Ersin KALKAN
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2002 00:07
Saadet Partisi ile AKP arasında ipler gerilmeye başladı. Vakit Gazetesi ile SP'nin yayın organı Milli Gazete'de, AKP yöneticilerine yönelik yıpratma ve karalama kampanyası başlatıldı.
İlk
haber Vakit gazetesinde çıktı ve AKP İstanbul İl Başkanı Dr. Alaattin Büyükkaya'nın ‘dönme’ olduğu iddia edildi. Milli Gazete'de önce AKP kurucularından bir kısmının mason olduğu ileri sürüldü. Daha sonra da AKP İstanbul İl Başkanı Alaattin Büyükkaya ve üç il yöneticisinin 'Lions Kulübü' kurucusu oldukları iddia edildi. AKP İstanbul İl Başkanlığı, haberi yapan gazeteler aleyhine dava açarken, habere konu olan Ataköy Lions Kulübü, web sayfasında 'Salaklığın Böylesi' başlıklı duyurusuyla bu gazetelere karşı dava açtığını ilan etti.
SP ve AKP olarak iki ayrı partiye bölünen eski FP'liler arasındaki çekişme ortamı ısınmaya başladı. Kamuoyu önünde, liderler düzeyindeki nezaketleriyle dikkat çeken bu iki partiden SP, siyasal islam jargonunda küfür olarak kullanılan kavramlarla rakibine saldırıyor: Sabetayist.. dönme... Mason.. Lions... Dedikodularla ortaya çıkan bu saldırılar gazete sayfalarına yansıyarak, mahkeme koridorlarına kadar ulaştı.
HEDEFTEKİ ADAM AK PARTİ İL BAŞKANIAKP İstanbul İl Başkanı Alaattin Büyükkaya, bu kampanyanın en büyük hedeflerinden biri. TÜSİAD üyesi Büyükkaya, hayatında ilk kez politika arenasına çıktı. Daha önce siyasetle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan il başkanı, makamına oturur oturmaz siyasetin cilveleriyle yüzleşmek zorunda kaldı. Gazetelerde, Büyükkaya’nın İstanbul İl Başkanlığı binasında başörtülü kadın görmek istemediğine dair haberler çıktı. Haber, rakibinin açığını arayan SP için önemli koz oluşturdu.
Önce SP ile AKP arasında dengeli bir tutum izlemeye çalışan, daha sonra da ağırlığını SP'den yana koyan Vakit gazetesi yazarları, başörtüsü meselesini dillerine doladı. Oysa AKP il yönetiminde bulunan on kadın yöneticiden dördü başörtülüydü.
İSTANBUL GİBİ BİR ŞEHRİ SABETAYİSTE TESLİM ETTİLERAynı günlerde, fısıltı gazetesinde ‘‘Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul gibi bir kenti bir Sabetayist'e teslim etti’’ lafları duyulmaya başladı. Büyükkaya'nın Selanik göçmeni olmasından yola çıkılarak, Sebatayist ve dönme olduğu yolundaki söylentiler Meclis kulislerine kadar yansıdı. Vakit gazetesi, Alaattin Büyükkaya ile yaptığı bir röportajla bu dedikoduları sayfalarına taşıdı. ‘‘Sebataycı değilim’’ başlıklı söyleşide Büyükkaya, ‘‘Bunu çok net söylüyorum, dönme değilim. Konu çok farklı yönlere çekiliyor. Aile olarak aslen Konya-Karamanlıyız. Ailemiz Orhan Gazi zamanında Evlad-ı Fatihan olarak Selanik'e gönderilmiş. Annem ve babam orada doğup büyümüşler. Dedemler Selanik'te uçbeyi olarak görev yapmışlar. 1924'te tekrar geri dönmek zorunda kalmışlar. Müslüman-Türk ve muhafazakar bir insanım.’’ dedi.
BÜYÜK ARAŞTIRMACI-GAZETECİLİK İŞTE AK LİONSLAR!Bu sefer Milli Gazete AKP kurucuları arasında çok sayıda Mason olduğunu iddia etti. ‘‘Kulis Ankara’’ köşesinde yer alan bu iddia 14 Ocak'ta aynı köşede büyük bir ‘‘araştırmacı-gazeteci’’lik örneği olarak sergilendi: Büyükkaya Lions, ‘‘Yani mason biraderlerin, küçük biraderlerinden biri’’ydi! Milli Gazete'nin iki cevval yazarı internete Alaattin Büyükkaya ismini yazmışlar, arama motoruna basarak Ataköy Lion Kulübü'nün web sitesine ulaşmışlar, Bu sitede yer alan kulüp kurucuları listesinde Alaattin Büyükkaya ismini görünce hemen atlamışlardı. Oysa, ortada olan basit bir isim benzerliğiydi.
Milli Gazete, aynı kulübün diğer kurucu üyelerinin, AKP il yönetiminde yer aldığını öne sürmüşler. Büyükkaya'nın Ataköy Lions Kulübü'nün diğer yöneticileri olan Ender Ağın, Ertan Özkol ve Arif Sönmez'i de partinin il yönetimine taşıdığını iddia etmişler...
SALAKLIĞIN BÖYLESİMilli Gazete'de Alaattin Büyükkaya hakkında çıkan yazı üzerine Ataköy Lions Kulübü sert bir yanıt verdi. Kulübün web sayfasında (www.lions118e.org.tr/atakoy/kurucu) yer alan bu yanıt şöyle: ‘‘Saadet Partililer AK Partilileri karalamak için olmadık yollar deniyorlar. Bunlardan biri de trajı komik bir şekilde gerçekleşti ve bizim başımıza geldi. UYANIK bir araştırmacı Internet üzerinde AKP nin istanbul il başkanı olan Alaattin BÜYÜKKAYA'nın adını arattırınca bizim sayfalarımıza ulaşmış. Bulmakla yetinmeyip araştırmadan KARAÇALMAYA başlamış. İnanılmaz bir ONURSUZLUK örneği vererek diğer 3 üyemizi de İL yöneticisi yapmış.
Bu sayfayı ziyaret edenlere bir kere daha üstüne basa basa belirtelim, adı geçen Alaattin BÜYÜKKAYA ne kurucumuzdur ne de diğer yöneticilerimiz AKP nin il yönetiminde görev yaparlar. Bu haberi yapan onursuzlarla da yargı önünde hesaplaşacağız.
Fikir olmayan kafada küfür olur AKP İstanbul İl Başkanı Alaattin Büyükkaya, 1950 Tokat doğumlu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. İngiltere ve Fransa'da sigortacılık üzerine eğitim gördü. İş hayatına Başbakanlık Sigorta Denetleme Kurulu'nda başlayan Büyükkaya, İmtaş Sigorta'da genel müdür yardımcısı, Aksigorta'da ise genel müdürlük yaptı. Daha sonra Merkez Sigorta'yı kurdu. Halen TÜSİAD, Rumeli İşadamları Derneği, İş Dünyası Vakfı, Aydınlar Ocağı gibi sivil toplum kuruluşlarına üye. İngilizce, Fransızca ve Almanca biliyor. Kampanya için ‘‘fikir olmayan kafada küfür olur’’ diyor. Gelenekçi kanadın, temel değerleri istismar ederek, yalan üzerine bina ettikleri bir anti-propoganda kampanyası açtığını söylüyor.
Size yönelik saldırıların sebebi nedir?
-Bütün ideolojiler, bizi tek çiçekli bir bahçe haline getirmeye çalışıyor. Biz değişim için yola çıktığımız için akıllarınca yolumuza taş koyuyorlar. ‘‘Bize oy verenler Müslümandır, diğerleri patates dininden’’ diye yola çıkanlar, bir parçacık olsun değişime tahammül edemiyor.
Sizin 'dönme' olduğunuzu iddia ediyorlar? Dönmelik kötü bir şey mi?
- Tabii ki dönmelik kötü bir şey değil. Ama ben dönme değilim. Ben, çoğumuz gibi annesi babası Müslüman olduğu için İslamiyeti seçmiş bir insanım. Kendi aklıyla din değiştirip Müslüman olan insan, bence daha makbüldür.
AKP'nin siyasi jargonunda, Masonluk, Yahudilik, Sebetaycılık, Ermeni dölü, gavurluk, dönmelik gibi kavramlar küfür olmaya devam edecek mi?
- Hayır. Biz asla böyle bir yanlışa düşmeyeceğiz. Her insan bizim gözümüzde eşittir. Müslüman olmak ne bir fazlalık, üstünlük ve ayrıcalıktır ne de eksikliktir.
AKP'nin de bir zamanlar RP'nin yaptığı gibi size benzeyen yüzleri vitrine koyarak, arkadan bildiğini okuyacağı iddia ediliyor. Siz, siyasette bir vitrin mankeni olduğunuzu düşündünüz mü?
-Böyle bir şeye ihtimal vermiyorum. Türkiye'de siyaset tarihi göstermiştir ki böyle düşünen ve davranan politik hareketler bir müddet sonra başarıya değil marjinalleşerek yok olmaya mahkumdur. Ben siyasetin mankeni değil aktörü olduğuma inanıyorum. Partinin kurucularına baktığınız zaman 73 kurucumuz içinde iki ya da üç tanesinin Fazilet geleneğinden geldiğini görürsünüz. Gerisi benim gibi ilk defa siyasete girmiş olanlardır.
28 Şubat hakkında ne düşünüyorsunuz? RP-FP çizgisinin demokrasi konusunda samimi olduğuna inanıyor musunuz?
Ben arkadaşlarıma hep şunu söylüyorum: Bu devlet olduğu, bayrak dalgalandığı müddetçe biz özgürüz, yoksa köleyiz. İkinci nokta da şudur: Bu ülkede yapılacak olan en büyük bölücülük din temelinde yapılandır. Farklılıkları bir sorun olarak değil, büyük bir zenginlik olarak görmeliyiz. 28 Şubat'ta iki tarafın da hataları, yanlışları olduğuna inanıyorum. Seçilenleri seçenler değiştirmeliydi. 28 Şubat olmasaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum.