Güncelleme Tarihi:
"TÜRKİYE’NİN BÖLGEDEKİ İTİBAR VE CAYDIRICILIĞI SIFIRLANMIŞTIR"
Semih Yalçın, "Süleyman Şah Türbesi’nin Suriye sınırları içinde yer aldığı arazi, gerek 1921 Ankara Antlaşması ve gerekse 1923 Lozan Antlaşması’yla Türk toprağı olarak kabul ve tescil edilmiştir. Orası vatan toprağıdır ve terk edip gelmek yerine Türk ordusunun orayı canı pahasına koruması gerekirken Süleyman Şah türbesi havaya uçurulmuş ve sınırların hemen yanına bir türbe inşaatına başlanmıştır. Bunun adı resmen ricattır. Bu ricatla Türkiye’nin bölgedeki itibar ve caydırıcılığı sıfırlanmıştır. Ayrıca tek mermi atmadan Türk toprağı olan bir mevkiden çekilmemizden yeni bir pazarlık, rica ve minnet kokusu alınmaktadır. Bunu başarı olarak yutturmaya kalkmak, ne askerliğe ne de siyasete sığar. Bir de meselenin PYD tarafı vardır. PYD bu konuda yaptığı açıklamalarla AKP hük?metinin kendilerinden izin aldığını ve askerimizin sınırı geçişinden itibaren türbeye kadar operasyona destek ve koruma görevi yaptıklarını açıklamıştır. Türk ordusu sınır ötesinde PYD’nin silahlı kanadı olan YPG’nin korumasına muhtaç kaldıysa bu, AKP marifetiyle ordumuzun etkinliği ve caydırıcılığı bitirilmiş demektir. Bu, aynı zamanda PYD’nin meşrulaştırılmasına yol açacak fevkalade mahzurlu bir girişimdir" dedi.
"TÜRKİYE, ORTADOĞU COĞRAFYASINDAN ADIM ADIM ÇEKİLMEKTEDİR"
Semih Yalçın, "Meselenin tarihi arka planını bilmeyen, Türkiye’nin güvenlik çıkarlarından haberi bile olmayan diktatör taslağı bir cumhurbaşkanının; bu mesele hakkında çıkıp fikir beyan etmesi çok acıdır. Bundan daha da acısı, aynı makamı işgal eden yetersiz kişinin, işi gücü bırakıp bir siyasi parti lideri gibi MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin haklı eleştirilerine cevap vermeye kalkışmasıdır. ’Bölgede bataklığa çekilmeyelim’ bahanesiyle yıllardır Türkiye avutulmakta, ülkemizin hayati çıkarları göz ardı edilmektedir. Türkiye bugüne kadar Irak’a çok sayıda sınır ötesi operasyon düzenlemiştir. 1974 yılında güney bölgemizin güvenliğinin sağlanması, Kıbrıs Türklerinin geleceğinin garanti altına alınması ve adadaki çıkarlarımızın korunması için asker? harek?t düzenlemiştir. Bu hususta da ne Orta Doğu ne de Akdeniz bataklığına saplanma bahanesi üretilmiştir. Her iki alanda da Türkiye uluslararası antlaşmalardan doğan meşru haklarını kullanmıştır. Ama ABD Türkiye’nin Suriye topraklarına girmesini, bölgede etkin ve Osmanlı döneminde olduğu gibi egemen olmasını istemediği için ’Türkiye terör ve kaosa, bataklığa saplanabilir’ bahanesini üretmiştir. Bu yüzen Türkiye’nin en hayati çıkarları çiğnenmiştir. Bunu sonucunda Türkiye, vatan toprağı olduğu uluslararası antlaşmalarla onaylanmış Süleyman Şah Türbesi’ni bile koruyamayacak duruma düşürülmüştür. Korkak ve çapsız politikalarını esiri olmuştur. Bu politikalar yüzünden Türkiye, Orta Doğu coğrafyasından adım adım çekilmektedir. Libya’dan Yemen’e Ege Denizi’nden Suriye’ye kadar geniş bir alanda Türkiye’nin hiçbir caydırıcılığı, müessiriyeti ve itibarı kalmamıştır" dedi.
"ERDOĞAN’IN EMİR ERİ OLAN HER GENELKURMAY BAŞKANI ACI ŞEKİLDE SORGULANIR VE MUAHEZE EDİLİR"
Semih Yalçın, "Atatürk döneminde sadece bölgede değil, bütün dünyada mazlum milletlerin umudu olan, hatta 90’lı yıllarda bile bölgesinde prestijli, rol model ülke olan Türkiye’nin yerini; diktatörcülük oynayan Tayyip Erdoğan’ın sevk ve idaresinde kendi içine kapanmış, bütün komşularıyla sorunlu bir ülke almıştır. Bunun neticesinde Türkiye Süleyman Şah Türbesi’ni bile koruyamayacak duruma düşmüştür. Böyle nazik ve hassas bir ortamda MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin eleştirileri ciddiye alınmalıdır. Ayrıca bilinmelidir ki onun şahsında muhalefet, demokratik hakkını kullanmaktadır. Muhalefetin sesi Hakk’ın ve halkın sesidir. Bu sesi dinlemeyen, görmezden gelen iktidarların sonu yıkımdır. Böylesi iktidarlara kul ve köle olan kamu görevlileri de bu yıkımda sorumluluk sahibidirler. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in dün Sayın Devlet Bahçeli’nin haklı tenkitleri karşısında suçluluk psikolojisiyle ve Tayyip Erdoğan’dan aldığı talimatla yaptığı açıklama da kendisini bu sorumluluktan kurtaramaz. Mill? menfaatlerimizin aleyhinde hareken eden, siyasi iktidarların yanlış kararlarını sorgulamayan genelkurmay başkanı da olsa tenkit edilecektir. Tenkit edilen; Tayyip Erdoğan’ın provoke Türk askeri değil onu yönetenlerdir. Bu isimlerin işgal ettiği makam millete aittir ve siyasetler üstüdür, üstelik kendisine hiçbir imtiyaz da bahşetmez. Siyasetin ve AKP iktidarının tasarrufu altına giren, Erdoğan’ın emireri olan her genelkurmay başkanı acı şekilde sorgulanır ve muaheze edilir" dedi.
"MUHALEFET PARTİLERİNİN DE ELEŞTİRİLERİNE KATLANMAK ZORUNDADIR"
Semih Yalçın, "Kaçak Saray mukimi Tayyip Erdoğan Süleyman Şah türbesiyle ilgili operasyonu bizzat sevk ve idare ettiğini söylediğine ve genelkurmay başkanı da yalı kazığı olmadığına göre, neden çıkıp da bu operasyonun mahzurları hakkında itirazda bulunmadığını kendisine sormak hakkımızdır. Eğer bir genelkurmay başkanı siyasi iktidarın emrine giriyorsa muhalefet partilerinin de eleştirilerine katlanmak zorundadır. Bu sadece bir askeri operasyonsa ve sadece genelkurmayın inisiyatifinde gerçekleşmişse Erdoğan’ın açıklamaları ne anlama gelmektedir? Siyasi iktidar neden bu meseleye burnunu sokmakta ve bir propaganda malzemesi h?line getirmektedir? Genelkurmay başkanları eskiden Türkiye’nin mill? çıkarları açısından mahzurlu gördükleri kararlar hakkında siyasi liderlere karşı koyacak yürekliliği gösterirler ve gerekirse istifa ederek hem kendilerinin onurlarını hem de ordunun prestijini korurlardı. Orgeneral Necdet Özel ise bunu yapmak yerine Erdoğan’ın Kaçak Saraydan yaptığı gibi işgal ettiği konuma aykırı bir üslupla Genel Başkanımıza laf yetiştirmeye çalışmaktadır" dedi.
"BAHÇELİ’NİN VE MENSUPLARIMIZIN KESİP ATTIĞI KÖR TIRNAK BİLE OLAMAZSINIZ!"
Semih Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bulunduğu makamı kötüye kullanan ve Anayasa’yı ihlal etmeyi alışkanlık h?line getiren hukuk bilmez ve dinlemez Tayyip Erdoğan’a ise söylenecek birçok çift sözümüz vardır.
Ey Tayyip Erdoğan!
Sen terörle mücadele değil müzakere ederken MHP Liderine terörle mücadelede ne yaptın diye soramazsın!
Suç işlemeye meyyal ve meraklı, Selefi-Eş’ari anlayışın yetiştirdiği şiddet yanlısı bir siyasi figür olarak o makama yakışmıyorsun.
Makamın mehabetine zarar veriyor, ismetini tarafgir ve partizanlığınla kirletiyorsun.
Sen kendini ne sanıyorsun?
Kendini ulaşılamaz, hesap sorulamaz, engellenemez ve ebediyen Kaçak Saray’da kalacak bir insanüstü varlık mı sanıyorsun?
Tarafsız kal, yerini ve haddini bil. Sen bir siyasi partinin genel başkanı değilsin. Kaçak sarayının odalarını ’ikna odalarına’ mı çevirdin?
Ayrıca bırak da biraz zavallı Ahmet Davutoğlu, başbakanlıktan muradını alsın. Ama sen adama fırsat vermiyorsun. Ne ona ne kimseye söylenecek söz bırakmıyor, herkese cevap yetiştiriyorsun.
Muhalefetin eleştirililerine tahammül edemiyorsan, niye orada oturuyorsun? Öyleyse dön partinin başına ve serbestçe siyaset yap. Orduyu da siyasi emellerine alet etme!
Beştepe’de kurduğun tatlı hayallerin fazla uzun sürmeyeceğini 2015 genel seçimlerinden sonra göreceksin. Orası senin için bir iğneli fıçı haline gelecek ve uykularını yitireceksin. 2015 genel seçimlerinden sonra hukuksuzluklarının hesabını birer birer vereceksin. Oturduğun makamı daha fazla rezil ve zarardide edemeyeceksin.
Kimlerden yana olduğumuza gelince… Biz milletimizin ve onun çıkarlarının yanındayız. Senin gibi PKK ile iş birliği halinde bulunduğu, peşmerge ve YPG’nin koruması altında operasyonlar tertip ettiği halde bunu inkar edenlerden değiliz.
Bizim milliyetçiliğimizi, vatan sevgimizi ölçmek senin haddin değildir. Cumhurbaşkanı sıfatıyla şehidimiz Fırat Çakıroğlu’nu anma erdemini bile gösteremeyerek içindeki, kin ve nefreti, ayrımcılığı ayan beyan ortaya koydun. Çünkü sen bütün kesimlerin, bütün halkın değil, sadece AKP’nin başkanısın.
Bölücü terör örgütüyle al gülüm ver gülüm ilişkisi içindeki sen ve senin emrindeki Genelkurmay Başkanı, asıl siz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ve mensuplarımızın kesip attığı kör tırnak bile olamazsınız!"