Şenay ORDU / YAKIN PLAN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 20, 2002 01:49
Bugünlerde Nihat Boytüzün'den mutlusu yok. Senelerdir tek derdi Fahri Başkonsolosu olduğu Senegal'in tanıtımıydı. Ama o ne kadar uğraşırsa uğraşsın, kapısına gelip de ‘‘Bu ne bayrağı Allah aşkına’’ diye soranların sayısı azalmıyordu bir türlü.
Dünya Kupası onun için bir mucizeyi gerçekleştirdi. Şimdi odası meraklı insanlar ve basın mensuplarıyla dolup taşıyor. E, tabi Nihat Bey'in yüzünden de gülücükler eksik olmuyor.
NİHAT Boytüzün bir yandan çalan telefonlara cevap veriyor, bir yandan anlatıyor. ‘‘Düşünsenize bir zamanlar kendilerini idare eden Fransızları yendiler. Sevinçten çıldırdılar tabii. Dünya Kupası onlar gibi fakir bir halk için, en az bizdeki kadar büyük bir mutluluk kaynağı. Peşini bırakmayacaklardır.
Düne kadar Senegal'i tanıtmak için ‘‘Dünyanın en güzel Pekin ördeğini orada yersiniz’’ diye çırpınması gerekiyordu. Ya da Senegalli kadınların kusursuz vücutlarından söz etmesi. Bugünse Türk halkı en az onun kadar yakından tanıyor Senegal'i.
BAKAN ODASINDA ATATÜRK RESMİ
Senegal'i konsolos olmadan önce de görmüş Nihat Boytüzün. Ama konsolos olduktan sonra bambaşka şeyler karşılamış onu.
‘‘Dışişleri bakanı Mustafa Niyazze'yle tanışma fırsatı bulduğumda çok şaşırdım. Bakanın odasında beni bir Atatürk resmi karşıladı. O da benim şaşırmama şaşırdı. ‘Atatürk'ün en büyük hayranlarından biriyim. Onun tüm devrimlerini dikkatle takip ettim. Kadınların egemenlik haklarını alışını, latin alfabesine geçişlerini. O Türkiye'nin değil dünyanın büyük liderlerinden' dedi. Gururlandım. ’’
Boytüzün, demokratik parlamenter bir rejime sahip olan Senegal'de geleneklerin de önemli olduğunu söylüyor. ‘‘Sokakta çarşaflı kadın yoktur. Ama büyü de yaygındır’’ diyor.
O, Senegal'le Türkiye'nin çeyrek finaldeki karşılaşmalarını Medison Otel'de Senegallilerle birlikte izleyecek. Sonuç önemli değil, şimdiden çok mutlu.
‘‘Ben kim yenerse yensin sevineceğim. Ama Senegal kaybederse İstanbul'daki bir avuç Senegalliyi nasıl teselli edeceğimi düşünmeden de edemiyorum. Aksi durumdaysa eşim beni eve almaz’’ diyor gülerek.
Biz skor sorup duruyoruz. Bir Türk olarak, Mehmet Cansun'un kayınbiraderi ve
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu üyesi olarak o da cevap vermeye çalışıyor. Ama bu karşılaşma onun Fahri Başkonsolosluk görevini biraz daha öne çıkarmış anlaşılan. Skoru es geçip, maçın 100 milyar dolarlık tanıtım fırsatı yarattığından bahsediyor. ‘‘Orada, Afrika'da, Senegal giriş kapılı 80 milyonluk bir pazar var. Maçtan sonra düşünmemiz gereken o’’ diyor, keyifle.
Kölelikten şampiyonaya AMERİKA'nın ilk esirleri Senegalliler. 15'inci yüzyıl ortalarında beyazlar ormanda sinek avlar gibi Senegalli halkı avlarmış. Sonra da, onları Gore Adası'na tıkar, yüzleri birbirine dönük olarak kelepçelermiş.
Senegalliler deniz mahsulleriyle besleniyorlar. Sabah erkenden kalkıp kumsalda koşmayı asla ihmal etmiyorlar. Nihat Boytüzün'ün dediklerine bakılırsa ‘Tam tam' sesi duydukları anda da zıp zıp zıplamaya başlıyorlar. Senegal halkı, kişi başına düşen 500 dolarlık milli gelirlerine rağmen mutlu olmayı bilen bir halk. Futbol da en büyük eğlencelerinden biri. Gerçi idmanları kumsalda ve toprak sahada yapıyorlar ama olsun. Boytüzün, ‘‘Fransız futbol kültürünü almışlar’’ dediği Senegal Milli Takımı'nı övmeden geçemiyor:
‘‘Fiziksel olarak o kadar güçlüler ki, yorulmak nedir bilmezler. Takipçi ve inatçı olduklarından motivasyon sorunları da yok. Maçın ilk yarısı 5-0 da tamamlansa aynı heyecan ve hırsla oynamaya devam ederler.‘‘