OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 04, 2001 00:00
Gençliği siyasi sürgün olarak gittiği Almanya'da geçen Fuat Saka, hala Almanca
rüya görüyor ama Lazca türkü söylüyor. Daha doÄŸrusu söylüyordu çünkü son albümü Perçem Perçem'de farklı bir tarz deneyerek romantik aÅŸk ÅŸarkıları söyledi. Sultans of The Dance gösterilerinde Karadeniz bölümünün müziklerini de yapan Saka, ÅŸimdilerde ortalığı toza dumana boÄŸan Davut GüloÄŸlu ve Kont Adnan'ın yolunu kendisinin açtığını söylüyor.Laz müziÄŸini rock formuna ilk uyarlayanlardansınız. Ne kadar Lazsınız?Lazca bilmiyorum ama türkülerde Lazcayı Lazlardan daha iyi söylüyorum (gülüyor). Anne tarafım Gürcü, Kars'tan göçüp Trabzon'un Akçaabat ilçesine yerleÅŸmiÅŸler, baba tarafım Batum'dan Trabzon'a gelmiÅŸ. Ä°stanbul KasımpaÅŸa'da doÄŸdum ama Trabzon'un Sotka Mahallesi'nde büyüdüm.Türkiye'de beÅŸinci albümünüzü çıkardınız ve ÅŸirket deÄŸiÅŸtirdiniz. Yeni albümünüz DoÄŸan Music Company'den (DMC) çıktı. Neden?Eski ÅŸirketim Kalan Müzik ve Hasan (Saltık) ile hala iyi iki dostuz. ‘‘Lazutlar 1’’ albümüm 1998'de çıktığında ben Türkiye'ye giremiyordum, sonra aftan yararlandım. Son çalışmam ‘‘Perçem Perçem’’ farklı bir deneme oldu ve Hasan'ın konseptine çok fazla uymaz diye düşündüm. Açıkçası ben bu iÅŸi biraz daha büyütmek istedim. Büyük firmalarla çalışmanın da dezavantajı var tabii, küçük firmalarda 40-50 bin kötü rakamlar deÄŸildir ama büyük ÅŸirketlerde biraz daha fazla satmanız gerekiyor. Bunun için bir hareket ve bu harekette benim de rol oynamam gerekiyor. ‘‘Oy Nurcanım’’ı söyleyen Davut GüloÄŸlu sizden esinlenmiÅŸ midir?- Benden esinlenmesi şöyle, ben bir müzikal yol açtım. Önceden böyle ÅŸeyler düşünülmezdi Karadeniz'de, korkulurdu. DiÄŸerlerine ipuçlarını ben bıraktım. Dinleyiciler sizi ‘‘Lazutlar 1’’ ve ‘‘Lazutlar 2’’ albümleriyle tanıdı, bir nevi etnomüzikolog gibi çalışmıştınız ama ÅŸimdi tarzınızı deÄŸiÅŸtirdiniz. Neden?- ‘‘Lazutlar 1’’i yurtdışında yapmıştım. O çalışma biter bitmez ‘‘Perçem Perçem’’i kaydetmiÅŸtim çünkü aslında ‘‘Lazutlar 2’’yi yapma niyetim yoktu. O arada Türkiye'ye geldim, ‘‘Perçem Perçem’’i de Avrupa'da bir sürü firmaya göndermiÅŸtim. Yani bu albüm iki yıl bekledi, yeni yapılmış deÄŸil. ‘‘Lazutlar 1’’ çok tutunca ikincisini de çıkardık, ‘‘Perçem Perçem’’ hala bekliyordu. Benim toplam on beÅŸ albümüm var ama herkes beni sadece ‘‘Lazutlar’’la tanıyor ve sadece o tarz müzik yaptığımı sanıyor. Bir ÅŸey daha var, Hamburg'ta yaÅŸayan arkadaşım Ayhan Evci'nin katkıları olmasaydı ‘‘Perçem Perçem’’ ortaya çıkamazdı. Karadeniz müziÄŸinin insana adrenalin yükleyen bir ritmik yapısı var. Bu hali techno ve club müziÄŸine uyarlanamaz mı?-Benim ‘‘Lazutlar’’ da yaptığım müziÄŸe ‘‘etno-beat’’ denilebilir. SöylediÄŸniz ÅŸey de yapılabilir, ÅŸimdi tüyo vermeyeceÄŸim ama bunlar zaten düşünülen ÅŸeyler.Siz mi düşünüyorsunuz?Ekim'den sonra büyük büyük bir projeye hazırlanıyorum, her ÅŸey olabilir. Türkiye'de bir ÅŸey öğrendim, projelerini ifÅŸa etmeyeceksin. Karadenizli sert rock'çu nasıl Akdenizli romantik bir pop ÅŸarkıcısına dönüştü?-Tekdüze olmak istemedim, hem ben aslında romantik bir çocuÄŸum. '68 dönemini 17-18 yaşındayken yaÅŸadım, bilmeyenler için ÅŸaşırtıcı olabilir ama benim geçmiÅŸteki çalışmalarım arasında bir sürü romantik ÅŸey var. ‘‘Perçem Perçem’’ bir pop albümü ama ‘‘temiz pop’’ diyebileceÄŸim bir tarzı var. Bütün aletleri akustik çaldık. Flamenko esprisi olan bölümleri bir Ä°spanyol Romanı olan Juan, romantik bölümleri bir Alman gitarist çaldı.Türkiye'de sizin çalışacağınız kalitede müzisyenler yok mu?-Var ama alet çalan müziyen arkadaÅŸlarımız bir yaÅŸam savaşı verdikleri için birkaç soliste birden eÅŸlik ediyorlar. Bu sefer de sound aÅŸağı yukarı hep aynı oluyor. Bunu deÄŸiÅŸtirmek için bir grup olmak lazım, belki o zaman çalışabiliriz.Romantik birisiniz ve evlisiniz. Karınıza aşık mısınız?-Tabii. Kaç yıllık evlisiniz?- 24 yıldır tanışıyoruz ama bir buçuk yıldır evliyiz. EÅŸim resim öğretmeni. Ä°lk eÅŸim Almandı ve Almanya'da yaÅŸayan on dört yaşında bir kızım var, adı Ronya Marlena.Gece hayatınız filan var mı?-Tünel'de bir stüdyom var, orada baÅŸka müzisyen arkadaÅŸların da kayıtlarını yapıyoruz. AkÅŸam iÅŸim bittikten sonra saat yedi-sekizde evde olmazsam eÅŸim beni döver (gülüyor).Davut GüloÄŸlu'naKARADENÄ°Z MÃœZİĞİ BÖYLE HARCANMAZBen ‘‘Lazutlar’’ı yaptıktan sonra bir arkadaşımız çıkmış ‘‘Oy Nurcanım, Nurcanım’’ diye bir ÅŸey yapmış. Bunlar bir günlük, bir atımlık ÅŸeyler. Aslında o parçayla horon da oynanmaz, ritmi uygun deÄŸil çünkü; ama oynuyorlar iÅŸte. Karadeniz müziÄŸini böyle harcamamak lazım. Kont Adnan’aADAM PARÇAMI ALMIÅž ALTINA DA ANONÄ°M YAZMIÅžMesela adı Adnan bilmemne olan vatandaÅŸ... Neyse, kont koymuÅŸ adını. KontluÄŸun ne olduÄŸunu bilmeyen insanlar bunlar. Kont tarihte hangi sosyal sınıfta yer alır?'' diye sorsan cevap veremez. Bu adam benim ‘‘Rapatma’’ adlı parçamı almış, altına da ‘‘anonim’’ yazmış. Bir telefon açıp sorma ihtiyacı bile hissetmedi. Ben o kadar enayi miyim, otantik bir parçayı alıp kendi ismimi yazayım. ‘‘Bir milyon satalım, cebimiz parayla dolsun ama adımız hırsız olsun’’ diyorlar. Â
button