Sendikalar kaygılı: Duyum yerine belge uyarısı
Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’da terör örgütüyle ilişkili olduğu tahmin edilen öğretmenlere yönelik, “Tedbir olarak üzerinde şüphe bulunan, gerekli tespitleri yapılan bütün öğretmenler açığa alınacak, yeni ders döneminde bunlara görev verilmeyecek. Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin öğretmen olduğu tahmin ediliyor” sözleri eğitim camiasında tepkilere neden oldu.
Bölgede 85 bini Doğu 105 bini Güneydoğu’da olmak üzerine 215 bin eğitimci görev yapıyor. Kaygılarını dile getiren sendikalar, “Sürecin kulaktan dolma bilgilerle değil, yasal çerçevede yürütülmesi gerektiği” vurgusu yaptı. Görüşler özetle şöyle:
LİSTELER NEYE GÖRE
Kamuran Karaca (Eğitim- Sen Genel Başkanı): Darbe sürecinin ardından FETÖ ile ilişkisi olanlar dışında da meslekten ihraç edilen çok sayıda öğretmen oldu. Başbakan’ın açıklamasıyla bu süreç farklı bir noktaya geliyor. Şiddete, teröre destek verenlere emniyet ve savcılık gerekenleri yapıyor. Süreç cadı avına dönüştü. FETÖ soruşturmasında 170 üyemiz açığa alındı. 110 üyemiz ihraç edildi. Bunların yüzde 80’inin FETÖ ile ilişkisi yoktu. Bu listeleri kim neye göre düzenliyor veya düzenleyecek? Bir okul müdürü siyasi görüşüne göre bu listeyi yazabilir. Hiçbir adli / idari soruşturma olmadan bir öğretmen görevden alındığında bunun hesabını kim verecek? Güneydoğu’da 40 bin üyemiz var. Toplam üye sayımız 120 bin. Kaygımız, yaratılan korku ile sendikal faaliyetlerin son bulması.
HUKUKİ YOLLARA BAŞVURURUZ
Veli Demir (Eğitim-İş Genel Başkanı): Bir öğretmen suçlu ise ve bu kanıtlanıyorsa yasalara uygun olarak gereği yapılır. Başbakan’ın yaptığı açıklamaları doğru bulmuyorum. Darbe sürecinin ardından bir bankadan kredi çektiği, bir dershanede çalıştığı için işine son verilen birçok öğretmen var. Bu konuda bir travma yaşanırken şimdi “14 bin öğretmeni terör örgütü olarak görüyorum” demek kabul edilemez. Öğretmenler neye göre açığa alınacak? Hükümete muhalif oldukları için mi? Eylemlere katıldıkları için mi? Kaygımız muhalif kesimin susturulması. Binlerce kıdemli öğretmenin mesleğini terör bahanesi ile elinden almak kabul edilemez. Güneydoğu’da 2-3 bin arasında üyemiz var. Bunların görevden alınması durumu olursa her türlü hukuki yola başvururuz.
PKK DA İSTİSMAR EDER
İsmail Koncuk (Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı): Terör örgütünü destekleyen bir öğretmen veya memuru kamuda istihdam etmek mümkün değil. Ancak bunu yaparken hukukun temel ilkelerini zedelemeden hareket etmek gerek. Bir işlem yapılacaksa somut belgelere dayandırılmalı. Kulaktan dolma bilgilerle yapılırsa çok insan mağdur olur. Bu durumu PKK da istismar eder. Devletin sağlam tespiti varsa söyleyeceğim söz yok. Başbakan ilk açıklamasında 14 bin öğretmenin yerinin değişeceğini söyledi. Bir gün sonra bunların açığa alınacağını belirtti. Açığa almadan görevden almaya nasıl gelindi? Toplumsal tepkinin ardından böyle bir karar alındıysa bile hukuka uygunluğa, objektif delillere bakılması gerekiyor.
SÜREÇTE TİTİZ DAVRANILMALI
Latif Selvi (Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı /Genel Başkan Vekili): Bu çalışma darbe girişimi öncesinde başladı. PKK’ya destek verenlere yönelik çalışma yapılıyordu. FETÖ soruşturması ile ikinci plana atıldığı düşünüldü. Ancak bu doğru değildi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan aldığımız bilgiler, Güneydoğu’da 5 bini doğrudan olmak üzere 15 bin kişinin PKK’ya destek verdiği yönünde. Bunların çoğu öğretmen, ancak aralarında idareci ve memur da var. 15 bin öğretmenin neye göre belirlendiğini bilmiyorum. Bize yansıyan PKK’nın şehir yapılanmasında, lise öğrencilerinin Cizre, Silvan, Nusaybin, Yüksekova gibi bölgelerde çukurlar açmaya yönlendirildikleri, PKK adına eğitimlerin verildiği. Bu tür faaliyetlerin içinde öğretmenlerin de olduğu belirtiliyor. Belgelerle ispat edilirse bunların kamudan ihraç edilmesi doğru bir karar olur. Burada önemli olan ‘görevi ihmal’ ile ‘teröre desteğin’ karıştırılmaması.