Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2003 00:12
Oyun sahnelerinin tablolara konu olması Eski Yunan'a kadar uzanıyor. Bu resimler zar oyunlarını ya da bu oyunların atalarını konu alıyor. Muhtemelen 14. yüzyıl dolaylarında oyun kağıtları Avrupa'da yaygınlık kazanınca, ressamlar bu alanda ufuklarını genişletmiş ve Avrupa'da yaygınlık kazanan yeni oyunları da resmetmeye başlamışlardı.
Tabii ressamlar sadece oyunları resmetmekle kalmadılar; tarihte oyunların konu alındığı birçok resimde hile de çok çeşitli biçimlerle yer aldı. Hatta -Michelangelo gibi- bazı sanatçılar, gençlik çağlarında bizzat hileye karıştı! Dünya sanatı dergisi P'nin, ‘‘Oyun ve Sanat’’ temasını işlediği güz sayısında, İgor Lustig imzalı bir yazı yeralıyor. Lustig bu yazısında resim tarihinde oyunu ve oyun hilelerini işleyen ressamları anlatıyor...
SİNEK ASIYLA HİLE
Mum ışığında gece sahneleriyle tanınan Fransız ressam Georges de la Tour (1593-1652) Caravaggio'nun yapıtından esinlenerek iki hile resmi gerçekleştirmiş: Karo Asıyla Hile ve Sinek Asıyla Hile. İkincisinde toy bir delikanlı elindeki kağıtları incelemekte, bir kadeh şarapla ilgilenir görünen iki kadın ise delikanlının dikkatini dağıtmaya çalışırken, hilebaz oyuncu gizlice kağıt değiştirmeye hazırlanmakta. Kadın hizmetkarın önceden kararlaştırılmış bir işaret üzerine şarabı getirdiği anlaşılıyor. La Tour'un Sinek Asıyla Hile'yi, bugün Louvre Müzesi'nde bulunan Karo Asıyla Hile'den önce yaptığı sanılıyor.
SKAT OYNAYANLAR
Alman dışavurumcu ressam Otto Dix (1891-1969) Yeni Nesnellik hareketinin önde gelen sanatçılarındandı. Birinci Dünya Savaşı görüntülerinden etkilenmiş, siperlerden ürkünç resimler yapmıştı. Bir Cezanne parodisi olduğuna inanılan başyapıt niteliğindeki ‘‘Skat Oynayanlar’’ adlı resminde Almanlar'ın ulusal kağıt oyununu betimlemişti. Bu resim 1996 yılında satışa çıkarıldığında, Berlin'deki Ulusal Galeri tarafından satın alınabilmesi amacıyla para toplamak için skat turnuvaları düzenlenmiş, kampanya başarıyla sonuçlanmıştı.
Ressamların kumar ve hile sahneleriyle yakından ilgilenmesi, büyük olasılıkla bu tür konuların gündelik hayatın ayrılmaz bir parçası olmasından. Ne var ki sanatçılar bu alanda yalnızca bir gözlemci olarak kalmakla da yetinmemiş; Michelangelo bile gençlik çağında bir sanat hilebazlığına karışmış.
Hamisi Lorenzo de Medici'nin isteği üzerine yaptığı bir Uyuyan Eros heykelini, Eski Yunan heykeli diye San Giorgio Kardinali Riario'ya satmış. Ancak aldatıldığını anlayıp parasını geri isteyen Kardinal, böylece tarihe aşırı akıllılığı yüzünden özgün bir Michelangelo heykeli sahibi olamayan adam olarak geçmiş!
Oyun sahnelerinin betimlendiği sanat yapıtlarından bazılarının tarihi, Eski Yunan'a kadar uzanıyor. Bu resimler zar oyunlarını ya da daha eskilerini konu alıyor. Muhtemelen 14. yüzyıl dolaylarında oyun kağıtları Avrupa'da yaygınlık kazanınca, ressamlar bu alanda ufuklarını genişletiyor ve Avrupa'da yaygınlık kazanan yeni oyunları da resmetmeye başlıyorlar.
Kuzey Avrupa'da dönemin en özgün sanatçılarından biri olarak kabul edilen Flaman ressam Lucas van Leyden (1494-1533) ‘‘İskambul Oynayanlar’’ adlı eserinde oyun kağıtlarıyla oynanan kumarın ruhunu yakalamış. Bu resimde hangi oyunun oynandığını anlamak olanaksız. Ancak oyuncuların ortaya para koyarak ikili kağıt kombinasyonlarına dayalı bir oyun oynadıkları görülüyor. Sanatçı bu resminde günümüz oyun kağıtlarında rastlanmayan bazı özellikler taşıyan dönemin iskambil kağıtlarını da yakından görmemizi sağlıyor: Eski oyun kağıtlarının arka yüzlerinde desen ya da resim yoktu, rakamı belirten işaretler arasında geniş boşluklar bulunuyordu. Resimler çift başlı olarak çizilmemişti ve köşeleri yuvarlak değildi.
BİR BAŞYAPIT: HİLEBAZLAR
Caravaggio'nun (1573-1610) ‘‘Hilebazlar’’ adlı başyapıtı kağıt oyunlarını konu alan resimlerin en etkileyicilerinden biri kabul ediliyor. Caravaggio'nin resmettiği sahnede genç, masum yüzlü, acemi çaylağın önceden düzenlenmiş bir düzenbazlığa kurban gittiği görülüyor. Elini incelemekte olan genç oyuncu, arkasındaki gözleri faltaşı gibi açılmış hilebazın farkında değil. Hilebaz, genç oyuncunun elindeki kağıtlara bakarak elinde ne olduğunu gizlice işaret ediyor, oyun masasının başındaki daha genççe düzenbaz da arkada kağıt değiştiriyor.
Hilebazlar adlı tablo, olağanüstü sanatsal değerler taşımasının yanısıra yeraltı kumar alemine ve hile yollarına benzersiz bir bakış da getiriyor. Resimde hem hilelerin nasıl uygulandığı bir örnekle sergileniyor, hem de gerçek hayattaki kumar hilesi tekniklerine yakından bakılıyor. Caravaggio'nun belgelediği hile biçimleriyle günümüz hilebazlarının kullandığı yöntemler arasında pek az fark var. Caravaggio'nun resmindeki gizli işaretleşmeler, biraz abartılı olmakla birlikte bugün de kağıt oyunları oynanan salonların en büyük sorunlarından biri. Genç hilebazın kağıtları arkasında el çabukluğuyla değiştirmesi ise bugün de çeşitli uygulamalarına rastlanan eski bir hile taktiği.
Resmin psikolojik yönüne bakıldığında ise hilebazların teknik becerileri yüksek, çekirdekten yetişme dolandırıcılar olduğu anlaşılıyor. ‘‘Hilebazı tam bir doğruluk ve şaşmazlıkla resmetmiş olmasına bakarak, Caravaggio'nun bu işlerin düşkünü olmasa da bu tür kağıt hilelerini iyi bildiği düşünülebilir. Böylesi bir bilgi ancak kişisel deneyim ve gözlemden kaynaklanabilir’’ diyor Lustig.
Kuşkusuz Caravaggio'nun Hilebazlar'ından önce de kağıt oyunlarının betimlendiği resimler yapılmış; ama kumarın bu dalavereli yanı daha önce hiçbir tabloda böylesi dramatik bir vurguyla resmedilmemiş.
Caravaggio'nun yolundan gidenler arasında gerçekten parlak olduğu söylenebilecek tek ressamın, sevda ve hüzün yüklü dramatik dinsel ve dindışı resimler yapan Jean Valentin de Boulogne (1594-1632) olduğunu söylüyor yazar. Onun Hilebazlar'ı Caravaggio'nunkinden daha melodramatik ve gizlice el gözetleyenleri daha vurgulu bir biçimde veriyor. Caravaggio'dan üç yüz yıl sonra Paul Cezanne (1839-1906) tıpkı Hilebazlar gibi kendinden sonraki birçok esere esin kaynağı olacak bir dizi resim yapıyor, 1890'larda İskambil Oynayanlar'ın beş ayrı yorumunu gerçekleştiriyor.
Cezanne'ın en büyük hayranlarından biri diye bilinen Pablo Picasso da (1881-1973) kübist resimlerinden birinde oyun kağıtlarını çok uygun öğeler olarak kullanıyor.
Sanatçıların gelecekte oyun sahnelerini nasıl anlatacaklarını kestirmek zor. Ama hiç değilse bir konu kesin: Kumar olduğu sürece hile de olacak. Yalnızca bu bile, daha yüzyıllarca sanatçıların ilgisini çekecek.
ENİNDE SONUNDA KAZANAN KASA
20. yüzyıl Alman sanatının önde gelen sanatçılarından biri de Max Beckmann (1884-1950). Bakara adlı yapıtında daha çok oyun salonlarında oynanan bakara oyununu betimlenmiş. Bakara kumarhanelerin en görkemli oyunlarından biri. Genellikle şık ve gösterişli salonlarda smokinli oyuncular tarafından oynanıyor. Resimde görülen kılıç, büyük olasılıkla zafere, yani oyunu kazanmaya göndermede bulunuyor. Kasanın her zaman olmasa da çoğu zaman ya da eninde sonunda kazandığı anlamına geliyor.