Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2003 00:00
GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, tezkerenin kabulü için ne demişti?‘‘Askerimiz tek kurşun atmadan geri dönecek.’’Bırakın Türk askerini, oradaki peşmerge bile neredeyse kurşun atmadı.Bu savaşın rakamlarına bakın.Önce kuzey cephesi diye gözümüzde büyüttüğümüz şey.Sadece 4000 Amerikan askeri yetti.BAĞDAT’A 6500 ASKER‘‘Stalingrad Savunması’’ beklediğimiz Bağdat’a ise sadece 6500 Amerikalı asker yetti.Daha doğrusu 49 tank, 6500 asker.Sonra Vietnam'a döner diye korktuğumuz o şanlı direniş.Sadece 21 gün yetti.Yani bizim bir tezkereyi kabul edip etmemek için geçirdiğimiz zamanın neredeyse üçte biri kadar süre.Ya o yenilmez denilen anlı şanlı Medine Tümenleri, Cumhuriyet Muhafızları, Nabukadnezar Tugayları...Meğer hepsi zalim diktatörün uydurduğu yalan dekorlarıymış.Irak'ın güneyinde, çöllerin ortasında küçücük siperlerde ellerinde beyaz bayraklarla tek başına bırakılan o garibanlara bakınca, diktatörün etrafındaki o korkak çembere öfkem daha da artıyor.Meğer ne kadar süflilermiş.Nerede o futbol takımına efelenen Uday ve kardeşi.Yahu insan şeref için tek kurşun atar.Onu bile atmadan sır oldular.Emin olun eğer hálá hayattalarsa, sonları, o çok güvendikleri Cumhuriyet Muhafızları'nın elinden olacak.Bütün diktatörlerin trajedisi budur.‘‘Saddamcılık’’ Irak'ta bitti.Bölgemiz, 25 yıldan beri başına bela olan bir rejimden kurtuluyor.Ve ne yazık ki Türkiye, yanı başındaki bu tarihi olayın aktörü değil, açık tribündeki seyircisi gibi bu olayı uzaktan izlemekle yetiniyor.Neden?Çünkü İslamcı kesimi, Saddam'ın şahsında ‘‘cihat ruhunun’’ şahlanışını gördü.Solcu takımı ise 1970'li yıllarda içine gömdüğü ‘‘anti-Amerikancılığın’’ sonunda zafere ulaşacağına inandı.DOMİNO TAŞLARIGelelim meselenin asıl yanına.Arkadaşlar, Irak dediğimiz devlet, bundan 83 yıl önce, şimdi Basra'ya giren o İngilizlerin çöl mühendislerinin cetvelleriyle ortaya çıkmış suni bir siyasi coğrafya değil miydi?O askeri ve siyasi mühendisler, oralara gitmeye bile lüzum görmeden, önlerine serdikleri Ortadoğu haritasını cetvellerle çizerek, ortasına Irak yazmadılar mı?Saddam dediğimiz diktatör de bu suni devletin káğıttan diktatörü değil miydi?EVET DESEYDİKSöyleyin Allah aşkına, biz hangi büyük ideal uğruna, bu rejimi yıkan koalisyonun fasulyeden ortağı haline getirildik?Meclisimizden evet oyu çıktığı halde, saçma sapan bir yorumla bunu ‘‘Hayır’’ olarak yorumlayan ve bunu Türk halkına ‘‘demokrasinin zaferi’’ olarak yutturmaya kalkanlara sesleniyorum.Türkiye bu tezkereye evet deseydi, bu savaş daha kısa sürecekti.Daha az insan ölecekti.Şehirler daha az tahrip edilecekti.Ama artık geleceğe dönme zamanı.Saddam gitti. Emin olunuz Irak halkının geleceği daha parlak. Basra'da, Necef'te, Kerbela'da gördüğümüz o perişan insanlara 5-10 yıl sonra yine bakacağız.Bu ülkenin petrolü onların refahı için harcandığı zaman Mezopotamya'ya nasıl bir hayat geleceğini inşallah hep birlikte göreceğiz.O petrolden elde edilen gelir, diktatörün zevksizlik örneği saraylarına, kimyasal silahlara, füzelere, Cumhuriyet Muhafızı denilen imtiyazlı kabadayı taslaklarına değil de halkın refahı için harcandığı zaman, bu İslam ülkesinde ne mucizeler yaratılabileceğini göreceğiz.Emin olunuz, Bağdat'ta devrilen Saddam heykelleri, domino taşı gibi bölgenin öteki Baas rejimlerinin üzerine de yıkılacaktır.Irak'ta savaşa sadece insani nedenlerle karşı olan samimi insanlara seslenmek istiyorum.İçiniz rahat olsun.O insanlar Saddam mezaliminden kurtuldular.Şimdi sıra, Türkiye'nin içinde çöreklenmiş Saddamcılığı ve Üçüncü Dünyacılığı yıkmakta.BİRİNCİ GÖREVYani Türkiye'yi Batı'nın gelişmiş bir üyesi haline getirmekte.Türkiye'de genç kuşakların birinci görevi bu olmalıdır.Çünkü Bağdat'ta yıkılan Baas heykelleri Türkiye'nin önünü de açabilir.
button