Nuran ÇAKMAKÇI
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2011 00:00
Selda Koydemir, Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nü bitirdikten sonra, ODTÜ’de doktora yaptı. Kafayı utangaçlığa takan akademisyen Türkiye’nin yanı sıra, Florida State ve Londra Roehampton Üniversitesi’nde de gençlerde sosyal kaygı üstüne araştırmalar yaptı. İnternet ve utangaçlık ilişkisini inceledi. Koydemir’e göre seslerin, kimliklerin ve görüntülerin olmadığı sanal dünyada gençler kendini ifade ederek utangaçlıktan sıyrılıyor
Ne oldu da son zamanlarda gençler arasında utangaçlık arttı?
- Batı ülkelerinde utangaçlık arttı diyebiliriz. Teknoloji ve medya utangaçlığı etkilemiş olabilir. Utangaçlar internete yöneliyor. İnsanların kendilerini ve sosyal becerilerini geliştirememesi de bir başka neden.
İnternetle utangaçlık arasındaki ilişki nedir?
- Araştırmalar kesinlikle bir ilişkiden bahsediyor. İnternetin aşırı ya da sorunlu kullanımıyla utangaçlık ve sosyal kaygı arasında bir ilişki var. Sorunlu kullanım arttıkça utangaçlık da artıyor. Yalnızlık ve depresyon gibi diğer sıkıntılarla da ilişkisi var. Ama bu bir neden-sonuç ilişkisi değil. Kişilik özelliği olarak, kaygı nedeniyle sosyal ortamlardan kaçınanlar da internete yöneliyor.
Niye böyle oluyor?
- Çünkü kendini orada rahat hissediyor. Chat odalarında ve Facebook’ta kimlik değiştirebilir, görüntüsünü paylaşmaz. Ses de yok. Sadece yazarak ve düşünerek konuşmak gibi bir şey. Bu yüzden aşırı yani sorunlu kullanım oluşuyor. Utangaçlarda internet bağımlılığı olma oranı bu nedenle çok yüksek.
Sosyal paylaşım ya da arkadaşlık sitelerine ilginin nedeni bu mu?
- Hayır. Günlük hayatta yüz yüze iletişim kursak da daha fazlasını istiyoruz. Dışa dönük, sosyal ve yeterince arkadaşı olanlar da bu siteleri çok kullanıyor. Kendilerini daha fazla geliştirmek, ilişkilerini artırmak istiyor ve en önemlisi eğleniyorlar. Eski arkadaşlıklarını tekrar yeşertmek, üstüne bir şeyler katmak istiyorlar. Çünkü bu temel bir ihtiyaç, illa sosyal kaygı yaşayanlar kullanmıyor bu mecraları.
SERBEST GENÇLER BİLE SOSYAL SIKINTI YAŞIYOR
Ama yetişkinlerin çoğu gençlerin rahat hareket ettiğini ve utanmadıklarını düşünüyor...
- Orada utanma duygusu ahlaki bir boyuta giriyor. Genç çok serbest olabilir ama onun sosyal olarak kaygı duymadığı anlamına gelmiyor. Topluluk karşısında konuşmaktan çekinebilir ve konuşamayabilir. Ya da bir otorite figürüyle karşılaştığında; mesela iş görüşmesinde utangaçlık, sosyal kaygı yaşayabilir. Yani ‘durumsal utangaçlık’ dediğimiz bir şey de var. Bir kişilik özelliği olarak belirli ortamlarda çıkabilir. O yüzden gençleri yargılamadan önce, hangi durumlarda ve neden kaygı hissettiklerine bakmak lazım. Tamam, daha serbestler ve kendilerini ifade ediyorlar. Daha bağımsız olmak istiyorlar ama bir taraftan da sosyal kaygılar yaşıyorlar. Çünkü geliştiremediği birtakım şeyler var bu gençlerin.
Ne zaman sorun oluşuyor?
- Haftada 40 saat veya üstünde kullanıyorsa, günlük yaşamını etkiliyorsa, uyku düzenini bozuyorsa ve internetsiz yaşayamayacağını düşünüyorsa sorunlu kullanım vardır. İnternet eğlence, bilgi ve iletişim kurmak için kullanılıyor. Ben de çok fazla kullanıyorum ama bilgi edinmek ve biraz da iletişim kurmak için. Gençlerin çoğu eğlenmek ya da arkadaş edinmek için kullanıyor. Sadece bunun için çok fazla kullanıyorsa sorunlu bir ilişki vardır. Artık klasik boş zaman etkinliklerinin yerini bilgisayar ve internet almaya başladı. Bilgisayar başında çok fazla zaman geçirildiğinde yeme bozuklukları oluşuyor, hareket etmediği ve spora yönelmediği için olumsuz sonuçlar çıkıyor.
Yaklaşık 10 yıldır utangaçlık üzerine çalışıyorsunuz. Araştırmanızın en çarpıcı sonuçları neler?
- Türkiye’de aile tutumları ve çocuklardan beklenti nedeniyle utangaç gençlerin sayısı artıyor. Yani dışarıdan gelen beklentiler gençlerde utangaçlığa neden oluyor. Beklentilerin ve başkalarının kendisiyle ilgili düşüncelerinin yarattığı korkuların utangaçlığı yarattığına dair veriler var. İçe dönük utangaçlar interneti seviyor.
AİLENİN YÜKSEK BEKLENTİSİ GENÇLERİ UTANGAÇ YAPIYOR
Sizce internet bir tehlike mi, buraya girenler yalnızlaşıyor mu? Ne yapmak gerekiyor?
- Yüz yüze ilişkilerin yerine sanal ilişkileri koyuyorsa, sosyalleşmiyor ve bu ihtiyaçlarını internet aracılığıyla karşılıyorsa o zaman kesinlikle bir sıkıntı var. Eğer sorunlarıyla baş etmek için ya da kaçış olarak kullanıyorsa da sorun var.
Son yıllarda utangaçlığın artmasının nedeni ne?
- Aileler çocuklarından akademik başarı bekliyor, dışa dönük yetiştirmek istiyorlar. Özellikle modern aileler girişken ve sosyal çocuk olması için baskı kuruyor. Gençler bu baskılarla daha çok kaygı duymaya ve kendilerinden emin olmamaya başlıyorlar. Utangaçlık böyle oluşuyor.
Bahsettiğiniz utangaçlık hangi evrede başlıyor?
- Ergenlikte. Özellikle kimlik gelişimi sırasında yeterli müdahale yapılmaz, yardım sağlanmazsa yetişkinlikte bunun sosyal kaygı hatta fobiye doğru gittiğini görüyoruz. Çocuklar içine kapanmaya ve sosyalleşmemeye başlıyor. Arkadaşlarıyla görüşmeleri azalıyor, sosyal ortamlardan kaçınıyor, bir yere davet edildiği zaman gitmeme bahaneleri uyduruyor, tek başına bir şey yapmak istemiyor. Biriyle konuşurken kızarma, titreme, aşırı heyecan, topluluk önünde konuşamama, söz alamama ve kendini ifade edememe de utangaçlığın ipuçları olabilir.
Hangi tür aileler utangaçlıkta etken?
- Kural koymayanlar. Bir de çok otoriter ailelerde çocuk kendine güvenini kaybediyor, korkmaya başlıyor. Genellikle büyük şehirlerde yaşayan ve modern ailelerde bunu görüyoruz. Çalışan anneler gençliğinde yapmak istediklerini çocuklarından bekliyor. ‘Seni şu kursa yazdırdım, bu alanda ilerlemeni istiyorum’ demesi bir baskı. Belki çocuk bunu istemiyor, ama anne-baba çocuğa seçme şansı sunmuyor. Çocuğun hafta sonları, akşamları doluyor. Kurstan kursa koşturuyor.
Bu beklentiler de utangaçlığı tetikliyor.
Evet, çünkü artık çocuğun kendisi konuşamaz duruma geliyor. Her şey önüne sunuluyor, isteklerini söyleyemiyorlar. Beklentiler artınca “Ya ben bunları karşılayamazsam” gibi düşüncelerle de korku ve kaygılar başlıyor.
RİSKLİ GRUP İÇİN TEHLİKE VAR
İnternetin kullanımı daha fazla utangaçlığa ya da yalnızlaşmaya yol açacak diye düşünmüyorum. Sadece riskli grup için tehlike var. Yalnız, utangaç veya depresyon yaşayan gençler için sıkıntı söz konusu. Riskli grup gittikçe artıyor ama bunu teknoloji yapmıyor. Çevresel etkenler, aile tutumları, yeterince sağlıklı arkadaşlıklar kuramama, kişisel birtakım sorunlar ve kendine güvenmeme gibi nedenlere bakmalı. İnternet ve sosyal paylaşım sitelerini kullanarak sanal sosyalleşmeyle gerçek kimliğinden uzaklaşmaya başlıyor.