Serseri kurşun 9 organı ıskaladı
Güncelleme Tarihi:
Birsel SANCAR
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2005 01:46
Altınşehir’de komşusuyla kapı önünde düğün izleyen Saniye Yüksel’in (55), şahdamarının hemen yakınına isabet eden bir serseri kurşun, vücuttaki 9 organı sıyırarak kalça kemiğinin bir karış üstünde kaldı.
İstanbul Tıp Fakültesi Acil Cerrahi Servisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Korhan Taviloğlu, ‘Saniye Yüksel’in ölmemesi büyük bir mucize. Tıp literatürüne geçecek çok ilginç ve nadir bir vaka. Kurşun sanki önceden çizilmiş bir rotayı izlemiş. Uzun yıllardır acil cerrahi hekimi olarak çalışıyorum. Meslek yaşamımda böyle bir kurşunlanma sonrasında yaşayan bir hastaya ilk defa rastlıyorum’ dedi.
Kurşunu yediğinde baş parmağını kanın geldiği yere bastıran Yüksel, hastaneye ulaştığında kanın durduğunu belirterek şunları anlattı:
‘Komşularımın yardımıyla Halkalı Batı Bahat Hastanesi’ne gittik. Oradaki doktorlar çok şaşırdı. Beni İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevkettiler. Doktorlar vücudumun çok sayıda filmini çektiler. Hepsi çok şaşkındı. Nasıl yaşadığıma hayret etmişlerdi.’
SİLAH SESİ DUYMADIM
Mahalledeki düğünde silah sesi duymadığını belirten Yüksel, soruşturmayı yürüten polislerin düğünde havaya ateş açan kişilerin susturucu kullanmış olabileceklerini söylediğini kaydetti. İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 5 gündür tedavi gören ve serumla beslenen Saniye Yüksel, ‘Tedavimle ilgilenen doktorlarıma takılıyorum. Bana yemek yedirmeden yolluyorsunuz, bir yemek borcunuz var diyorum. Allah’a çok şükür yaşıyorum, yaşamamın bir mucize olduğunun farkındayım. Doktorlarım en küçük bir ağrın olursa gel, geçer diye bekleme dediler. Çok halsizim, o yüzden sürekli yatıyorum’ dedi.
Düğünü izlerken vuruldum
17 Nisan Pazar günü saat 14.30’da yaklaşık 25 metre mesafede oturan bir komşusunun düğününü izleyen Saniye Yüksel, ‘Evin önünde komşumla beraber ayakta duruyorduk. Birden boynumun sol yanında çok şiddetli bir acı ve ses duydum. Taş atılmış gibi canım yanıyordu’ dedi. Elini boynuna götürdüğü sırada kanı gören Yüksel, komşusuna vurulduğunu, kendisini hastaneye götürmesini istediğini söyledi.
Mucize bir rota
Prof. Dr. Korhan Taviloğlu, ‘Kurşunun şahdamarını parçalamaması büyük bir mucize. İkinci mucize, kurşunun sanki önceden çizilmiş bir rotayı izler gibi, kalp, akciğer, karaciğer, diyafram, mide, dalak, ince bağırsak, kalınbağırsak ve pankreası hiç zedelemeden geçip kalça kemiğinin bir karış üstünde asılı kalması’ dedi.
Kurşunu yediğinde baş parmağını kanın geldiği yere bastıran Yüksel, hastaneye ulaştığında kanın durduğunu belirterek şunları anlattı:
‘Komşularımın yardımıyla Halkalı Batı Bahat Hastanesi’ne gittik. Oradaki doktorlar çok şaşırdı. Beni İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevkettiler. Doktorlar vücudumun çok sayıda filmini çektiler. Hepsi çok şaşkındı. Nasıl yaşadığıma hayret etmişlerdi.’
SİLAH SESİ DUYMADIM
Mahalledeki düğünde silah sesi duymadığını belirten Yüksel, soruşturmayı yürüten polislerin düğünde havaya ateş açan kişilerin susturucu kullanmış olabileceklerini söylediğini kaydetti. İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 5 gündür tedavi gören ve serumla beslenen Saniye Yüksel, ‘Tedavimle ilgilenen doktorlarıma takılıyorum. Bana yemek yedirmeden yolluyorsunuz, bir yemek borcunuz var diyorum. Allah’a çok şükür yaşıyorum, yaşamamın bir mucize olduğunun farkındayım. Doktorlarım en küçük bir ağrın olursa gel, geçer diye bekleme dediler. Çok halsizim, o yüzden sürekli yatıyorum’ dedi.
Düğünü izlerken vuruldum
17 Nisan Pazar günü saat 14.30’da yaklaşık 25 metre mesafede oturan bir komşusunun düğününü izleyen Saniye Yüksel, ‘Evin önünde komşumla beraber ayakta duruyorduk. Birden boynumun sol yanında çok şiddetli bir acı ve ses duydum. Taş atılmış gibi canım yanıyordu’ dedi. Elini boynuna götürdüğü sırada kanı gören Yüksel, komşusuna vurulduğunu, kendisini hastaneye götürmesini istediğini söyledi.
Mucize bir rota
Prof. Dr. Korhan Taviloğlu, ‘Kurşunun şahdamarını parçalamaması büyük bir mucize. İkinci mucize, kurşunun sanki önceden çizilmiş bir rotayı izler gibi, kalp, akciğer, karaciğer, diyafram, mide, dalak, ince bağırsak, kalınbağırsak ve pankreası hiç zedelemeden geçip kalça kemiğinin bir karış üstünde asılı kalması’ dedi.