Güncelleme Tarihi:
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, dün İstanbul’da Türkiye Genç İşadamları Derneği 18’inci Olağan Genel Kurul Toplantısı’na katıldı. Şentop, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Muhalefetin “Montrö Boğazlar Sözleşmesi tartışmaya açılacak” söylemlerinin hatırlatılması üzerine Şentop şunları söyledi: “Bir televizyon programında konuşurken uluslararası sözleşmelerle ilgili de görüşlerimi ifade ettim. Bir anlaşma, sözleşme ismi zikretmedim. Soruyu soran gazeteci arkadaşımızın iyi niyetle sorduğuna da eminim. Bazı anlaşmaların isimlerini zikrederek sordu. Ben yine herhangi bir sözleşmenin ismini telaffuz etmeksizin anayasanın 90’ıncı maddesinde, uluslararası anlaşmalarla ilgili iç hukuktaki düzenlemelerden bahsettim. Programdan bir süre sonra bazı çevrelerin başta Montrö olmak üzere bazı antlaşmalarla ilgili bana yönelik bazı isnatlar, yani benim kullandığımı ifade ettikleri sözler olduğunu gördük.
ORTALAMA BİR ZEKÂ SEVİYESİ
Şüphesiz siyasetçi olarak konuşurken ortalama bir zekâ seviyesini hesap ederek konuşuyoruz. Bunun altında olan arkadaşlar varsa siyasetçi, bürokrat, gazeteci onlarla ilgili benim yapabileceğim pek bir şey yok. Konuşma metni açıktır, konuşmam canlı olarak var. Şunu tekrar ifade etmek istiyorum; gerek Lozan gerek Montrö gibi antlaşmaların özel bir durumu vardır. Ben boşanma ile ilgili bir prosedür anlatsam insanları boşanmaya teşvik etmiş mi olurum?
Uluslararası antlaşmaları hukuk tekniği bakımından konuştuk.
‘MARMARA’ ÖRNEĞİ
Montrö, Lozan gibi antlaşmalar ile ilgili hususta çıkma gibi mevzu bahis olmayacağını çok çarpıcı, akılda kalıcı bir ifade ile söyledim. ‘Marmara Denizi’nden ne kadar ayran yapılabilirse bu antlaşmalardan da çıkmak da öyledir’ dedim. Bunun imkânsızlığını ifade etmek için bunu da kullandım.
Başta Montrö olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu ve bizim İstiklal Harbi neticesinde kazanmış olduğumuz, elde etmiş olduğumuz mevzilerle ilgili hiçbir tartışma yoktur. Böyle bir tartışma bizim aklımızdan da geçmez. O konuşmada da böyle bir şey yoktur. Benim uluslararası anlaşmalarla ilgili genel hükümler çerçevesinde hukuki boyutu anlatmam söz konusudur.
CİDDİYETE DAVET EDİYORUM
Herkesi ciddiyete ve fikir haysiyetine sahip çıkmaya davet ediyorum.
Son bir şey daha söylemem lazım. Türkiye’nin güvenliğini, sınırlarını, kara vatanımızın ve deniz vatanımızın mavi vatanımızın sınırlarını koruyan anlaşmalar değildir. Bunu koruyan bizim devletimizin kudretidir, ordumuzun gücüdür, milletimizin istiklal sevdasıdır.” ◊ Gül KABA / DHA