunfırat'ı öldürdükleri belirtiliyordu.
YARGITAY 4 KARARI DA BOZMUÅžTU
Yargılamayı yapan İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Mart 2001 tarihinde Çelik, Arslan ile Dinçer'i, "kasten adam öldürmek" ve Coşkunfırat'ın ölümünden sonra çantasının alınması nedeniyle "hırsızlık" suçlarından toplam 25 yıl 6 ay 20'şer gün ağır hapis cezasına çarptırdı. Mahkemenin kararı, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce 6 Şubat 2002 tarihinde "sanıkların eyleminin 'canavarca bir his sevkiyle adam öldürme' suçunu oluşturduğu ve sanıklar hakkında 'naaşa hakaret' suçundan da ceza verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozuldu. Yeniden yapılan yargılamada İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "usul ve yasaya uygun olduğu" görüşüyle kararında direnmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 17 Aralık 2002 tarihinde yerel mahkemenin "direnme kararını" bozdu. Tekrar gerçekleştirilen yargılamanın 17 Haziran 2003 tarihindeki duruşmasında sanıklar, "canavarca his saikiyle adam öldürmek" suçundan müebbet ağır hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların iyi hallerini göz önüne alarak, haklarındaki müebbet ağır hapis cezasının infazına etkili olan TCK'nın 59. maddesinin de uygulanmasına karar veren mahkeme heyeti, Ömer Çelik, Engin Arslan ve Zinnur Gülşah Dinçer'i, "hırsızlık" suçundan da 6 ay 20'şer gün hapis cezasına mahkum etti. Mahkeme heyeti, sanıklardan Çelik ve Arslan'ı, "naaşa hakaret" suçundan ayrıca 2 ay 15'er gün hapis cezasına çarptırdı. Daha sonra yeni TCK'nın yürürlüğe girmesi üzerine mahkeme, sanıklar hakkındaki cezaların "uyarlamasını" dosya üzerinden yaptı. Sanıkların bu duruma itiraz etmeleri üzerine Yargıtay, "uyarlamanın" duruşmalı olarak yapılması gerektiği görüşüyle kararı bozdu. Bunun üzerine yapılan yargılamada Dinçer, Çelik ve Arslan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Dinçer, Çelik ve Arslan'ı lehlerine olan eski TCK uyarınca "hırsızlık" suçundan da 6 ay 20'şer gün hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, Çelik ve Arslan'ı "naaşa hakaret" suçundan yeni TCK'nın 130. maddesi kapsamında 2'şer ay 15'er gün hapis cezasına mahkum etti.
Bu karar da Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından hükmün gerekçesiz olarak kurulması nedeniyle bozuldu.