Emel ARMUTÇU
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2002 01:01
Ergin İnan'la son projeleri, resim piyasası ve Türk sanatçıların dünyadaki yeri üzerine konuştuk. Ama daha çok ‘gitmek’ten sözettik... Çünkü Prof. İnan, bu konuşmadan bir gün sonra, izleyicilerini sergisiyle başbaşa bırakıp Türkiye'yi terketti.
Kasımda oyunu kullanmak üzere bir kez uğrayacak, ama bundan böyle Berlin'de yaşayacak. Çünkü bir Türk sanatçısının dünyaya açılmayı Türkiye'den yapabileceğine olan inancını yitirmiş. İkinci eşi ve 4,5 yaşındaki çocuğuyla Berlin'de yaşarken resim yapmayı sürdürecek. Bir de Berlin'de kurulacak Türk Üniversitesi'nde Güzel Sanatlar Fakültesi'nin oluşması için çalışmayı umuyor.
Ressam Ergin İnan'ı küstürdük artık Berlin'de yaşayacak
Profesör ressam Ergin İnan (59), sayısı 40'ı geçen kişisel sergilerinden sonuncusunu Galeri Artist'te açtı. Salonun duvarlarında sıralanmış tablolarından önce, insan boyunu aşan kümbet-resmi dikkat çekiyor. Fiberglastan yapılmış kümbet-resim çalışmasının yarısını tamamlamış Ergin İnan. Yani Kümbet'in yarısını burada bırakıyor; kalan yarısını Berlin'de tamamlayacak ve sergileyecek. ‘‘Kubbesel form bence içinde insanı taşıyor. Yarısı burada, yarısı orada olacak. İkisi biraraya gelmese bile, aynı anda sergilenebilir. Orada da ‘biz neyiz' diye soran bir insan topluluğumuz var. Bir nevi köprü de diyebilirsiniz, bir kültürün başka bir toplumda değişime uğraması da’’ diyor.
Peki niye Türkiye’den gidiyor? İşin içinde biraz küskünlük ve inat var galiba: Eski Kültür Bakanı'nın Berlin'de Kültür Ateşeliği görevi yeni bakan gelince gerçekleşmemiş. ‘‘Madem öyle ben de kendi imkanlarımla giderim’’ demiş, biraz iç burkulmasıyla: ‘‘Belçika'da eserlerim sergilenirken Kültür Bakanı'yla, projeler üzerine görüşme fırsatımız oldu. 2004'te Berlin’de bir Osmanlı sergisi düşünülüyordu, ardından Türk çağdaş resim ve plastik sanatlarıyla ilgili bir sergi projesi gelecekti. Ayrıca Berlin'de elçiliğe ait bir Türk Kültür Evi var ama faaliyeti yok. Sonra bir Türk Üniversitesi projesi... Bunları konuşurken, elçilikteki kültür ataşeliği kadrosunun boş olması gündeme geldi. Bakanın bu görev konusunda bir teklifi oldu. Kabul ettim. Bakan da bunu daha sonra açıkladı.’’
BAKAN DEĞİŞTİ, NE OLDU?
Bütün bunlar konuşulduktan sonra İstemihan Talay'ın Kültür Bakanlığı koltuğunu Suat Çağlayan'a bırakması, her şeyin sil baştan olmasına neden olmuş. Yeni bakanla temas kurmaya çalışan ancak bunu başaramayan İnan, daha sonra bu göreve başkasının atandığını duyunca Çağlayan'a bir mektup yazmış. Cevap olarak kendisini arayan yeni bakan, atamaları cumhurbaşkanının durdurduğunu söylemiş. ‘‘Ben zaten memuriyet bir sanatçıya ağır gelebilir diye düşünüyordum. Ama orada yapacak işler var, madem öyle ben kendi imkanlarımla giderim, dedim. Yine de faydalı olabilirim’’ diyor.
Bunu bir kırgınlıkla yapıp yapmadığı sorusuna da şu cevabı veriyor: ‘‘Bir iç burkulması oldu tabii. İnsan geleceğe ilişkin umut beslemek istiyor. Ama onu burada bulamıyorum. Amaç resim satmak, para kazanmak değil, dünya çapında bir yerlere gelmek, Türk sanatını getirmek... Devlet destekliyor görünüyor ama onların da gücü bir yere kadar demek ki. Bazı şeylerin burada olacağına dair inancım çok azaldı. Orada ise bir şeye başladığında olacak diye düşünebiliyorsun, burada o düşünce oluşmuyor.’’
Eski zaman simyacısı
Bu ay yayımlanmaya başlanan Artist Dergisi'nin yayın yönetmeni Kaya Özsezgin, onu atölyesine kapanmış bir eski zaman simyacısına benzetiyor. Boyalarını kendi karıp hazırlamaktan hoşlanıyor çünkü, eski bilgelerin hikmetlerine kulak vermeyi çağdaş bir sanatçının ya da eğilimin peşi sıra gitmeye tercih ediyor. Resimleri için özel kağıtlar buluyor, bir bölümünü kendi üretiyor. Ve boyalarını bu kağıtlara özenle yerleştiriyor. Ortaya çıkan eserler, İnan'ın tıbba, anatomiye, geometriye ve mitolojiye olan duyarlılığını da gözler önüne seriyor. Şeffaf su damlaları, bir böceğin kanatlarından yansıttığı ışık, bir çekirgenin bedeni, akrepler, larvalar, kurtçuklar insan figürleriyle birlikte anlatıyor, anlatmak istediklerini.
Kendi gitti, eserleri sergide
İstanbul, Fulya'daki Galeri Artist'te, Türkiye'de daha önce pek denenmemiş, Ergin İnan'ın eserlerinin yer aldığı bir etkinlik var: ‘‘Beş Katta Beş Sergi.’’ Türkiye'nin iki önemli ressamı ile umut vaadeden iki genç ressamın son resimleri ve bir karma sergi, aynı anda sanatseverin huzuruna çıkıyor. Komet, Ergin İnan, Memduh Kuzay ve Zafer Erkan dört ayrı salonda son çalışmalarını sergilerken, giriş katı da karma sergiye ayrılmış. Sergiler 4 Ekim'de birlikte açıldı ve 30 Ekim akşamına kadar da hep birlikte açık kalacak.