Nesrin COŞKUN/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2009 12:50
TEDAVİ yardımını düzenleyen ve 2008 yılının son günlerinde yayınlanan Sağlıkta Uygulama Tebliği (SUT), bu kez işitme engelli doğan çocukları vurdu.
Yapılan düzenlemede Sağlık Bakanlığı'nın meslek olarak tanıyıp kadro vermediği, sayıları 20- 30 civarındaki ‘odyolog’ların sağlık kurullarında bulunması zorunlu hale getirildi. Bu da bir iki istisna dışında aralarında üniversite ve eğitim hastanelerinin bulunduğu çok sayıda sağlık kuruluşunda ‘biyonik kulak takılması’ karArının çıkmayacağı ve bu ameliyatların duracağı anlamına geliyor. Kararın maliyeti yüksek olan biyonik kulak masrafından kurtulmak için yapıldığı söyledi. Karar, KBB camiasında tartışma yaratırken, 2.5 yaşındaki kızı Nazlıcan'ın ameliyatı iptal edilen Erhat Polat, “Büyük kızım Sena biyonik kulakla artık işitip konuşuyor. Ancak yapılan değişiklikle küçük kızımı sessizliğe mahkum ettiler. Yargıya başvuracağım” dedi.
Türkiye'de yılda 2 bin- 2 bin 500 arasında koklear implant (biyonik kulak) ameliyatı yapılması gerektiği, ancak 700 civarında ameliyat gerçekleştirildiği belirtildi. Bir hastaya takılacak koklear implantın bedelinin de 25 bin dolar olduğu kaydedildi. İzmir'de koklear implant ameliyatları Ege ve Dokuz Eylül üniversiteleri Tıp Fakültesi hastaneleri ile İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde rutin, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de son birkaç yıldır yapılıyor. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu'nca SUT'ta tartışmalı düzenlemeler yapıldı. Koklear İmplant operasyonlarının kimlere, hangi koşullarda yapılacağına ilişkin 31 Aralık 2008 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren düzenlemeler, kadrosunda odyolog bulunmayan merkezlerin ellerini kollarını bağladı, ameliyat yapılamaz hale getirdi.
Yapılan değişikliklerle koklear implant sağlık kurulu raporunun aynı resmi sağlık kurumunda çalışan üç kulak burun boğaz uzman hekimi ve iki uzman odyologdan (kişilerin işitme kayıplarını saptayan, işitme kaybının miktar ve cinsini tayin eden ve gerektiği durumlarda rehabilitasyonunu yapanlar) oluşan bir ekip tarafından düzenleneceği bildirildi. Koklear implant uygulaması sonrasındaki eğitimin takibinin; cerrahi tedavi yapılan sağlık kurumunca; eğitim odyoloğu ve yer belirtilerek en az 5 yıllık süreyi içeren bir taahhütname ile belgelenmesi zorunlu hale getirildi.
Ancak bu iki değişikliğin ‘Türkiye gerçekleri’ne uygun olmadığı iddia edildi. KBB camiasında tartışılan, uzmanların “Bundan tek zarar görecek olan hastalarımız ve onların gerçekleştirilemeyen veya gecikerek başarı oranları düşen tedavileri olacaktır” dediği düzenlemelerden ilk darbeyi yiyen ameliyat randevusu gelen hastalar oldu. Tedavileri süren ve ameliyata hazırlanan pekçok hastanın henüz durumdan haberdar olmadığı, öğrendiklerinde ciddi tepkilerin gündeme geleceği belirtildi.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun koklear implant konusundaki düzenlemelerinin bilimsel endikasyonlarının doğru olmakla birlikte Türkiye'nin gerçeklerinden uzak olduğunu belirten bir KBB uzmanı düzenlemeleri şöyle değerlendirdi:
“Bir şekilde kulaktan dolma bilgilerle kotarılmış ve tamamıyla yapılan implant sayısını azaltmaya yönelik bir düzenleme. Haklı oldukları yönler de var. Çünkü kontrolsüz biçimde, faydası olmayacak ya da çok sınırlı fayda görecek hastalara bu ameliyatlar yapılıyor. SGK hastalar hakkında koklear implant kararı verecek sağlık kurulunda odyologların bulunmasını istiyor. Oysa yasaya göre sağlık kurulu uzman hekimlerden oluşur. Ayrıca Türkiye'de odyolog diye bir meslek tanımı yok. Üniversitelerde lisansüstü eğitim alarak, odyolog ünvanı alan psikologlar, yüksek hemşireler var. Ayrı bir meslek olarak kabul edilmediği için kamu kuruluşlarına odyolog atanması mümkün değil. Türkiye'de 4 ya da 5 odyolog kamu kuruluşunda çalışıyor. KPSS'de böyle bir tanım yapılmıyor o yüzden de odyolog alınamıyor. Türkiye'deki odyolog sayısı 20'yi geçmez. Türkiye'de odyoloğu olan merkez sayısı çok az.”
NAZLICAN ŞANSSIZSUT'ta yapılan değişiklik, bu ayın sonunda Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde koklear implant ameliyatı planlanan 2.5 yaşındaki Nazlıcan'ı vurdu. Büyük kızı 6 yaşındaki Sena, koklear implantla duyup konuşmaya başlayan Ağrılı baba Erhat Polat, ‘baba’ diyeceği günleri iple çektiği küçük kızı Nazlıcan'ın ameliyatının ertelenmesine isyan etti, “Sena'dan sonra Nazlıcan'ı da kurtaracağımıza sevinirken, yeniden sessizliğe mahkum edildi. Bir gün bile önemliyken, neye nereden başlayacağım” diye dert yandı.
Eşi ve dört çocuğu ile bulduğu her işte çalışıp kızlarının ‘sağır kaderi’ni yenmeleri için mücadele veren lise mezunu Polat oturduğu Çanakkale'den İzmir'e gelip giderek mekik dokumaya başladı. Yeni yılın ilk günlerinde kontroller için geldiği İzmir'de ‘kötü
haber’le yıkıldığını belirten baba Polat, şöyle konuştu:
“Bu ayın sonunda Nazlıcan'a biyonik kulak ameliyatı yapılacaktı. Ama bir değişiklik yüzünden ameliyatın da cihaz ihalesinin de iptal edildiği söylendi. Yani kızımın geçen yıldan beri süren kontrol ve tedavileriyle işin sonuna gelmişken, başladığımız noktaya döndük. Şimdi ne yaparım bilmiyorum. Bir yandan da parasızlık vuruyor. Biyonik kulağın işe yaraması, kızımın yaşıtlarından farkı olmaması için bu ameliyatın en erken dönemde yapılması gerekiyor. Her geçen gün kızımın aleyhine işleyecek. Gerekirse yargıya başvuracağımk ve kızımın sağır kaderini ne olursa olsun değiştirteceğim. Sena'dan sonra Nazlıcan'ın da bana baba diyeceği günün özlemiyle yaşıyorum” dedi.
PROF. DR. YAVUZER: "KONU GÜNDEMİMİZDE"TÜRK KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Atilla Yavuzer, sorunun gündemlerinde olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yavuzer, “Konuyu dernek yönetim kurulumuzda ele alıp neler yapılabileceği konusunda bir taslak hazırlayıp, Sağlık Bakanlığı'na sunacağız” dedi.
‘BU KOKLEAR İMPLANT YAPILMIYOR DEMEK’İzmir Tabip Odası Başkanı Opr. Dr. Suat Kaptaner ise düzenlemenin Türkiye'de hiçbir merkezde koklear implant takılamaz anlamına geldiğini söyledi. Bu şartlara sahip Türkiye'de bir iki merkez dışında merkez bulunmadığını belirten Kaptaner, “Koklear implant takmayı SGK ortadan kaldırmıştır, pratik sonuç budur” dedi. Yanlış sağlık politikalarının sağlık harcamalarını artırdığını, bunun sonucunda kısıtlamaya gidilerek vatandaşın sağlığına fatura kesildiğini kaydeden Kaptaner şunları söyledi:
“İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bildiğim kadarıyla 500'e yakın implant uygulandı. Burada nasıl bir tıbbi sakınca bulunmuş da uzman odyolog isteniyor. Hayır, burada tıbbi bir kriter yok, tek kriter bunu yaptırmamak. Koklear implant başlangıç. Yanlış sağlık politikaları sağlık harcamalarını olağanüstü ölçüde artırdığı için. Kısıntı, KBB alanında koklear implant ile başlamıştır. Koklear implant pahalı diye ondan başladılar, ama diğer implantlara da katkı payı konuldu. Yatan hastaya dünyanın neresinde katkı payı konmuş, görülmüş? Vatandaş
trafik kazası geçirmiş, protez takılıyor buna katkı payı alınıyor. Duymayan bebeklere, çocuklara koklear implant takmazsan işitme eğitimi veremezsin. İşitme eğitimi almazsa konuşamaz, konuşamazsa okula gidemez, okuma yazma öğrenemez. Yani sorun sosyal boyutta da daha da büyüyecek. Uygulanan politikaların sonucu budur. Bağıra çağıra söylediğimiz şeyler adım adım gerçekleşiyor.”
DOKTOR GÖRÜŞÜEge ve Dokuz Eylül Üniversite Hastaneleri'nde odyolog bulunduğu için ameliyatların durmadığı belirtilirken, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sırası gelen hastaların ameliyat randevuları iptal edildi. 10 yıldan bu yana İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde koklear implant ameliyatlarını yaptıklarını belirten Opr. Dr. Levent Olgun, “Kliniğimizde KBB uzmanları olarak 10 yılı aşkın süredir implantla ilgileniyoruz. Kamuda odyolog kadrosu, odyolog yok. Odyoloji ile ilgili sorumluluğu KBB uzmanı olarak üstleniyor, sağlık kurulu raporuna imza atıyoruz. Yine aynı şekilde sürdüreceğiz. Daha önce Bağ-Kur ve Emekli Sandığı hastaları için benzer durum olmuştu. Böyle aşmıştık” dedi, ancak SGK'nın bunun kabul edip etmeyeceğini bilemediğini kaydetti.