‘Ses kaydı’ utancı Başbakan’a aittir

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, önceki gün Diyarbakır mitinginde, “BDP’nin ilgililerinden bir tanesi açıklama yapıyor. Ses kayıtları öyle zannediyorum ki bugün yarın yayınlanabilir. Ne diyor biliyor musunuz, ‘Elazığ’da biz güçlü değiliz dolayısıyla MHP’yi destekleyelim’” sözleriyle tartışma yarattı. Bunun ardından bir internet sitesinde, eski BDP Elazığ İl Başkanı Baki Yıldırım ile eski Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak arasında geçtiği ileri sürülen bir konuşma yayınlandı. Kışanak, daha sonra bu kişiyle böyle bir konuşması olmadığını belirterek, kasetin düzmece olduğunu açıkladı. Kılıçdaroğlu, dün Bartın’da konuyu şöyle değerlendirdi:

Haberi var, hepsini biliyor

“Başbakan, tüm istihbarat birimlerini doğrudan yönlendiriyor, edinilen bilgilerden doğrudan bilgisi var. Telekulak hükümeti oldukları ortada. Elde edildiği ileri sürülen bilgilere kendi çıkarları için kullanma amacında oldukları ortada. Bir Başbakan ‘Böyle bir konuşma var yakında açıklanır’ diyor ve ardından açıklanıyor. Bütün yapılanlardan, kasetlerden sorumlu olan Başbakan’dır. Çünkü tümünden haberi var, gerçek budur. Bu da demokrasi açısından utanç verici bir olaydır ve bu utanç Başbakan’a aittir. Bütün kasetlerden Recep Tayyip Erdoğan’ın haberi vardır. Bütün kasetleri biliyor, izliyor, sonra kamuoyuna açıklanıyor. Sen Başbakan’sın ya... Yasadışı yollardan elde edilen kasetleri nasıl kamuoyunun önüne çıkıp paylaşırsın. Ahlak sorgulanacaksa, ayıp sorgulanacaksa bu açıdan da sorgulanması gerekir.”

Emine Hanım da rahatsız

Kılıçdaroğlu, ‘Hopa olayları’yla ilgili değerlendirmelerine atıfla kendisine “Ahlaksız, edepsiz, alçak” ithamında bulunan Erdoğan’a “Sayın Erdoğan dönsün bir eşine sorsun, ‘Ben doğru yapıyor muyum?’ diye. Eminim Emine Hanım da bundan rahatsız” çağrısı yaptı. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Arkadaşlara talimat verdim dava açacağım. Bu kadar ahlaksızlık olur mu? Benim söylediğime bakın onun söylediğine bakın. Sayın Başbakan’ın terbiyesinden benim ciddi endişelerim var; sağlık sorunu var kendisinin. Kesinlikle gidip tedavi olması lazım, bunu samimi olarak söylüyorum. ‘Rüzgâr eken fırtına biçer’ dedim; ama o küfürler, hakaretler, en küfürbaz insanın bile ağzına alamayacağı sözlerle karşılık veriyor. Böyle bir şey olabilir mi? Dönsün bir eşine sorsun. ‘Ben doğru yapıyor muyum?’ diye. Eminim, Emine Hanım da bundan rahatsız.”

Örtülü OHAL uygulanıyor

Kılıçdaroğlu, “Recep Bey’in Diyarbakır’a yeni cezaevi sözüyle ilgili eleştirim yerini buldu anlaşılan. Hapishaneden bahsetmemesi güzel. Demokrasilerde hiçbir başbakan ve siyasi parti lideri hapishanelerden bahsetmemeli zaten” dedi. Kılıçdaroğlu, “Ancak bunların döneminde yapılan yeni hapishane sayısı 49. Söz edip etmesinden çok daha önemli olan gerçek niyetlerini ortaya koymaları. Türkiye’de örtülü bir OHAL uygulanıyor; Türkiye’de ciddi ekonomik sıkıntılardan kaynaklı olaylar da çok yaygın. Tüm bunlar demokrasimizin açısından ciddi sorunlar olarak karşımızda duruyor. Dersini aldı” diye konuştu.

Madencilere moral ziyareti

BARTIN’a önceki akşam gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Amasra’daki Işıkaltın Oteli’nde konakladı. Kılıçdaroğlu, dün sabah önce ilçedeki TTK Amasra Müessese Müdürlüğü’nde çalışan madencileri ziyaret etti. İş kıyafetleriyle kendisini karşılayan madencilerle tokalaşan Kılıçdaroğlu, kendisine verilen bir bareti de başına taktı. Genel Maden İşçileri Sendikası Amasra Şube Sekreteri Dursun Koç, madencilerin sorunlarını anlattı. Merhum Bülent Ecevit’in işçinin lideri, emeğin sahibi, temsilcisi olduğunu vurgulayan Koç, Kılıçdaroğlu’na, “Biz sizi onun veliahtı olarak görmekteyiz” dedi. Madencinin zor koşullarda çalıştığını ifade eden Kılıçdaroğlu da, taşeronlaşmaya da karşı olduklarını, işçinin sendikalı ve toplu sözleşmeli olması gerektiğini söyledi.

Barışın demokrasinin özgürlüğün projesi bizde

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün partisinin Bartın, Karabük ve Düzce’de düzenlediği mitinglerde yaptığı konuşmada, CHP’nin hayatın her alanındaki sorunlarla ilgili çözüm üreten tek parti olduğunu savunarak, “Barışın, demokrasinin, özgürlüğün projesi bizde” dedi. Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:

Hakaretin, bölücülüğün ustası

Siyaset dövüş, millete hakaret etme, ülkeyi bölme, cebini doldurup halkı unutma sanatı değildir. Siyaset, kadın erkek eşitliğine, milletin zenginleşmesine inanır, siyaset inançlara, kimliklere saygı gösterir, ama AKP’de bunlar yok, 12 Haziran’da hatırlatmak sizin göreviniz. Siyasette partiler milletin önüne çıkarak birbirlerini eleştirebilir. Siyasette düşmanlık, hakaret var mıdır? Hakaretin, düşmanlığın, bölücülüğün ustası. Adı Recep Tayyip Erdoğan. Böyle bir anlayış var mı?

Ölen insanları kötülüyor

İnsanlar inanç sahibiyse geçmişte hayatını kaybeden insanlar için kötü söz söylemezler. İmam cenazede sorar, ‘Nasıl bilirsiniz?’ Cemaat de ‘İyi biliriz’ der. 3 kez tekrarlarız. Bu Erdoğan’ın geçmişte ülkeye hizmet eden adamlarla ne işi var? Ölmüş, Allah’ın rahmetine kavuşmuş, sen kalkıp sabah akşam o insanları kötülüyorsun. Düşmanlıktan bu millet çekmedi mi? Geleceğe bakalım. Herifin derdi başka bir şey. Geçmişi nasıl kötüleyeceğini düşünüyor. Sabah akşam o böyle yaptı, bu böyle yaptı diyorsun. Benim ağzımdan hayatını kaybeden kimseyle ilgili olarak laf çıkmaz. Ne rahmetli Erbakan için, ne Özal için, ne İnönü için, ne Menderes için. Kim taş taş üstüne koymuşsa hepsini saygıyla anıyorum.

Karşıma çıkamıyor ki

Arkadaş benimle hesabın varsa çık karşıma, oturalım tartışalım. Karşıma çıkamıyor ki? Çıkması için 3 şart var. Bir; geçmişinin temiz olması lazım, İki; hak yememesi lazım. Üç; mangal gibi yürek lazım. Peki korkak adamdan başbakan olur mu?