Yeşim Çobankent
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2002 03:19
Umudun fotoğraflarını çekmek gibi zor bir işe girişen Benetton bu çalışmayı bir sergiye dönüştürdü. 11 Eylül olaylarının birinci yıldönümüne denk getirilen ‘Umudun Fotoğrafları’ (Vision of Hope) sergisi bu trajedide hayatlarını kaybedenler anısına New York'ta düzenlenecek etkinlikler çerçevesinde gerçekleşiyor.
New Yorker dergisinin işbirliğiyle düzenlenen bu sergide ‘yeni bir dünya’ya olan arzularını, rüyalarını, hayallerini, ‘düşünen’ 28 kişinin portresi yer alıyor. 9-23 Eylül arası düzenlenen serginin mekanlarıysa ünlü yayıncılık grubu Conde Nast'ın Times Meydanı'nındaki binası ve New York'taki İtalyan Kültür Merkezi. Benotton'un Reklam Müdürü Parlo Landi, yolu o tarihlerde New York'a düşemeyecekler için bu ‘umut verici’ sergiyi anlattı.
11 Eylül sizler için ne anlama geliyor?
Sonsuza dek şüphe, endişe ve korku dolu bir gün olarak hatırlanacak.
Neden böyle bir proje hazırlamaya ihtiyaç duydunuz? Yola çıkarken çıkış noktanız neydi?
United Colors of Benetton'un iletişim ve araştırma merkezi Fabrica'daki genç araştırmacılar, İkiz Kuleler'e düzenlenen saldırı gibi trajik bir olayın ardından insani duyguları tekrar canlandırmak amacıyla 'mutluluğun resmi'ni çizerek, pozitif bir mesaj verme ihtiyacı hissetti. Seçtiğimiz 28 portrenin oluşturduğu tema, 'normal olabilme isteği'. Her birimiz aslında ufak şeylerden keyif alabilmeyi, arkadaşlarımız ve ailemizle birlikte huzurlu, sakin günler geçireceğimiz bir gelecek hayal etmeyi istiyoruz.
Toplam kaç fotoğrafçı, kaç kişinin fotoğrafını çekti, bu çalışma dünyanın hangi ülkelerinde gerçekleşti? Umut hakkındaki düşünceleri sorulan insanlar rastgele mi seçildi?
Fotoğraflar, 16 genç fotoğrafçı tarafından Amerika'dan Kolombiya'ya, İzlanda'dan Pakistan'a 12 farklı ülkede çekildi. Güney Afrika, İngiltere, Amerika, İtalya, Kolombiya, Pakistan, İsveç, Çek Cumhuriyeti, Hong Kong, İzlanda, İspanya ve Hindistan gibi ülkelerde çalıştık. Fotoğrafçılar, sokaktan rasgele seçtikleri insanları görüntülediler.
GÖZLER NEDEN KAPALI
Bütün fotoğraflar arasından 28 tanesi hangi kriterlere göre seçildi?
Cevapları, serginin temasıyla en çok örtüşen kişilere ait fotoğrafları seçtik.
Fotoğraflar çekilirken özel bir çalışma yöntemi izlediniz mi?
11 Eylül olaylarının hemen ardından tasarlanan 'Visions of Change' projesinin devamını getirmek istedik. Fabrica'nın sanatçıları, tamamen duygusal bir dürtüyle 11 Eylül'den sonra yaşanan trajik değişimin yansımalarını görüntüledi. Bir yıl sonra, unutmanın gerçekten de imkansız olduğunu görerek, aynı konuyu yeniden işlemeye karar verdik. 'Visions of Change'in fotoğrafları Londra'da sergilendi. 'Visions of Hope' sergisiyse The New Yorker dergisinin katkılarıyla, New York Times Square'deki Condé Nast binasında gerçekleştiriliyor.
Fotoğrafları çekilirken ‘gözlerinin sımsıkı kapalı olması’ insanların gelecek ve umut hakkında hayal kurmalarını kolaylaştırdı mı?
Tüm görüntüleri birbirine bağlayabilmek için bir ana temaya ihtiyacımız vardı. İnsanları gözleri kapalı fotoğraflamak oldukça basit ve hayallerini uyandırmakta da bir o kadar etkili bir yöntemdi. İyi bir şey düşünürken daima gözlerimizi kapatırız. Diğer yandan, gözlerimizi kapalı tutmak, 11 Eylül olaylarının bizi yapmaya zorladığı şeyin tam tersiydi. Olanları düşünmekten geceleri uyku uyuyamazken bile gözlerimizi sımsıkı kapatmak zorundaydık...
Umudun fotoğrafı çekilirken ve insanlar hayallerini düşünürken sözcükleri kullanmaya neden ihtiyaç duydunuz?
Fotoğrafı çekilen herkesin, birkaç basit kelimeyle umudunu ifade etmesinin önemli olduğunu düşündük.
Proje ne kadar sürede gerçekleşti?
Sergi, Benetton'un bir başka projesi olan 'Visions of Change'in devamı niteliğinde tasarlandığı için, hazırlık süresini tam olarak tespit etmek çok kolay değil.
11 EYLÜL ANISINA
Projeye New Yorker dergisinin ne tür bir katkısı oldu?
The New Yorker'ın yayıncısı David Carey, 'Visions of Change' projesinden çok etkilenmiş. Dünyaca ünlü mimar Frank Ghery tarafından tasarlanan Condé Nast binasında yeni projemizin fotoğraflarını sergilemek de onun fikriydi. Ayrıca, sergideki resimlerden birkaçı, The New Yorker'ın 11 Eylül anısına çıkartacağı özel sayıda da yer alacak. David Carey, dünyanın dört bir yanından özel olarak seçtiği kişileri, 4 Eylül'deki sergi açılışına davet ediyor.
Sergide basit bir fikrin maksimum görsel etki yaratmasından söz ediliyor. Bu etkiyi gerçekleştirmek hangi koşullara bağlı?
Benetton, iletişim faaliyetlerinde, insanların zekasına ve kalbine hitap etmek için karmaşık mesajlara gerek olmadığı felsefesinden hareket eder. Bu nedenle, Fabrica'nın tüm projeleri de çok basit fikirlerle oluşturulur.
Böyle bir sergiyi Türkiye'ye taşımayı da düşünür müsünüz?
Neden olmasın? 11 Eyül olayları sadece Amerika'yı değil, tüm dünyayı derinden etkiledi. Serginin bütün ülkelerde aynı ilgiyi göreceğine inanıyoruz.
Yoganand Girl (32), Hintli yoga öğretmeni
Çok eskiden yüce insanlar tanrısal bilgiye sahipti. Bu yüceliğe tekrar kavuşursak ülkeleri baskı altına alan bariyerler ve sınırlar yıkılabilir.
Miles Moseley (20), ABD'li bass gitarist
Gelecekte kaderin beni nereye götüreceğini bilmiyorum. Bir kere teslim olduğum yerde şimdi saldırıya geçeceğim.
Deb Macsalka (27), egzotik dansçı
Elbette dünya barışı. Bunun yanında biraz bencil bir düşüm var. Kendimi aktris veya butik sahibi olarak hayal ediyorum.
Gyamtso Tashi (45), İskoç Budist keşişi
Dünyanın çektiği acılara bir son vermek isterim.
Karin Östlund
(8), İsveçli ilkokul öğrencisi
Neyi umut ediyorum? Hep mutlu olmak, ailem ve arkadaşlarımla eğlenmek isterim.