Güncelleme Tarihi:
GARİP GARİP ŞEYLER KONUŞUYOR
Alman Cumhurbaşkanı gelmiş, benimle konuştuğu şeylerden sonra ODTÜ’ye gidiyor, garip garip şeyler konuşuyor. Kendilerine yalan yanlış neler öğretilip anlatılmışsa onu ifade ediyor. Bunu bizimle paylaştığın gibi aynen o şekilde ODTÜ’de yansıtsana. Ama üzüntü veren ne biliyor musunuz, ODTÜ’de ona ev sahipliği yapanların gerçekleri ona söylememeleri, bu ülkede bunların olmadığını söylememeleri. Almanya’da ‘Ali’siz Alevilik’ denilen bir olay var, yani Ateist bir anlayışın, Alevilik kisvesi altında ve kendilerinin de desteklediği bir yapı, sen bu yapıyı Alevilik olarak bize yansıtıyorsun. Türkiye’de böyle bir Alevilik yok. Türkiye’de siz hiçbir Alevi’ye, ‘Sen Müslüman değilsin’ diyemezsin, dediğin anda seni tersler, Aleviliği farklı yaşar. Ama Almanya’daki bir kısım, avuç içi bir grup var, bu grubu Almanlar destekliyor, onların diliyle gelip burada konuşuyorlar. Bu yakışmaz. Hele hele bir devlet adamına.
KENDİSİNİ HÂLÂ RAHİP ZANNEDİYOR
Kendisiyle yaklaşık 2 saat baş başa olduk, beraber yemek yedik, o yemekte bunları açık açık konuştuk. İşin asıl sahibi biziz. Kendisine somut örnekler verdik. Bu somut örnekleri bir kenara koyup da eğer Almanya’da sana anlatılanları gider orada konuşursan, ‘Güçlü bir hükümet olarak bunlardan niye korkuyorsun, çekiniyorsunuz.’ Böyle bir çekinme, korku yok, nereden çıkardın dedik. En son kendisine, ülkemizin içişlerine karışılmasına asla tahammül edemeyiz dedik. Sadece onu kullandı orada. Ne dedi? ‘Bu içişlerinize karışmak gibi anlaşılmasın, ama...’ Bizim amayla falan uğraşacak halimiz yok. Devlet adamlığının gereği neyse onu yapmak lazım. Herhalde hâlâ kendisini rahip zannediyor. O anlayışla bakıyor. Bunlar çirkin şeyler. Bunları, azınlıklara karşı davranışlarımızı anlattık.
ÖLDÜRÜLEN VATANDAŞIMIN HESABINI VEREMİYOR
Başkasının özgürlük alanını ihlal etmediğin sürece, bütün özgürlükleri yaşamak herkesin hakkıdır. Bundan kimsenin çekinmesine gerek yok. Batı’da şahsımla alakalı olumsuz yayınları çok iyi biliyoruz. Bizim hakkımızda böyle yayınlar yapıyorsa doğru istikametteyiz demektir. Almanya’da 8 vatandaşımız öldürülüyor, bunun hesabını veremeyenler gelip de bize akıl vermesinler. O aklı kendilerine saklasınlar. Türklerin evleri kundaklanıyor, bu evleri yakanlar ırkçılık saikiyle bunu yapanların hesabını Almanya soramıyor, gelip bize akıl veriyor. Sen o aklı kendine sakla. Hale bak, bize gelip basın şöyle böyle. 15 basın mensubu var içeride, bunların büyük bir kısmı bizden önce içeri girmişlerdir. Tamamı bölücü örgüt mensubu, kimse bunu sormuyor. Silahlı eylemlerin içerisinde bulunan, silahla yakalanan tipler bunlar. Kendilerine bunu da söyledim, ‘Tablo bu, sizin bundan haberiniz var mı?’ dedim. Ses yok. Çünkü bilgilendirmeler farklı. Bunları duyunca bir taraftan şoke olurken, öbür taraftan da diyor ki ‘Sizde bölücü terör örgütünün binlerce mensubu var.’ Siz bunlara da ev sahipliği yapıyorsunuz. Bunlarla ilgili de kalkıp açık ve net bir tavır sergileyemediniz.
ERMENİLERE ÇAĞRI: TOKALAŞARAK KONUŞMAYA HAZIRIZ
Tarihimiz ya galipler ya güçlüler tarafından çarpıtılarak yazıldı. Kendi tarihçilerimiz tarafından çarpıtılarak kayda geçirildi. Bazı tarihi hadiselerin 100. yıl dönümlerine yaklaşırken bu korkuların, tehdit amacı olarak kullanılmasını artık masaya yatırmak zorundayız. Geçmişin ağırlıklarından, prangalarından cesaretle kurtuluyoruz. Allah’a hamdolsun, bizim kadim tarihimizde utanacağımız, korkacağımız, yüzleşmekten çekineceğimiz hiçbir hadise bulunmuyor. İşte Dersim hadisesiyle yüzleştik. Faili meçhullerle, Diyarbakır cezaeviyle, Sivas, Çorum, Kahramanmaraş, Gazi mahallesi olaylarıyla yüzleştik. Korkularla, yasaklarla yüzleştik. Biz tarihimizle yüzleşmeye hazırız. Arşivlerimiz açık. Türkiye olarak korkumuz yok. Çok büyük acılar çekmiş bir millet olarak, yeryüzündeki her milletin acılarını anlarız. Tarihi aydınlatmaya, ortak acılarımızı anlamaya hazırız. Korkmadan çekinmeden, sıkılı yumruklarla değil tokalaşarak konuşmaya hazırız. Bir asır önceki hadiselerin aydınlatılmasını isterken, acıları paylaşırken, karşı taraftan da bunu görmeyi arzuluyoruz. Gerek Ermenistan devleti, Ermeni diasporası bizim bu yürekli adımımızı görür, aynı cesur tavrı onlardan da görür bekleriz.
Hukuki süreç başlayacak
BAŞBAKAN, gazetecilerin “Fethullah Gülen’in iadesine ilişkin hukuki süreç başlayacak mı?” sorusuna, “Başlayacak tabii” yanıtını verdi. Erdoğan’ın “Röportajınızda İsrail ile ilgili açıklamanız oldu. Büyükelçi atanacak mı?” sorusuna cevabı ise “Görüşmeler devam ediyor dedik. Nihayete ersin ondan sonra. Daha bitmedi. Müzakereler bittikten sonra normalleşme. Normalleşme neyle başlar? Büyükelçinin atanmasıyla başlar” oldu.