Sen de mi dayak yedin avukat hanım

Erkek şiddeti mağduru avukat Günçe Çetin birlikte yaşadığı erkek arkadaşından zamanla derecesi artan şiddet görüyordu. Bir hukuk insanı olmasına rağmen durumun adını koyamıyor, hatta kendini suçluyordu. Ancak yaşadığı son şiddet ağır oldu ve hayatı değişti. Şimdi şiddet mağduru kadınlara hukuki danışmanlık veriyor.

GÜNÇE Çetin’in bugün, kendisi gibi şiddet mağduru kadınlara hukuki danışmanlık vermesinin önünü açan sahne bir karakolda yaşandı. Korku ve çaresizliği o kadar baskın yaşadı ki Çetin’i polise gitmeye ancak avukat arkadaşları ikna edebildi. Çetin’i tanıyan polis memuru, dosyasına bakıp “Sen de mi dayak yedin avukat hanım? ” dedi. “Bu cümle sürekli beynimde çınlayan bir cümle oldu. Ben bile...” diyen Çetin, “Kafamızdaki yanlış algılardan dolayı, ‘Ben şiddet görmem. Çünkü ben okudum. Çünkü paramı kazanıyorum. Çünkü çok güzel bir ailede büyüdüm. Çocukluk travmam yok. Niye şiddet göreyim?’ diye düşünüyoruz. Öyle değil” diyerek yeni bir yola giriyor.
Evini, işini geride bırakıyor, ailesinin yanına dönüyor. Şimdi hem kendi uzmanlık alanında çalışıyor hem de şiddet mağduru kadınlara hukuki danışmanlık yapıyor. Çetin hikâyesini şöyle anlatıyor:

FIRTINALI BİR İLİŞKİ DİYE TANIMLIYORDUM

“Hep fırtınalı olarak değerlendirdiğim 1.5 senelik bir ilişkiydi. Ufak olaylar vardı. Hakaretler, itiş kakış, hatta tokat gibi... Şiddetin derecesi zamanla arttı. Böyle gitmez diyordum ama bunu kadına yönelik şiddet kavramı içerisinde açıklayamıyordum. Bugün kendimi sistematik olarak psikolojik şiddet, fiziksel şiddet, ekonomik şiddet mağduriyeti üzerinden tanımlayabiliyorum. Ama o zaman fark etmediğim bir döngüdeydim. Bir şeylerin yanlış olduğu duygum var ama şiddetin adını net şekilde koyamıyordum. ‘Bir sonrakinde daha anlayışlı olayım. Demek ki ben onu mutlu edemiyorum’ diyordum.

O KADAR ÇARESİZDİM Kİ

Sonunda benim de isyan etmemle, gizleyemeyeceğim kadar kötü bir fiziksel şiddet gördüm. Sağ kulak zarım patladı, ağzımın içinde dikiş atılacak kesikler oldu. O kadar korkmuş bir haldeydim ki kaçıp gittiğim yer arkadaşlarımın çalıştığı hukuk bürosu olmasaydı şikâyetçi olmayabilirdim. O kadar çaresiz durumdaydım ki polise gitmenin her şeyi daha da körükleyeceği fikrindeydim. Tek derdim kendimi iyileştirmek ve üstesinden kendim gelebilmekti.
Dava oldu. Ceza aldı ama o ceza ertelendi. Zaten bu suçlarla ilgili hapis cezası yok. Bu olay basit yaralama olarak geçti. Bu olaydan çıkarmam gereken sonucu çıkardım ve bu çalışmaların içerisinde yer aldım. 2016 yılında Kadın Dayanışma Vakfı’nın eğitim ilanını gördüm. Vakıfta gönüllü olarak çalışacak avukatlar için bir eğitimdi.

Polisin o cümlesi var ya, ‘Ben bile sistematik bir şiddet mağduriyeti yaşadıysam kendimi bu konuda bilinçlendirmem gerekiyor’ dedim. Şiddeti yaşamış biri olarak bir taraftan da bunun için hak savunuculuğu yapmam gerekiyordu. Orada travma, şiddetin türleri, failleri, gerekçeleri, kendimizi suçlu hissettiren, karşı tarafı suçlamamızı engel olan ne gibi argümanlar var, şiddet gören kadınlar bir süre sonra neden geri dönerler, bunları gördük. Bu eğitimlere kadar ‘Bunu ben kendime yaptım, bu adama ben bu kadar izin verdim. Ben kendi ellerimle hayatımı mahvettim’ diye düşünüyordum. ‘Şiddet döngüsünü’ yani bu şiddetin sistemli olduğunu fark etmemin çok zor olduğunu bu eğitimlerle anladım. Avukatların mağdurlarla bir araya geldiğinde görüşme teknikleri, davalar, hukuk mekanizmaları, kurumlar ve rollerine ilişkin bir eğitim aldık. Hukukçuluğumuzdan öte şiddet ve travmayı daha iyi anlamamız gerekiyor ki karşı tarafından ne dediğini anlayabilelim.

43 İLDE 61 AVUKAT EĞİTİLDİ

BM Kadın Birimi, Batı Balkanlar ve Türkiye’de kadınlara yönelik şiddete son vermeyi hedefleyen bir program kapsamında kadın kuruluşlarının kapasitelerinin güçlenmesine destek oluyor. Program desteğiyle Kapasite Geliştirme Derneği’nin Kadın Dayanışma Vakfı işbirliğiyle ‘Şiddete Maruz Kalan Kadınların Mahkemelerdeki Temsillerinin Güçlendirilmesi Projesi’ hayata geçirildi. Türkiye’nin 43 ilinden 61 kadın avukata, kadın avukatların uluslararası standartlara yönelik bilgilerini ve kapasitelerini artırmak amacıyla kapasite güçlendirme eğitimleri verildi.”