Güncelleme Tarihi:
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Osman Bora Çuhacı ile Şule Özbakan katıldı.
Duruşmada son savunmasını yapan Şule Özbakan, cinayetle hiçbir alakası olmadığını öne sürerek, olayı yetkili birimlere Osman Bora Çuhacı'dan korktuğu için bildirmediğini söyledi.
Çuhacı ile yaklaşık 6 ay arkadaşlık yaptığını, cinayetlerin işlenmesinden sonra da ilişkiye Çuhacı'nın baskıları nedeniyle devam ettiğini savunan Özbakan, Çuhacı'nın kendisini ve ailesini tehdit ettiğini anlattı.
Osman Bora Çuhacı tarafından bacağından silahla yaralandığını, bu olayda ambulans çağırarak cinayetin de ortaya çıkmasını sağlamaya çalıştığını ifade eden Özbakan, şöyle konuştu:
“Ben hemşireyim. Mesleğim gereği, ambulans geldiğinde tutanak tutulacağını ve durumun polise bildirileceğini biliyordum. Benim yaralanmamda kullanılan silah ile cinayette kullanılan silah aynıydı. Ancak hastaneye gittiğimde Osman Bora yanımda olduğundan polise olayları anlatamadım. Suç ortağı olsaydım ambulansı aramazdım. Birçok arkadaşım var. Gider tedavimi onlara yaptırırdım.”
Yaklaşık 2 yıldır tutuklu bulunduğunu belirten Özbakan, Çuhacı ile yargılandığı diğer davalarda beraat ettiğini anlattı.
Hastanede ölen kişilerin bile arkasından ağladığını, böyle bir suça karışmasının mümkün olmadığını savunan Özbakan, suçsuz olduğunu iddia etti.
Osman Bora Çuhacı da Özbakan'ı tehdit etmediğini söyleyerek, “Ben şayet Şule'yi tehdit etseydim, yaraladığım zaman kendisini öldürüp bu olaydan kurtulabilirdim. Bu sıkıntılara da girmezdim” dedi.
“Ölen Nihal Tezkurtaran'ın kendi evinde fuhuş yaptırdığının zaten belli olduğunu” savunan Çuhacı, eski savunmalarını tekrar ettiğini söyledi.
TESPİTLER VE KARAR
Mahkeme heyeti, açıkladığı kararında, Nihal Tezkurtaran ile sanık Şule Özbakan'ın önceden tanıştığını, Tezkurtaran'ın para karşılığı evinde fuhuş yaptırdığını belirterek, Çuhacı'nın da Nihal Tezkurtaran'ı, Özbakan sayesinde tanıdığını bildirdi.
Sanıkların, Tezkurtaran'ın evinde fuhuş yaptırması nedeniyle parasının olduğunu düşündükleri belirtilen kararda, olay günü Şule Özbakan'ın telefonla Nihal Tezkurtaran'ı aradığı, üst kat komşusunda olan maktulenin evine indiği, eve önce Özbakan'ın, sonra da Çuhacı'nın geldiği ifade edildi.
Nihal Tezkurtaran'ın, Özbakan ve Çuhacı'nın birlikte olacaklarını düşünerek evden ayrılmak istediği kaydedilen kararda, sanıkların “gitmesine gerek olmadığını” söyleyerek Tezkurtaran'ı evde tuttukları anlatıldı.
Sanıkların, yaşlı kadını yüz üstü yatırdıkları belirten kararda, Osman Bora Çuhacı'nın da Tezkurtaran'ın başına yastık dayayarak ateş ettiği kaydedildi.
Daha sonra sanıkların evde arama yaparak Tezkurtaran'ın cep telefonu ve bazı eşyasını alarak birlikte kaldıkları eve döndükleri ifade edilen kararda, sanıkların fikir ve eylem birliği içinde tasarlayarak Tezkurtaran'ı öldürdükleri kanaatine varıldığı belirtildi.
Çuhacı ve Özbakan'ı, eylemlerine uyan TCK'nın 82. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, olayın öncesinde ve sonrasında sanıkların davranışları, suç işlemekteki kararlılıkları, kişilikleri ve sosyal ilişkileri göz önüne alındığında TCK'nın 62. maddesi uyarınca sanıkların lehine indirim yapılmasına yer olmadığına hükmetti.
Mahkeme heyeti, Çuhacı'yı ayrıca “ruhsatsız silah bulundurmak” suçundan da 1 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Nihal Tezkurtaran, Şişli'deki evinde 17 Ekim 2005 tarihinde başından vurularak öldürülmüştü.
Sanıklardan Osman Bora Çuhacı, travesti olduğu belirtilen Murat Taç'ın öldürülmesine ilişkin 19 yıl, Begüm Tenekekesen ve Gökçen Şandır'ı “kasten öldürmek” suçlarından da 25'er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.