Serengil, eski sevgilisini Hummer'da 8.5 saat bekledi
Güncelleme Tarihi:
Ayşegül USTA-Süleyman KAYASefa KIDIK/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2003 01:27
İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi, Güneydoğu'dan getirttikleri çocukları yankesicilik ve kapkaççılığa zorlayan, gasp yaptıran Fırat Delibaş ile 16 adamını ‘‘çete’’ suçlamasıyla tutukladı. Şarkıcı Seren Serengil, Beyoğlu'nu Harlem'e çeviren çetenin önceki günkü duruşmasına sanık olarak çıkarılan ve ardından tutuklanan eski sevgilisi şarkıcı Salih İmren için DGM'nin otoparkında Hummer cipinin içinde tam 8.5 saat bekledi.
Ağa lakaplı Fırat Delibaş ile evinde yakalanan Salih İmren (sahnedeki adı Cengiz İmren), ‘‘Devlet’’ lakaplı eski polis memuru Efrahim Yüce ve çetenin para kasası ‘‘Hanımağa’’ lakaplı Sevgi Özöcal'ın da aralarında bulunduğu 23 kişi, Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'ndeki işlemlerin ardından DGM'ye sevkedildi. Sanıklar Cumhuriyet Savcısı Sinan Ali Yaşar ve kendisine yardımcı olan iki savcı tarafından sorgulandı.
Fırat Delibaş, Efraim Yücel, Sevgi Özöcal, Cengiz İmren (Salih İmren), Bayram Demirkıran, Fatma Sesçakan, Muzbahattin Kartal, Deniz Çavaş, Ramazan Gülsever, Murat Çirik, Funda Öngür, Bünyamin Bilge, Aynur Sevsin, Hasan Nuri Sülün, Mehmet Şerif Gören, Ramazan Candemir, Melih Bora, Riyat Aslan ve Erdal Koçan, sorgularının ardından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Aşkın Gürgün, Ümit Ateş, Abdullah Acar, Süleyman Kılınç ve Mehmet Bozan ise yaklaşık 8 saat süren savcılık sorgusundan sonra serbest bırakıldı.
İstanbul Nöbetçi 4 No'lu DGM Yedek Hakimliği'nce yaklaşık 5 saat süreyle sorgulanan 19 kişiden Murat Çirik ile Deniz Çavaş tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalırken, Fırat Delibaş ile Salih İmren'in de aralarında bulunduğu 17 kişi, ‘‘çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, örgüt üyesi olmak, yardım ve yataklık etmek’’ ile diğer suçlardan tutuklandı.
Mahkemenin kararının ardından Efraim Yücel Metris Cezaevi'ne, diğer erkek tutuklular Bayrampaşa Cezaevi'ne, kadın tutuklular ise Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'ne gönderildi.
Cengiz İmren'in eski sevgilisi Seren Serengil, saat 17.00 sıralarında DGM'ye gelerek saat 01.00 sıralarında biten sorgulamanın sonuna kadar bekledi. Serengil, DGM otoparkındaki Hummer cipi içinde tam 8.5 saat davanın gelişmesini takip etti. Cengiz'in tutuklandığını öğrenen Serengil, kapıda bekleyen medya mensuplarının görüntü almasını önlemek için koltuğa yatarak gizlendiği Hummer cipiyle ayrıldı.
DELİBAŞ: Emniyet komplo kurdu
Fırat Delibaş, soruşturmayı yöneten DGM Savcısı Sinan Ali Yaşar'a verdiği ifadesinde suçlamaların asılsız olduğunu öne sürerek ‘‘bunun emniyetin komplosu’’ olduğunu söyledi. Otopark işletmeciliğini yaptığını belirten Delibaş, çocukluğunda kapkaç yaptığını, ancak 10 yıldır bu işlere bulaşmadığını iddia etti. Fırat Delibaş şarkıcı Cengiz İmren'le olan ilişkisiyle ilgili olarak da ‘‘Cengiz'in eniştesini tanıyorum. Cengiz İmren İstanbul Plak'la kaset yapmak için sözleşme yapmış, ancak İstanbul Plak'la çalışan sanatçıların şarkıları müzik kanalı Kral TV'de yayınlanmadığı için buradaki sözleşmesini sona erdirip Erol Köse ile çalışmak istiyormuş. Ben İstanbul Plak'ın sahibini tanıdığım için bu konuda benden aracılık yapmamı istediler’’ diye konuştu. Beyoğlu İmam Atak Sokak'ta kurşunlama olayıyla ilşkisi olmadığını söyleyen Delibaş, olay tarihinde Diyarbakır'da olduğunu da öne sürdü.
Ölüm korkusu imzalatmadı
Fırat Delibaş'ın kurduğu çetenin üyeleri, polise itiraf ettiklerini ‘‘öldürülürüz’’ korkusu yüzünden imzalamadı. Zanlılar, gözaltındaki süre boyunca sorgulama tekniği olarak ‘‘sohbet’’i seçen polislere Güneydoğu illerinden getirilen çocukların bir süre eğitildiğini ve suç işlemek üzere sokaklara salındığını anlattı. Sohbet sırasında konuşan zanlılar, ifadeleri resmi tutanaklara geçirileceği sırada ‘‘Böyle yazılırsa öldürülürüz’’ diyerek imza atmadı ve ifade değiştirdi.
Fırat Delibaş, Efraim Yücel, Sevgi Özöcal, Cengiz İmren (Salih İmren), Bayram Demirkıran, Fatma Sesçakan, Muzbahattin Kartal, Deniz Çavaş, Ramazan Gülsever, Murat Çirik, Funda Öngür, Bünyamin Bilge, Aynur Sevsin, Hasan Nuri Sülün, Mehmet Şerif Gören, Ramazan Candemir, Melih Bora, Riyat Aslan ve Erdal Koçan, sorgularının ardından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Aşkın Gürgün, Ümit Ateş, Abdullah Acar, Süleyman Kılınç ve Mehmet Bozan ise yaklaşık 8 saat süren savcılık sorgusundan sonra serbest bırakıldı.
İstanbul Nöbetçi 4 No'lu DGM Yedek Hakimliği'nce yaklaşık 5 saat süreyle sorgulanan 19 kişiden Murat Çirik ile Deniz Çavaş tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalırken, Fırat Delibaş ile Salih İmren'in de aralarında bulunduğu 17 kişi, ‘‘çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, örgüt üyesi olmak, yardım ve yataklık etmek’’ ile diğer suçlardan tutuklandı.
Mahkemenin kararının ardından Efraim Yücel Metris Cezaevi'ne, diğer erkek tutuklular Bayrampaşa Cezaevi'ne, kadın tutuklular ise Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'ne gönderildi.
Cengiz İmren'in eski sevgilisi Seren Serengil, saat 17.00 sıralarında DGM'ye gelerek saat 01.00 sıralarında biten sorgulamanın sonuna kadar bekledi. Serengil, DGM otoparkındaki Hummer cipi içinde tam 8.5 saat davanın gelişmesini takip etti. Cengiz'in tutuklandığını öğrenen Serengil, kapıda bekleyen medya mensuplarının görüntü almasını önlemek için koltuğa yatarak gizlendiği Hummer cipiyle ayrıldı.
DELİBAŞ: Emniyet komplo kurdu
Fırat Delibaş, soruşturmayı yöneten DGM Savcısı Sinan Ali Yaşar'a verdiği ifadesinde suçlamaların asılsız olduğunu öne sürerek ‘‘bunun emniyetin komplosu’’ olduğunu söyledi. Otopark işletmeciliğini yaptığını belirten Delibaş, çocukluğunda kapkaç yaptığını, ancak 10 yıldır bu işlere bulaşmadığını iddia etti. Fırat Delibaş şarkıcı Cengiz İmren'le olan ilişkisiyle ilgili olarak da ‘‘Cengiz'in eniştesini tanıyorum. Cengiz İmren İstanbul Plak'la kaset yapmak için sözleşme yapmış, ancak İstanbul Plak'la çalışan sanatçıların şarkıları müzik kanalı Kral TV'de yayınlanmadığı için buradaki sözleşmesini sona erdirip Erol Köse ile çalışmak istiyormuş. Ben İstanbul Plak'ın sahibini tanıdığım için bu konuda benden aracılık yapmamı istediler’’ diye konuştu. Beyoğlu İmam Atak Sokak'ta kurşunlama olayıyla ilşkisi olmadığını söyleyen Delibaş, olay tarihinde Diyarbakır'da olduğunu da öne sürdü.
Ölüm korkusu imzalatmadı
Fırat Delibaş'ın kurduğu çetenin üyeleri, polise itiraf ettiklerini ‘‘öldürülürüz’’ korkusu yüzünden imzalamadı. Zanlılar, gözaltındaki süre boyunca sorgulama tekniği olarak ‘‘sohbet’’i seçen polislere Güneydoğu illerinden getirilen çocukların bir süre eğitildiğini ve suç işlemek üzere sokaklara salındığını anlattı. Sohbet sırasında konuşan zanlılar, ifadeleri resmi tutanaklara geçirileceği sırada ‘‘Böyle yazılırsa öldürülürüz’’ diyerek imza atmadı ve ifade değiştirdi.