Esma ÇAKIR / İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2005 01:25
Evrim ile Selahattin’i, ne töre, ne aşiret, ne de ölüm korkusu durdurabildi. Birlikte kaçtılar. 23 günde, bütün paralarını ve kredi kartı limitlerini tükettiler; ama umutlarını tüketmediler. Ne var ki ölüm onları, 4 ay sonra mutlu yuvalarında yakaladı.
‘BİR ömrüm daha olsa, kollarında son bulsa, eğer sana kavuşmak varsa ölmek düğün gibidir.’ Evrim Sarıçiçekler, bu sözleri, ilk ve son sevgilisi olan Selahattin Sarıçiçekler’le tanışmasından 7 ay sonra not etmişti günlüğüne. Sanki başlarına gelecek, içine doğmuş gibiydi. Kavuşmaları, bu nottan tam 19 ay sonra gerçekten de ölümle bitti. Selahattin de, ‘Bir kurşun sıksa da umuda ölüm, umuda kurşun işlemez gülüm’ diye not düşmüştü kendi günlüğüne. 2 Şubat akşamı 4 kurşun, canından çok sevdiği 26 yaşındaki eşi Evrim’i, 2 kurşun da kendisini yaşamdan kopardı.
Selahattin’in Urfa, Birecik’te işlettiği bijuteri dükkánında tanıştıkları 1 Ocak 2003, ikisinin de yeniden doğuşu olmuştu. Öyle sırılsıklam áşık olmuşlardı ki birbirlerine, 2 gün sonra Evrim, Selahattin’in telefonuna, ‘Benim sevdam o kadar sonsuzdur ki ancak mezarda biter’ diye mesaj atmıştı. Mesajın sonuna koyduğu gülücük işaretiyle sanki ölümle dalga geçiyordu.
İlk ayrılıklarını, Selahattin Muğla’da bir kebapçı dükkánı açtığında yaşadılar. Evlenmeyi düşündüler ancak Evrim’in ailesi bu beraberliğe karşı çıktı. Umutları tükenmek üzereydi. Evrim’in sabrı, geçen ağustos ayında taştı. Selahattin’e, ‘Beni kaçır, yoksa intihar edeceğim’ dedi.
AŞKIMIZA KIYAMADIK
Selahattin ilk otobüsle Muğla’dan Urfa’ya gitti. Bundan sonrası ne Evrim’in ne de Selahattin’in ailesinin bilmediği bir yerde 23 gün kaçak hayat. 2 kredi kartının limitini ve tüm paralarını sonuna kadar tüketmişlerdi. Çünkü yaşama umutları kalmamıştı. Son durakları
Atatürk Havalimanı’ydı. Paraları kalmayınca Selahattin yakınlarını aramıştı. Onları havalimanından almaya geldiklerinde, ‘İntihar etmek için kaçmıştık. Yapamadık. Ne kendimize ne de aşkımıza kıyabildik’ demişlerdi.
Araya aile büyükleri girdi. Evrim’in müteahhit babası Hüseyin Şimşek evlenmelerine razı oldu. Ancak 21 Kasım’da Birecik’teki nikáhlarına Evrim’in ailesinden kimse katılmadı. Küçükçekmece’de bir kebapçı dükkánı açıp aynı yerde bir ev kiralayan Selahattin ile Evrim’in mutluluklarına ilk gölge, hemen 2 hafta sonra düştü. Kızlarını affettiklerini söyleyen Şimşek Ailesi, aile meclisi kararıyla, aşıkları öldürme görevini, büyük ağabey Cenap Şimşek’e verdi. İstanbul’a gelen Cenap, kardeşinin mutluluğunu ortadan kaldıramadı. Urfa’ya dönünce intihar etti.
Bundan bir ay kadar sonra Evrim ile Selahattin, evlerinde kurşunlanarak öldürüldü. Polisin görüşü, 4 aylık hamile Evrim ile Selahattin’in töreye kurban gittiği ihtimali üzerinde yoğunlaşıyor. Bu yüzden, Evrim’in ağabeyinin intihar ettiği ancak bulunamayan tabancanın bu cinayette kullanılmış olması ihtimali göz önüne alınarak boş kovanlar inceleniyor.
Kavuşunca yeniden doğduk
Evrim Sarıçiçekler’in, Selahattin Sarıçiçekler’le birlikte kaçtıktan sonra günlüğünün sayfalarına düştüğü son not şöyleydi:
Çok uzun bir yolculuğa çıktık seninle. Yılların hasretini ve özlemini bitirmek için. Ne töre, ne aşiret, ne de ölüm korkusu durdurabildi bizi. En sevdiğimiz şeylerden vazgeçtik. Birbirimize olan sevgimiz her şeyden üstündü. Yüreğimize güveniyorduk. Sevgimize inanıyorduk. Yürekliydik. Sonuna kadar, ölümüne kadar. Ölümü seviyorduk. Kavuşunca yeniden doğduk. Bu yola çıktık artık. Emeklemeyi bırakalım. El ele tutuşup ayağa kalkalım. Şimdi büyüme zamanı.Karanlıkta defnettiler
EVRİM Sarıçiçekler’in cenazesini, ailesi Urfa’ya istemedi. İstanbul’daki uzak akrabaları ve tanıdıkları tarafından cenazesi morgdan alınan Evrim, Küçükçekmece’nin batıdaki en uç noktasında bulunan Kayabaşı Mezarlığı’na, akşam vakti, karlar içinde gömüldü. Tabutunun üzeri örtülmeyen cenazeye, 7’si yakınları geri kalanı cami cemaatinden 15 kişi katıldı. Selahattin’in cenazesi ise yaklaşık 1250 kilometre uzaklıktaki memleketi Birecik’te toprağa verildi. Selahattin’in yakınları, birbirlerini ölesiye seven çiftin, yan yana gömülmesini çok istemişti.