Semra Özal'a MİT sahip çıkmadı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2007 00:00
Bir zamanların ünlü kabadayısı Fevzi Öz, MİT’in yüzüstü bıraktığını iddia ettiği Özal Ailesi’ne sahip çıktığını, Dündar Kılıç’la aralarını bulduğunu, Malatyaspor olarak, Semra Özal’ın ’Yenilin’ mesajına rağmen Beşiktaş’ı yendiklerini anlattı, "Türkiye hapishanelerinde rahattım. Avrupa’da yakalanınca çok sıkıntı çektim" dedi.
KENDİSİNİ, "Mafya değil, çocuklarımın babasıyım" diye tanımlayan, "En büyük kabadayı, en beyefendi insandır. Beyefendi insanda yeri geldiği zaman, gerekeni yaptığı zaman kabadayıdır. Ben gerçek kabadayıyım" yorumu yapan Fevzi Öz, bugüne kadar yaşadığı birbirinden ilginç olayları Anadolu Life Dergisi’ne anlattı. "18 yıl önce bu alemden çekildim. ’Haysiyetimle oturayım yerimde, haysiyetimle öbür dünyaya gideyim’ dedim. Tek arzum bu" diyen Fevzi Öz, Anadolu Life Dergisi’ne verdiği Hasan Koç imzalı röportajında soruları şöyle yanıtladı:
ÖZAL’A HİÇ BENZEMEMİŞLER
Malatyalı olmanız nedeniyle Özal Ailesi’ne yardımcı olduğunuz yazıldı. Devletin desteğini alamadılar da mı size geldiler?
F. ÖZ: Alamadılar. MİT sahip çıkmadı. Koruma polisleri bile korkuyordu. Kendilerine aile olarak gereken desteği verdik. Sonra bu milletvekilliği olayı vardı, Ahmet Özal’ın. Yanıma geldi. Dedim ki, "Bak kardeşim, kesin seçileceksin ama çalış, layık ol babana, Malatya halkına. Bizi de mahçup etme." Çocuklarımı, akrabalarımı, herkesi gönderdim Malatya’ya. Ama Ahmet ne yaptı, ortada. Meclis’e, Malatya’ya doğru düzgün gitmedi. Kendi kendilerini yok ettiler. Rahmetli Özal’a şu kadar bir parça benzememişler."
EVİME GELİP YARDIM İSTEDİLER
"Rahmetli Özal’ın sağlığında kendisiyle ne bir gün oturmuşluğumuz var, ne tanışıklığımız. Dündar Kılıç’la takıştılar. O da arkadaşımız. Hatta o dönem istihbaratta olan Mehmet Eymür’le de takıştılar, mahkemelik oldular. Evlerinden sokağa çıkamayacak duruma geldiler. Selahattin Alpay geldi. Abi dedi, ’Semra, Ahmet ve Zeynep Özal seninle görüşmek istiyorlar." Evime geldiler. Baktım, çok dardalar. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlığını, Cumhurbaşkanlığı’nı yapmış rahmetli Özal’ın hemşerisi olarak, çoluğu çocuğu ortada kalmış, nasıl yardım etmeyeyim? ’Hodri meydan, kim dokunacaksa dokunsun’ dedim. Dündar Kılıç 20-30 senelik arkadaşımdı. Bunlar Karadeniz’in en büyük grubuydu. Bana da haber gönderdiler ’Biz çekiliyoruz sen varsan’ diye."
’YENİLİN’ DEDİ, YENDİK
Turan Çevik’in Malatyaspor başkanlığı döneminde gizli başkan olduğunuz söylendi, o dönem için neler söyleyeceksiniz.
F. ÖZ: "Turan Çevik’le ortaktım. Malatyaspor gündeme geldi; Turan, ’Dayı başkan ol’ dedi. Ben de dedim ki, ’Sen başkan ol, ben destekleyeyim.’ O zaman Malatyalı bir hemşerimiz geldi, ’Maçı verelim’ diye, Semra Özal yollamış. Ben de sinirlendim, çocuklara, ’Beşer milyon daha prim size, yenin Beşiktaş’ı’ dedim. Bünyamin’in neredeyse beli kırılıyordu, topu içeriden aldı. Yendik o maçı. Biz Malatyaspor’u böyle yerlere getirdik."
AVRUPA’DA SIKINTI ÇEKTİM
Cezaevi yaşamınız nasıl geçti?
F. ÖZ: Zamanında güzel cezalar yattım. Nereye gittiysem saygı gördüm. Bir tek Avrupa’da sıkıntı yaşadım, orada da ne Fevzi Öz’ü tanıyorlar, ne Ahmet’i ne de Mehmet’i. Orada büyük bir malla yakalandım. 2.5 ton. O zamanlar kimse 2.5 kilo götüremiyor. Aldılar beni hücreye koydular. Oradaki cezaevi hayatım çok kötü geçti. 3 ay gazete, dergi vermediler. Limon çekirdeği dikip yetiştirdim, onlar arkadaşlarımdı, çiçeklerle konuşuyordum. Tam 26 ay insan görmeden yaşadım orada. Bir tek gardiyanı tanıyordum. Herkes cezaevi avlusunda hava alıp döndükten sonra bana hava almam için izin veriyorlardı. Onu da hücremi aramak için yapıyorlardı."
YENİ BABALAR NEDEN İÇERİDE?
"Bizim zamanımızda gerçek bir kabadayılık vardı, hani bir kumar alemi vardı, bir de kaçakçılık alemi vardı. Şimdiki jenerasyon değişti, sistem değişti. Şimdi mafya babası dediğin zaman, İçişleri’nde, Adalet Bakanlığı’nda, hakimlerden, Emniyet’teki müdürlerden adamın olacak, validen olacak. Bunlara maddi manevi bakacaksın. Kimi MİT’in adamı, kimi JİTEM’in adamı, kimisi Emniyet İstihbarat’ın adamı. Bunları maşa gibi kullandılar. Hani nasıl ki Hizbullah PKK’ya karşı kuruldu, onları öne sürenlerin asıl hedefi de, saldırtarak bizi yok etmekti. Ama o yeni kurdukları, destek verdikleri, kabadayı dedikleri adamlar ne yaptı; yanlarına üçer beşer adam aldı, üstlerine birer siyah takım elbise giydirip saçlarını üçe verdirtti, tahsilat işlerine bakmaya başladı. Bunlar da baktı ki onlar bizle kötü değiller, saygı gösterir, elimizi öperler, o zaman, "Tamam, bunların pili bitti" dediler. Şimdi tek tek içeri aldılar. Bu arada adamların kazandıklarını da yedirmiyorlar. Kimine 20, kimine 30 sene durmadan ceza veriyorlar.
1974’te aftan yararlandı
FEVZİ Öz, 1947’de Malatya Pötürge’de doğdu. Amcasının oğlunun vurulmasıyla başlayan kan davası nedeniyle bir kişi öldürdü ve cezaevine girdi. 1974’te aftan yararlandı. 1980’de Kürt İdris (Özbir) ve Mustafa Çapan’ı kaçırmak gibi birçok suçlamadan beraat etti. İlk MİT raporunda, adı hayali ihracat ve para aklama işlerinde yer aldı. 1988’de uyuşturucu, polis dinleme cihazı ve tabancayla yakalanarak, tutuklandı. 30 ay hapis cezasına çarptırıldı.
ÖZAL’A HİÇ BENZEMEMİŞLER
Malatyalı olmanız nedeniyle Özal Ailesi’ne yardımcı olduğunuz yazıldı. Devletin desteğini alamadılar da mı size geldiler?
F. ÖZ: Alamadılar. MİT sahip çıkmadı. Koruma polisleri bile korkuyordu. Kendilerine aile olarak gereken desteği verdik. Sonra bu milletvekilliği olayı vardı, Ahmet Özal’ın. Yanıma geldi. Dedim ki, "Bak kardeşim, kesin seçileceksin ama çalış, layık ol babana, Malatya halkına. Bizi de mahçup etme." Çocuklarımı, akrabalarımı, herkesi gönderdim Malatya’ya. Ama Ahmet ne yaptı, ortada. Meclis’e, Malatya’ya doğru düzgün gitmedi. Kendi kendilerini yok ettiler. Rahmetli Özal’a şu kadar bir parça benzememişler."
EVİME GELİP YARDIM İSTEDİLER
"Rahmetli Özal’ın sağlığında kendisiyle ne bir gün oturmuşluğumuz var, ne tanışıklığımız. Dündar Kılıç’la takıştılar. O da arkadaşımız. Hatta o dönem istihbaratta olan Mehmet Eymür’le de takıştılar, mahkemelik oldular. Evlerinden sokağa çıkamayacak duruma geldiler. Selahattin Alpay geldi. Abi dedi, ’Semra, Ahmet ve Zeynep Özal seninle görüşmek istiyorlar." Evime geldiler. Baktım, çok dardalar. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlığını, Cumhurbaşkanlığı’nı yapmış rahmetli Özal’ın hemşerisi olarak, çoluğu çocuğu ortada kalmış, nasıl yardım etmeyeyim? ’Hodri meydan, kim dokunacaksa dokunsun’ dedim. Dündar Kılıç 20-30 senelik arkadaşımdı. Bunlar Karadeniz’in en büyük grubuydu. Bana da haber gönderdiler ’Biz çekiliyoruz sen varsan’ diye."
’YENİLİN’ DEDİ, YENDİK
Turan Çevik’in Malatyaspor başkanlığı döneminde gizli başkan olduğunuz söylendi, o dönem için neler söyleyeceksiniz.
F. ÖZ: "Turan Çevik’le ortaktım. Malatyaspor gündeme geldi; Turan, ’Dayı başkan ol’ dedi. Ben de dedim ki, ’Sen başkan ol, ben destekleyeyim.’ O zaman Malatyalı bir hemşerimiz geldi, ’Maçı verelim’ diye, Semra Özal yollamış. Ben de sinirlendim, çocuklara, ’Beşer milyon daha prim size, yenin Beşiktaş’ı’ dedim. Bünyamin’in neredeyse beli kırılıyordu, topu içeriden aldı. Yendik o maçı. Biz Malatyaspor’u böyle yerlere getirdik."
AVRUPA’DA SIKINTI ÇEKTİM
Cezaevi yaşamınız nasıl geçti?
F. ÖZ: Zamanında güzel cezalar yattım. Nereye gittiysem saygı gördüm. Bir tek Avrupa’da sıkıntı yaşadım, orada da ne Fevzi Öz’ü tanıyorlar, ne Ahmet’i ne de Mehmet’i. Orada büyük bir malla yakalandım. 2.5 ton. O zamanlar kimse 2.5 kilo götüremiyor. Aldılar beni hücreye koydular. Oradaki cezaevi hayatım çok kötü geçti. 3 ay gazete, dergi vermediler. Limon çekirdeği dikip yetiştirdim, onlar arkadaşlarımdı, çiçeklerle konuşuyordum. Tam 26 ay insan görmeden yaşadım orada. Bir tek gardiyanı tanıyordum. Herkes cezaevi avlusunda hava alıp döndükten sonra bana hava almam için izin veriyorlardı. Onu da hücremi aramak için yapıyorlardı."
YENİ BABALAR NEDEN İÇERİDE?
"Bizim zamanımızda gerçek bir kabadayılık vardı, hani bir kumar alemi vardı, bir de kaçakçılık alemi vardı. Şimdiki jenerasyon değişti, sistem değişti. Şimdi mafya babası dediğin zaman, İçişleri’nde, Adalet Bakanlığı’nda, hakimlerden, Emniyet’teki müdürlerden adamın olacak, validen olacak. Bunlara maddi manevi bakacaksın. Kimi MİT’in adamı, kimi JİTEM’in adamı, kimisi Emniyet İstihbarat’ın adamı. Bunları maşa gibi kullandılar. Hani nasıl ki Hizbullah PKK’ya karşı kuruldu, onları öne sürenlerin asıl hedefi de, saldırtarak bizi yok etmekti. Ama o yeni kurdukları, destek verdikleri, kabadayı dedikleri adamlar ne yaptı; yanlarına üçer beşer adam aldı, üstlerine birer siyah takım elbise giydirip saçlarını üçe verdirtti, tahsilat işlerine bakmaya başladı. Bunlar da baktı ki onlar bizle kötü değiller, saygı gösterir, elimizi öperler, o zaman, "Tamam, bunların pili bitti" dediler. Şimdi tek tek içeri aldılar. Bu arada adamların kazandıklarını da yedirmiyorlar. Kimine 20, kimine 30 sene durmadan ceza veriyorlar.
1974’te aftan yararlandı
FEVZİ Öz, 1947’de Malatya Pötürge’de doğdu. Amcasının oğlunun vurulmasıyla başlayan kan davası nedeniyle bir kişi öldürdü ve cezaevine girdi. 1974’te aftan yararlandı. 1980’de Kürt İdris (Özbir) ve Mustafa Çapan’ı kaçırmak gibi birçok suçlamadan beraat etti. İlk MİT raporunda, adı hayali ihracat ve para aklama işlerinde yer aldı. 1988’de uyuşturucu, polis dinleme cihazı ve tabancayla yakalanarak, tutuklandı. 30 ay hapis cezasına çarptırıldı.