Senin 15 saniyeliÄŸine ÅŸöhret olanlardan haberin var mı Andy

Güncelleme Tarihi:

Senin 15 saniyeliğine şöhret olanlardan haberin var mı Andy
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 17, 2004 00:00

Pop art kültürün ikonu Andy Warhol, ‘‘Herkes 15 dakikalığına şöhret olacak’’ diyerek 20. yüzyılı özetlemiÅŸti. Bu kült cümle bugün de geçerliliÄŸini koruyor.EÄŸer Andy Warhol yaÅŸasaydı olup bitenleri gördükten sonra ünlü cümlesini ‘‘Herkes 15 saniyeliÄŸine şöhret olacak’’ diye 21 yüzyıla uygun hale getirirdi. Hele bir de Türkiye'ye gelseydi! Bizim ülkede bir şöhret hortumu var: Sonradan adını, sanını, suretini bile hatırlamakta zorlandığımız birçok kiÅŸiyi günlerce konuÅŸuyor, tartışıyor, eÄŸleniyor, sonra da unutuveriyoruz. Hortum onları öyle hızla yutuyor ki ne olduklarını, ne yaptıklarını bilmiyor, hatta merak bile etmiyoruz. Bir kereliÄŸine olsun merak ettik, iÅŸte ortaya çıkan durum...MAÄ°L BÃœYÃœKERMAN Meclis’ten televolelere her yerdeydi ÅŸimdi kitabını duyuramamaktan dertliBir milletvekili deÄŸil, sanki bir performans sanatçısıydı. Atatürk'e benzemek için kaÅŸlarını uzatıp, Atatürk'ün sesini taklit ederek 10. Yıl Nutku'nu okumaya baÅŸladığında, benim diyen stand-up'çılara taÅŸ çıkartıyordu. DSP'den EskiÅŸehir milletvekili seçilmiÅŸti ama kendi sınırlarını aÅŸtığını düşündüğünden istifa edip cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinde adaylığını koydu. Niye aday olduÄŸunu anlattığında, dinleyen milletvekili sayısı rekor seviyedeydi ve Meclis belki de tarihinde hiç bu kadar eÄŸlenmemiÅŸti. CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinde sadece üç oy almıştı ama olsundu. Yılmamıştı.Ebru Åžallı'dan Deniz Akkaya'ya, Tarkan'dan Seda Sayan'a kadar bulaÅŸmadığı kalmadı. Mankenler için, ‘‘Bütün güzelleri baÄŸlamışlar, çirkinleri ortalığa salmışlar. Deniz Akkaya'ya bak, bacakları çarpık. Bacakları güzel olanlar yok mu? Var. Benim bacaklarım güzel. Çünkü ben kundakta büyümedim’’ gibi veciz laflarla bir süre için televole dünyasında altın yumurtlayan tavuk muamelesi gördü. Bu sözlerinden sonra hızını alamamış ve güzellik yarışmaları düzenleyen Süha Özgermi'ye ‘‘Erkek güzellik yarışması yap da biz de katılalım’’ diyerek özgüven testinin sınırlarını zorlamıştı. Zaten ÅŸov programlarının vazgeçilmeziydi. Bir televizyon programında Tarkan için, ‘‘Tarkan çirkinin ta kendisi. Gözleri birbirine çok yakın. Hem de lens. Hele o saçlar? Kirpi gibi. Hem o gitsin entari giysin, o kadar kıvırmaya ancak öyle ÅŸeyler giyilir’’ diyerek kaptırmış gidiyordu. Ama bütün bunların yanı sıra bir ayrıntı insanıydı. Bir basın toplantısı düzenleyerek gecenin yarısı tüpü bitip, çayını kahvesini demleyemeyen ailelerin dramına parmak basmıştı. Derhal ‘‘Nöbetçi tüpçü’’ sistemine geçilmeliydi. Süperdi!Tufaya geldiÄŸi zamanlar olmadı mı? Oldu. Sisi ile katıldığı bir program çıkışında, ‘‘Sisi Hanımefendi’nin transatlantik olduÄŸunu çekimlerden sonra anladım. Hayret hiç de belli deÄŸildi’’ diyerek yeteri kadar uyanık olamamanın verdiÄŸi yeisle programdan ayrıldı. Siyasette hayal kırıklığına uÄŸradıkça, gün geçtikçe çok sevdiÄŸi kameralara da kızar olmuÅŸtu. CHP onu reddedince kameralara, ‘‘Hep çekim, hep çekim. Çekmeniz ÅŸart mı’’ diye tersleniyordu. Karşılıklı olarak iÅŸtahlar kapanmıştı artık. Onu en son gördüğümüzde Yeni Harman dergisinde yazılar yazıyordu. Åžimdilerde memleketi EskiÅŸehir'de kendi halinde bir hayat sürüp, birkaç açılışa katılıyor. Hatırını sormak için aradığımda, Osmanlı Tarihi ile ilgili kitabını yazıp bitirdiÄŸini, ama diÄŸer yazarlar gibi ‘‘abidik gubidik’’ reklam yapmadığı için sesini duyuramadığını söylüyordu.KOMPELAEn büyük eÄŸlencemizdi, ÅŸimdi kendi halinde bir Ä°ngilizce öğretmeni Mori Kante'nin ‘‘Ye ke ye ke’’li günleriydi. Güney Afrika'dan, Gaziantepspor'a Kompela isminde acayip bir futbolcu transfer olmuÅŸtu. Kameraların gücünü keÅŸfetmesi uzun sürmemiÅŸti. Kameralar karşısında çiÄŸ köfte yoÄŸurmaya baÅŸlayıp, bir yandan da‘‘Allahim neydu gunahim’’ diye ÅŸarkı söylemeye baÅŸladığında artık yeni bir ‘‘oyuncağımız’’ olmuÅŸtu. Türkçe’yi üç yılda sular seller gibi konuÅŸmaya baÅŸladı. Åžov programlarında kapanın elinde kalıyordu. Herkesin kankası olmuÅŸtu. Mesela Kibariye onu, ‘‘Kompiiiş’’ diye çağırıyordu. Çok geçmedi bir televizyon kanalında, ‘‘Akın Akın Kompela’’ adında bir spor programı yapmaya baÅŸladı. Öyle baÅŸarılıydı ki, bir süre sonra AyÅŸen Gruda ile birlikte Türk televizyon tarihinin en unutulmayacak program isimlerinden biriyle karşımızdaydı: Ana'nın Kompelası!Ä°ki repliÄŸi kulaklardan hiç gitmedi. Bir maç çıkışında, kavga ettiÄŸi bir futbolcu için, ‘‘Bana pizivink didi’’ lafı neredeyse ‘‘Maraba Televole’’ kliÅŸesinin tahtını sarsıyordu. Yine bir televizyon programında, zenci bir futbolcu için, ‘‘Yemyem abijim bunlar, adam yiyolar’’ diyerek aslında hem eÄŸleniyor hem de bizlerle kafa buluyordu. Bir süre sonra futbol hariç her ÅŸeyi yapar olmuÅŸtu. Onu Atatürk Havalimanı'nda en son gördüğümüzde Mercedes kaçakçılığından sınırdışı ediliyordu. Ä°ngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu olan Kompela'nın ÅŸu anda Güney Afrika'da Ä°ngilizce öğretmenliÄŸi yaptığı biliniyor.EMÄ°RE KALKANCIBurberry'li kadın ÅŸimdi çikolatacı28 Åžubat şöhretlerindendi. Sahte tarikat lideri kocası Ali Kalkancı vesilesiyle varlığından haberdar olmuÅŸ, Burberry takımlı tesettürüyle dikkatlerimizi çekmiÅŸti. Önce UÄŸur Dündar'a sonra da kapak olduÄŸu haber dergilerine anlattıklarıyla kısa sürede Türkiye'nin en tanınmış kadınlarından olup, çıktı. Fırsatı kaçırmadı, önce kocasını boÅŸadı, sonra tesettürünü attı. BaÄŸdat Caddesi'nde bir pastane açarak ‘‘tatlı’’ bir iÅŸ yapmaya baÅŸladı. Sonrasında Bodrum sahilde bir disko açmak istemiÅŸ, müşterileri rahatsız olmasın diye de sahile 25 metrelik bir duvar ördürmüştü. 28 Åžubat dönemi bitince, o dönemin ‘‘malzemeleri’’nden Emire Kalkancı da rafa kalktı.LEVENT ORANBugünkü hayatından onu meÅŸhur edeni sorumlu tutuyor SavaÅŸ Ay'ın ‘‘A Takımı’’ programına katılıp, kadınlara dayak atılsın diyerek baÅŸlayan şöhretinin saçlarını sarıya boyatarak ÅŸarkıcılığa kadar varabileceÄŸini hayal bile edemezdik. O zamana kadar kim olduÄŸu bile bilinmeyen Levent Oran, artık mikrofon gördüğü her yerde kendince atıp tutmaya baÅŸlamıştı. Bir sıkımlık şöhret uÄŸruna bıçaklandı, iki kez silahla bacaklarından vuruldu, defalarca dayak yedi. Bütün bunları sadece bir yıl konuÅŸulmak için yaptı. Bir yılın sonunda onu artık kimse hatırlamıyordu. Son bir hamleyle, ‘‘Yaptıklarımın hepsi roldü. Türkiye'nin kanayan bir yarasına parmak basmak için yapmıştım’’ manevrası yaptıysa da çoook geçti. En son bir televizyon programında saçı sakalı birbirine girmiÅŸ vaziyette görüldüğünde şöyle diyordu: ‘‘Çok periÅŸan durumdayım. Beni SavaÅŸ Ay meÅŸhur etti. Åžimdi de yardım etsin.’’ Ama akıllanmış mıydı tartışılırdı. Stüdyoya berber getirildi, yayında bir güzel tıraÅŸ edildi. Kendisinden bir daha haber alınamadı.KONT ADNANUnkapanı'nda telefonu çalsın diye bekliyorKaradeniz rap'i yaptığını söyleyen 35'lik rakı boyutunda ÅŸahane saf bir Karadenizliydi. Rap müziÄŸinin Trabzon'dan çıktığını ve bütün dünyanın oradan esinlendiÄŸini iddia eden fantastik bir kiÅŸilikti. Birileri kafasındaki kasketi ters takarsa ve acayip kılıklar giyerse rapçi olduÄŸuna onu inandırmıştı. ‘‘Niye Kont’’ diye sorulduÄŸunda, ‘‘Lord gibi bir ÅŸey iÅŸte’’ demiÅŸti. Kendisiyle röportaja giden arkadaşımız Emel Armutçu'ya jest yapmış ve hemencecik bir beste yapmıştı: ‘‘Armut dalda asulsun/Emel Hanım nasulsun/Bu söyledüklerimiz, gastelere basulsun‘‘!Ama asıl kopma noktamız ve dilimize pelesenk olan ÅŸarkısı, Türk Hava Yolları'nda gördüğü bir hostese bestelediÄŸi ÅŸarkıydı. Neredeyse bütün okul servislerindeki öğrenciler, camları açar ve o türküyü söylerdi: ‘‘ArmaÄŸan boylarunda/Bilezuk kollarunda/hostes kıza vuruldum/Türk Hava Yolları'nda.’’ Kont Adnan ÅŸu anda Unkapanı'nında kendi kurduÄŸu Karadeniz Müzik firmasında, telefonunun çalıp birilerinin hatırını sormasını bekliyor. Bu arada boÅŸ durmuyor, kendi tabiriyle ‘‘çok manyak’’ bir müzikle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.KETOEn son nerede görüldü kimse hatırlamıyorGerçek adını hiç bilmedik. Hayatımıza Keto olarak geldi, Keto olarak gitti. Medyum MemiÅŸ'in Keto'yla birlikte çıktıkları bir televizyon programında, Sevda Demirel'in Hande Ataizi'ye attığı ‘‘Ne dedin sen. Şıraak’’ efektli tokat misali Keto'ya ‘‘bindirmesi’’ aylarca konuÅŸulmuÅŸtu. Keto yediÄŸi tokat nedeniyle bir nefeslik şöhretinin zirvesindeydi artık. KekemeliÄŸi ve yediÄŸi tokat Levent Kırca'dan sekmedi ve Olacak O Kadar programında defalarca hicvedildi. Ama azimli Keto yılmadı. Karşımıza uduyla birlikte ÅŸarkı söyleyen biri olarak çıktı. Hızını alamadı, kaset çıkarmaya kalkıştı. Ama memleketin áli menfaatlerini düşündüğünü söyleyen birileri tarafından susturuldu. En son nerede sesinin soluÄŸunun duyulduÄŸunu kimse hatırlamıyor bile. TUĞÇE SANKobrayla ÅŸarkı söylemiÅŸtiAcayip cüsseli, uzun saçlı, acayip kılıklı, boynunda kobrayla sahneye çıkıp, ‘‘Tuğçe San geliyooooorrr. Nihahohahooh’’ diye ÅŸarkı söyleyen Jennifer Lopez popolu bir ÅŸarkıcı vardı. Adı da ÅŸarkısındaki gibi Tuğçe San'dı. O dönemde, ‘‘Bu Tuğçe San, bu da anjinsan’’ gibi lise geyiklerine çok sık maruz kaldı. Almancı bir ailenin kızıydı, ne kobrayla televizyona çıkması ne de poposunu sallaması ona kalıcı şöhreti saÄŸlamadı. Birkaç yıl Türkiye'de kaldıktan sonra ‘‘sigara almaya çıkıyorum’’ deyip Almanya'daki ailesinin yanına döndü. Kendinden yaşça büyük biriyle evlendi ve hálá Almancı olarak hayatına devam ediyor. Kobrasından ise hiç haber alınamıyor.BARBAROS HAYRETTÄ°NEn son Almanya'da görüldüBir gün televizyonlarımızı açtık, acayipliklere alışıktık ama demek hálá yeteri kadar eÄŸitilmemiÅŸtik ki, donduk kaldık. Uzun saçları, palyaço papyonu ve yarım metrelik gözlükleriyle, ‘‘Ben sizin babanızım ben ne dersem o olur’’ diyen birisi karşımızda ÅŸarkı söylüyordu. Adı da Barbaros Hayrettin'di. Uzun bir süre kendisinin ÅŸarkıcı olmadığına, Mustafa TopaloÄŸlu tarafından Türkiye'ye kısa süreli bir ziyarete gönderilen uzaylı olduÄŸuna inanmak istedik. Ama bir kez daha yanılmıştık iÅŸte. Åžarkı, futbol statları dahil her yerde büyük yankı uyandırmıştı. Fenerbahçeliler baÅŸkanları Ali Åžen'e maç öncesinde bu ÅŸarkıyla büyük tezahürat yapıyorlardı: ‘‘Sen bizim babamızsın, sen ne dersen o olur’’! Babalı ÅŸarkısının büyük baÅŸarısından sonra Barbaros Hayrettin, ‘‘dumur öyle olmaz böyle olur’’ dedirten ikinci ÅŸarkısını patlattı: Sevgilim sevgilim nasılsın/Burnun kapıya kısılsın/Diskoda hop hop oynarken/Kot pantolonun yırtılsın! ‘‘Bu ülkede imajımdan müziÄŸime, klibimden güfteme marjinal bir müzisyenim’’ diyen Barboros Hayrettin'in, uzaya geri dönmeden önce Almanya'da görüldüğü bildiriliyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!